Gerçekten tarihi bir röportajdı.

Cumhurbaşkanı’nın devlet kasasının başına oturttuğu damadı Berat Albayrak ile Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın düeti hep hatırlanacak.

Ülkenin para birimi yerlere serilmişken ‘Endişelenmeli miyim?’ diye soran gazeteci, ‘Dolarla maaş almıyorsan endişelenme’ diye yanıt veren Hazine Bakanı nasıl unutulur? Fıkra gibi...

Bence efsane kısımlardan biri; yangın yerine dönmüş mutfaklara dair sorular sorulmazken Çokemelli, Eti Puf’lu muhabbet yapmalarıydı.

Ne de olsa Ahmet Hakan saçını, sakalını değirmende değil medyadaki tilki kurnazlığıyla ağartmıştı. Yuvarlak yüzü Hindistan cevizli Eti Puf’a benzemişti. Siyasal İslamcı geçmişinde ‘iskele sancak’ yıllarca yol aldıktan sonra ‘bir muhalif üç yandaş yazı’ formülüyle eski medyanın batık amiral gemisinin kaptan köşküne tırmandı. Son röportajıyla iktidarın havuzunda yelkenler fora ilerliyordu.

Bu ustalıkla damadı janjanlı ambalajlara sardı. Berat Albayrak’ın ‘Burası çok önemli’ lafından sosyal medyada türetilen ‘Çokomelli’ alaylardan hoşgörülü bir siyasi portresi yoğurdu. Eti Puf’u daha çok sevdiklerinin muhabbetiyle üzerine beyaz tanecikler serpti.

Röportajdan sonraki ilk köşe yazısında bu muhabbeti ballandırarak anlattı ve çökmüş ekonominin başındaki damadın çok eleştirilmesini ‘anormal’ ilan etti. Tepkileri Sabah, Yeni Şafak, Akit kıvamında komple teorileriyle sundu.

Hiç şüphe yok; Saray’daki ‘çakma Goebbels’ çok memnun kalmıştı.

Eti Puf gazeteci, kesinlikle yandaşlığın MasterChef’iydi.

★★★

Peki Eti Puf, son 4 yılda ekonomik tablodan nasıl etkilendi?

Erdoğan, 2 Aralık 2016’da vatandaşlara ‘Yastık altındaki doları bozdurun’ çağrısı yaptığında Eti Puf 25 kuruştu. Bugün 50 kuruş. Ahmet Hakan’ın 100 bin TL maaş aldığını varsayalım (Ki 100 bin liradan çok daha fazla). 4 yıl önce maaşıyla 400 bin tane Eti Puf alırken bugün 200 bin adet alabiliyor. Ama olsun dolarla maaş almıyor.

DOLARSIZ FAKİRLERİN EKONOMİSİ

Erdoğan, 2016’da “Dolarları bozdurun” çağrısı yapıp “Yine teğet geçecek” dediğinde dolar 3.50 TL’ydi. Şovu bol döviz bozdurma şenliklerine dönmüştü ülke. Dolar bozdurma dekontuyla gelene tıraş bedava, yemek yüzde 25 indirimli, alkış gırlaydı.

Nedense köprü, yol, şehir hastanesi ihaleleri dağıtılan yandaş müteahhitlerin hazine garantisi, dolar olarak bırakılmıştı.

Ayşe Teyze, yastık altından çıkardığı 1.000 doları döviz bürosuna gidip bozdurmuş, 3 bin 500 TL’yi alıp yastığının altına koymuştu.

Bugün 1.000 doların karşılığı 7 bin 385 TL. Ayşe Teyze’nin ekonomisini kriz teğet geçmedi, aksine üzerinden ezip geçti.

Ayşe Teyze, Hazine ve Maliye Bakanı’nın deyimiyle ‘yurt dışında tatil yapmayan, Mercedes’e, BMW’ye binmeyen’ bir fakirdi. Damadın söylediğine göre; şikâyeti yoktu.

Gerçekten öyle mi?

Aralık 2016’da bilinen bir marka diş macununun 125 mililitresi 8 liraydı, bugün 18 lira. Yerli malı 250 gram bir kangal sucuk 10 TL’ydi, bugün aynı marka sucuğun indirimli fiyatı 28 TL. Teneke 5 litrelik ayçiçek yağının Aralık 2016’daki fiyatı 28 lirayken bugün sanal markette indirimli fiyatı 48 TL. Ucuzluk marketinde 4 yıl önce 30 lira olan toz deterjan bugün olmuş 94 lira.

Yandaş müteahhitler mi? Onlar dolar yükseldikçe uçuşta.

★★★

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yıl önce 10 Ağustos 2018’de ise vatandaşlara yastık altındaki dolarla birlikte altınların da bozdurulması çağrısı yaptı. Ayşe Teyze çeyrek altını 386 liraya bozdurdu. Bugün bir düğün davetiyesi geldiğinde karalar bağlıyor. Çeyrek altın 768 lira.

Özetle; Erdoğan Cumhurbaşkanı değil finans danışmanı olsa kesinlikle ülkedeki milyonlarca insan gibi işsizdi.

BARBARLARI BEKLERKEN…

Ekonomik çöküşte yıllardır hep aynı argüman hep aynı nakarat:

‘Ben yapmadım, dış güçler yaptı.’

Eskiden en azından ‘Eyyy Amerika’, ‘Eyyy AB’ denir, turp ısırılıp portakal bıçaklanırdı.

Artık kimdir, adresi nedir bilinmez ‘dış güçler’ lafıyla idare ediliyor.

John Maxwell Coetzee’nin ‘Barbarları Beklerken’ kitabındaki kasabadan farksız ülke. Etrafındaki çöllerde barbarlar olduğu yalanıyla korkutulup yanı başındaki barbarlığa, adaletsizliğe, çöküşe razı edilmek isteniyor toplum.