Pandeminin başından beri işleri ciddi şekilde düşen esnaflar son kısıtlamalarla beraber tamamen kepenk kapatmak üzere. Açıklanan destek paketini yetersiz gören esnaflar daha gerçekçi çözüm önerileri bekliyor.

Esnaf ölüm döşeğinde

Berkay Sağol

CovId-19 salgını sebebiyle alınan son kısıtlamaların üzerinden yaklaşık 1 ay geçti. Bu sürede bazı işletmeler kapısına kilit vururken, dükkânını açan işletmeler birçok günü siftah bile yapmadan kapatıyor. Bazı işletmeler ise ancak giderlerini karşılayabiliyor. Hükümetin açıkladığı destek paketi birçok esnafın sadece bir günlük giderini karşılamaya yetiyor. Esnaflar gerçekten destek beklerken, borçlarda da erteleme istiyorlar.

İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Birliği’nin açıkladığı rakamlara göre, bu süreçten İzmir genelinde toplamda 40 bin 203 işyeri doğrudan ve dolaylı bir şekilde etkilenmiş durumda. Bu işyerlerinde çalışanların aileleri ile birlikte 600 bin civarında kişi geçim sıkıntısı çekiyor.

İzmir Alsancak’ta ev yemekleri dükkânı olan Ali Çetin, işlerinin yüzde 80 düştüğünü söylüyor. Çetin, “İşimiz sulu yemek olduğu içi paket servis zor oluyor. Giderlerimizi ancak karşılıyoruz. Anlaşmalı olduğumuz yerler olduğu için kapatamıyoruz ama kısıtlama kararına bir ekleme daha olsa dükkânı kapatacağız. Pandemi sürecinde çok zor ayakta duruyorduk, oturarak yemek yasaklandığından beri daha da zorlanıyoruz. Mesela burada biz 10 kişiydik ancak şu anda 3 kişi çalışıyoruz. Açık tutma maksadımız dükkânın dönmesi. Yoksa giderleri ancak karşılıyoruz. Şimdiye kadar hiçbir destek görmedik maalesef kendi yağımızda kavruluyoruz” dedi.

Konak’ta bir restoranda çalışan Hasan Baydır, ise “Ne maaş alabiliyoruz ne de bir iş yapabiliyoruz. Çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz, bizi yüzde doksan etkiledi. Paket servis yapıyoruz ama insanlar tedirgin olduğu için çok istemiyor. Depremin ardından durum iyice kötü oldu. Herkes zor durumda, patron zor durumda olduğu için bize maaş veremiyor biz ne yapacağız? Devletten de zaten hiçbir şey alamıyoruz, iki aydır başvuruyorum ancak bir geri dönüş yok. Her gün açmıyoruz zaten burayı haftada 2-3 gün açıp şansımızı deniyoruz. Açıklanan esnafa destek paketinden de faydalanamıyoruz. Bir kere bile pandemi parası alamadık, kimlere veriliyor, ayrım mı yapılıyor anlamadım” diye konuştu.

GÜNLER SİFTAHSIZ GEÇİYOR

Alsancak’ta kitap kafe işleten Özgür Çırak da, dükkânı Temmuz ayında açtıklarını ve salgın, deprem, salgın üçlü cenderesinin içine düştüklerini vurgulayarak, “Depreme kadar biraz toparlanmıştık, kafe bölümümüzde hava güzel olduğu için dışarıda oturabiliyorduk. Deprem olunca işlerimizde 10 gün kadar durgunluk oldu. Sonra 28 Kasım’da tekrar kısıtlamalar başladı. Açtığımız günler neredeyse hiç satış yapmadan geçiriyor, can suyu dahi olmuyor, kirayı bile karşılamıyor. Mülk sahibi kirada biraz indirim yaptı. Açıklanan destek paketinden yararlanıyor olsak dahi kiranın ancak çeyreğini karşılıyor, ayrıca yeni açtığımız için ciddi miktarda kredi ödemesi var, harici giderler var ve kitabın karı çok düşük ancak maliyeti yüksek. İnternette kitap satan mağazalar somut alışverişin önüne geçmiş durumda, salgında kitap işi çılgınlık. Günlerimiz siftahsız bitiyor. Kafe kısmından biraz kazanıyorduk, kendimizi döndürüyorduk ancak o da bu süreçte tamamen bitti” ifadelerini kullandı.

Alsancak’ta içkili restoran işleten Ramazan İçen, “Pandeminin ilk başında zaten 3 ay kapattık. Sonra açtık ama yarı yarıya iş yaptık diyebilirim. 3 aylık zararı hiçbir zaman toparlayamadık. Zaten benim dükkânım küçük, masa sayım az. Son kısıtlamalarla birlikte yine tamamen kapattık. Ben rakıyı mı paket vereceğim, mezeyi mi? 13 bin TL kira ödüyorum. Bir aylık giderimiz en alt sınır 50 bin. 750 TL, 1000 TL çok komik bir rakam. Sonuçta biz vergimizi ödüyoruz, bunların bir şekilde dönmesi gerekiyor. Çok yüksek bedeller ödüyoruz. Bizden daha fazla kira ödeyenler var. Bu paketler bizim su paramızı bile karşılamıyor. Beklentimiz çok yüksekti. En kötü ihtimal mülk sahiplerine kira almayın denir derken böyle bir rakam bizi üzdü. Bu rakam komik değil insanın onurunu kıran bir rakam” dedi.