Ormanlarımız yanarken Resmi Gazete’de halka ait kıyılarda yapılaşmanın önünü açan kanun yayımlandı. Henüz kanun çıkmamışken İğneada’da yapılan otel inşaatına bakın, geleceğimizdeki yağmayı göreceksiniz.

Eşsiz plajda otel şantiyesi

Ülke alev alev yanarken orman ve kıyılarda yapılaşmanın önünü açan kanun 28 Temmuz 2021 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. 7334 sayılı ‘Turizmi Teşvik’ başlıklı bu kanuna göre; ormanlar, kıyılar, ‘Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri’ adı altında rantçılara açılacak, halkın ücretsiz kullanımındaki sahillere bile binalar dikilebilecek. Bu rant alanlarının yeri, mevki ve sınırlarını Cumhurbaşkanı belirleyecek.

Özetle; yangın söndürme uçağı almayı aklına getirmeyen iktidar para ve rant söz konusu olunca çok hazırlıklı. Üstelik yasanın zamanlaması da manidar.

Bu yeni kanunla yağmanın nasıl yasal hale geleceğini görmek için yasadışı bir örneğe tanıklık edelim.

İğneada’ya bakalım…

İğneada; Türkiye’nin Karadeniz sahilinin en batısında, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı bir belde.

Istıranca Dağları’ndaki meşe ve kayın ormanları arasında kıvrılan yolun sonunda masmavi deniz görünüyor. Ağaçların arasından akan dereler denize yakın lagün göllerdeki tuzlu suyla buluşuyor. Yeşil sazlıklarla dolu Mert Gölü’nün ardından eşsiz longoz ormanı başlıyor. Geniş kumsalda ince kum parlıyor.

Ama…

İğneada’nın yerleşim merkezi, bölgedeki doğal güzelliklere yakışmıyor. Beton çıplaklığında sokaklar, apartmanlarla dolu. Yenileri yükseliyor.

Yetmiyor.

Şimdi İğneada’nın harika kumsalının tam ortasında otel inşa ediliyor.

Evet…

İnsanların güneşlendiği, çocukların kumdan kaleler yaptığı plajda…

Kıyı Kanunu’na göre; her yurttaşa açık ve yapılaşmaya kapalı olması gereken kumsalda… Kumların içinde beton rantı yükseliyor.

İğneada’dan Limanköy’e uzanan sahil yolunda yürüyenlerle kumsalın, denizin arasına 6-7 metre yükseklikte inşaat paravanları giriyor.

İddiaya göre; dev perdelerin arkasında birileri işler çeviriyor.

DARBE HUKUKSUZLUĞU VE İMAR AFFI

41 yıl öncesinden, en başından anlatmaya devam edelim.

12 Eylül askeri darbesinden sonra geliri köy işlerine kalmak üzere moteller inşa edildi. Bunlardan biri de kumsalda tapusu olmadan yapılan İğneada Motel oldu. Mavi boyanmış motel iki katlıydı ve bahçesiyle beraber kumsalda 11 bin 680 metrekarelik alanı kaplıyordu. 493 metrekarelik motel aslında darbe dönemindeki hukuksuzluğun bir anıtıydı. Kıyı Kanunu’na tamamen aykırıydı. Çay bahçesi, terasları da olan motel, Kırklareli İl Özel İdaresi’ne devredildi. 1990’lı yıllarda Hazine bina ve müştemilatın yıkımı için dava açtı ve idare mahkemesi yıkım kararı verdi. Ancak kesinleşen bu karar yıllarca uygulanmadı, Kırklareli İl Özel İdaresi motelin işletmesini farklı kişilere vermeye devam etti.

Motel binası zaman içinde atıl kaldı. Haziran 2018’de seçim öncesi iktidarın oy hesaplarıyla çıkarttığı imar affı ise kumsaldaki kaçak, tapusuz yapı için yeni bir süreci başlattı. Kırklareli İl Özel İdaresi motel için imar affına başvurdu. 2020 yılında ise oteli 15 yıllığına kiralamak için ihaleye çıktı. Kira şartnamesinde motel için aylık kira bedeli sadece 7 bin 834 TL olarak öngörülmüştü. İmar affı kapsamında sadece terasta düzenlemeler yapılacağı sözleşmede yazıyordu.

İhaleyi alan Salkım Orman Ürünleri Firması’ydı. Firma eski binayı yıkmaya başlayınca İğneada’nın CHP’li başkanı Tahir Işık’a şikâyetler yağdı ancak hiçbir işlem yapılmadı. İnşaatın çevresi 6-7 metre yüksekliğindeki paravanlarla kapatılarak inşaata devam edildi.

CHP’Lİ ÜYELERDEN CHP’Lİ BAŞKANA TEPKİ

Belediye Meclisi 6 CHP’li ve 3 AKP’li üyeden oluşuyor. İki CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Aypar Ataç ve Bülent Sakarya, inşaatın mühürlenmesi için kendi partilerinden olan belediye başkanıyla defalarca görüştü. İki belediye meclis üyesi, plaj üzerinde tapulu hiçbir bina olmadığını, motel binasının da imar affından yasalar gereği yararlandırılamayacağını savundu. İnşaatta eski motel binasının ve müştemilatın kiralama sözleşmesine de aykırı olarak tamamen yıkıldığı, yüksekliği ve kumsalda kapladığı alanın artırıldığını ifade ettiler. Tüm duvar ve kolonların yıkılarak alanı genişletilen inşaatın kaçak olduğunu belirterek yaptıkları girişimlerden sonuç alamadılar.

Mehmet Aypar Ataç ve Bülent Sakarya, Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne inşaatın ruhsatsız ve kaçak olduğunu ve derhal mühürlenmesi gerektiğini anlattıkları dilekçe verdi. Ancak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkinin belediyede olduğunu savunan bir yanıt gönderdi, inşaatı incelemek ve denetlemek için görevli bile göndermedi. CİMER’e yapılan başvuru da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yönlendirilmiş ve aynı içerikte bir yanıt gelmişti.

BAŞKAN: YETKİM YOK

İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık ise binanın Kırklareli İl Özel İdaresi’ne ait olduğunu, imar affına sokulan bina konusunda yetkinin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde bulunduğunu ifade etti. Kendisinin de kumsalda böyle bir yapılaşmayı onaylamadığını ifade eden Tahir Işık inşaatın yasal olduğunu ve mühürleyemediğini savundu. Tahir Işık, eski motel binasıyla aynı büyüklükteki bir yapı inşa edildiğini öne sürdü.

CHP’li belediye meclis üyeleri Mehmet Aypar Ataç ve Bülent Sakarya, 7 Temmuz 2021 günü Demirköy Savcılığı’na CHP’li Başkan Tahir Işık ve Kırklareli Çevre ve Şehircilik Müdürü Ersoy Canbek hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Bugün İğneada’nın kumlarıyla meşhur plajında inşaat sürüyor. Denize giren, güneşlenen insanların yanı başında devasa paravanla kaplı şantiye var. Rant uğruna tüm halka ait bir alan işgal ediliyor.

Yasal dayanağı yokken kumsalı şantiyeye çevirenlerin, 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’ndan sonra neler yapabileceğini düşünün.

Ormanlarımız yanarken bu yasayı geçirenler halkın ormanlarını, plajlarını kimlere satacak, buralara acaba kimler çökecek?