İş cinayetlerine kurban giden on binlere 11 işçi daha eklendi. İstanbul-Esenyurt’ta bir AVM inşaatında çalışan 11 işçi inşaat alanında uyudukları çadırda yanarak öldü. Son yıllarda kitlesel iş cinayetlerinin giderek tırmandığını görüyoruz: Adana-Kozan, Ankara-Ostim, İstanbul-Davutpaşa, Maraş-Elbistan, İstanbul-Tuzla ve daha niceleri... 

Bu yaşananlar kaza olarak nitelenemez, ihmalle izah edilemez. Bu cinayetler bir rejim sorunudur. Evet bir rejim sorunu. Son yıllarda giderek güçlenen esnek-güvencesiz-sendikasız çalışma rejimi bu cinayetlerin asıl nedenidir. Türkiye kapitalizmi büyüyor, sermaye birikiyor, inşaat sektörünü almış başını gidiyor. Otel inşaatları, AVM inşaatları, plaza inşaatları yükseliyor... Ölü sayısı da yükseliyor. 

Türkiye’de 1946-2010 arasında 60 bin işçi iş cinayetlerine kurban gitmiş. 2000-2010 arasında ise 10.723 işçi... Türkiye kapitalizmi büyüdükçe işçi ölümleri artmış. Giderek daha fazla işçi iş cinayetine kurban gider olmuş. 

Bu cinayetlere “iş kazası” diyorlar, “ihmal” diyorlar. Buna inanmamızı bekliyorlar. Yılda binden fazla iş cinayeti yaşanıyorsa burada artık ihmalden, kazadan söz edilemez. Bu cinayetleri önlemekle, bu işçi cehennemlerini denetlemekle sorumlu olanlar cinayet sonrasında adeta cinayet masası edasıyla olay yerini incelemesi yapıyor. Geçiniz bunları. Giderek artan bu iş cinayetlerinin asıl nedenlerini örtmeyin. 

İş cinayetlerinin asıl nedeni. Esnek, kuralsız, güvencesiz ve sigortasız çalıştırmadır. Daha fazla esneklik daha fazla ölüm demektir. Daha az sendika daha çok ölüm demektir. Sendikanın giremediği iş yerine ölüm girer. En büyük sektörlerden biri olan inşaatta kamu dışında sendikalı işçi yok mertebesinde. Yüksel Akkaya’nın ifadesiyle  tekstil, inşaat ve turizm (TİT) mafyatik sektörlerdir. İnsana en az değer verilen yerlerdir.  Bunun son kanıtı Esenyurt’taki katliamdır. 

İşte bu nedenle esnekliği artırma çabaları, çalışma hayatını kuralsızlaştırma çabaları yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarmak demektir. Çalışma yaşamında kuralları gevşetirseniz, esnek çalışmayı teşvik ederseniz, denetlemezseniz olacağı budur. Bu cinayetler tesadüf değildir. İş cinayetlerinin artması tesadüf değildir. Tercih edilen çalışma rejiminin, esnek-güvencesiz-sendikasız çalışma rejiminin sonucudur. 

Hükümetin çalışma ilişkilerinde tercih ettiği yönelim (çalışma rejimi) iş cinayetlerini azaltıcı değil artırıcı yöndedir. İş gücü piyasasının daha da esnekleştirilmesi 61. hükümet programında açıkça yer alıyor. Bu hedef doğrultusunda hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS) açıkça çalışma hayatının daha da esnekleştirilmesini, çalışma kurallarının daha da gevşetilmesini içeriyor. 4+4+4 ile çalışma yaşı 11’e indiriliyor. 

Çalışma Bakanı boşuna “ihmal” demesin, “işçilerin kaldığı çadırın ikinci kapısı yoktu” demesin. İş cinayetinin nedenleri teferruatlarda saklı değil.  Sermayeyi bu kadar dizginsiz bırakırsanız, çalışma hayatını bu kadar esnekleştirseniz, işverenlerin her dediğini yaparsanız, sendikaları etkisiz hale getirirseniz olacağı budur. 

İş cinayetleri bir rejim sorunudur. Evet rejim sorunu! Esnek-güvensiz-sendikasız çalışma rejimi ve onun siyasi mimarları bu cinayetlerin asıl sorumlusudur.