Et fiyatlarının sürekli artmasını Meclis gündemine taşıyan CHP'li Gürer, bu fiyat artışından besicilerin değil, aracıların kazandığını belirtti

Et fiyatlarındaki artış Meclis gündeminde

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, korona virüs salgınıyla yükselişe geçen ve Ramazan ayında da rekor üstüne rekor kıran et fiyatlarındaki anormal artışları, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakmedirli’ye yönelttiği yazılı soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.

Yem fiyatlarındaki artışın da önüne geçilemediğini vurgulayan CHP Milletvekili Gürer, “Et fiyatlan yükselirken üreticinin kazanamaması ve tüketicinin de fiyatlardaki yükselişten mustarip olması bu durumdan en karlı çıkanın üretmeden kazanan, aracıların olduğunu gösteriyor” dedi.

Yem fiyatları dolara bağlı yükselmesinin besicileri zor duruma düşürdüğünü belirten Gürer, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin şu soruları yanıtlamasını istedi:

►Et fiyatlarının, etin bölümlerine göre kilosunun 100 TL'ye kadar çıkması normal midir?

►Bu bağlamda Et ve Süt Kurumu piyasaya et satışında bulunmakta mıdır, bulunmaktaysa piyasaya sattığı etin fiyatı ne kadardır?

►Yeterli sayıda hayvan varlığı olduğu ifade edildiği halde et fiyatlarının artmasının sebepleri nelerdir?

►Yem fiyatlarındaki aşırı artışa karşı bir önlem alınması düşünülmekte midir?

HAYVANCILIK ZORLAŞIYOR

Gürer, Türkiye'de hayvancılığın zor ve meşakkatli bir iş olduğunu belirterek Bakan Pakdemirli'nin yanıtını beklediğini belirtti.

Alanda hayvancılık yapanların sorunları dinlendiğinde durumun ne kadar ciddi olduğunun görüldüğünü ifade eden Gürer şu ifadeleri kullandı:

“Ahırı, bakımı, çobanı, veterineri, hayvanın sağlığı ve beslenmesi ciddi bir emek gerektiriyor. Hayvanın yaşamı sürekli takip ve özverili bir çalışma ile sağlanabiliyor. Sanayi yeminin ithal ürünlere bağlı olması nedeniyle dolara endeksli olarak fiyat artışı yaşanıyor. Yem olarak yonca, yemlik arpa, saman, küspe fiyatları geçen yıla göre katlayarak artış gösterdi. Hayvancılık, kırsaldaki aile tipi işletmelerde katma değerli ürün üreterek değil canlı hayvan satımına endeksli yapılıyor. Kasap, hayvanın kilosunu 32-36 TL aralığında, karkas et olarak pazarlıyor. Sonra el değiştikçe ve farklı löp et bölümleri ile fiyat son tüketiciye ulaştığında katlanmış oluyor. Yüksek girdi maliyetleri ve pazarlama sorunu etin maliyetini katlıyor. Burada piyasayı dengeleyecek olan iktidarın politikalarıdır. Girdi fiyatlarının kontrol edilmesi, pazarlamada düzenli akış ve son fiyatı dengelemek Bakanlığın görevidir. Et ve Süt Kurumu bu bağlamda piyasada daha etkili olabilmelidir. Besici mağduriyetini giderecek destekler sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu sistem besiciye değil aracılara yaramaktadır. 2010 ile 2019 yılları arası et ve canlı hayvan ithaline 8 milyar 290 milyon dolar ödenmiş olup buna rağmen çözüm üretilemiyorsa bakanlık bu anlamda yaşanan sorunlara daha çözümcü bir planlama ile yaklaşarak çalışmalar yapıp, hayvancılıkta teşvik ve desteğini artırmalıdır. Bu bağlamda Bakanlığın soruna nasıl baktığını bir kez daha görme şansımız olacak. Bu ve benzeri sorularla; esasen TBMM’ye gelmeyen Bakanlara, ülkede yaşanan sorunları verdiğimiz soru önergeleriyle yansıtıyoruz.”