Tarımsal kuraklık, bitkinin su ihtiyacı olduğu zamanlarda yeterli suyun toprakta bulunmamasıdır ve gelecekte ülkemizin bazı bölgelerinde ortaya çıkabilecek en önemli tarımsal risklerden birisidir.

Etkileri araştırıp harekete geçmeliyiz

Prof.Dr. Levent ŞAYLAN*

İklim değişiminde en çok merak edilen ve geleceği planlamaya yararlı olacak bilgi, bu değişikliğin Dünya’yı, ülkeleri, bölgeleri, hatta daha küçük ölçekte bulunduğumuz yeri, bizi, nasıl etkileyeceğidir. Bilhassa insan ve diğer canlıların yaşamını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen tarım, orman ve su kaynaklarının, iklim değişikliğinden nasıl etkilenebileceğinin belirlenmesi son derece önemlidir.

Yaşam için anahtar role sahip olan tarım, “çatısız bir fabrika” gibidir. Tarım ve ormanlar, hem iklim değişikliğinden etkilenir hem de iklim değişimi/değişikliğine etkide bulunurlar. İklim değişikliği tarımı olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Her bitkinin, gelişimini kontrol eden meteorolojik değişkenlerin; en düşük, en yüksek ve optimum değerleri vardır. Bunlarda meydana gelebilecek değişimler, ekim ve hasat zamanı, bitkinin gelişme aşamaları, sulama miktar ve zamanı, hastalık ve zararlılar, verim vb. konuları yakından ilgilendirmektedir.

Ülkemizde bitkisel üretimin büyük bir kısmı, “kuru tarım” şartlarında, yani yağışın miktar ve zaman olarak dağılımına bağlı olarak yapılmaktadır. Tarım ve su yılı, 1 Ekim ile 30 Eylül arası dönemi kapsar. Bu süreçte, ülkemizde her yıl az veya çok kuraklık problemi bazı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Ancak, meteorolojik olarak kurak olan bir dönem, tarımsal olarak kurak olmayabilir. Bu nedenle, tarımsal kuraklık, meteorolojik veya hidrolojik kuraklıktan farklıdır. Tarımsal kuraklık, bitkinin su ihtiyacı olduğu zamanlarda yeterli suyun toprakta bulunmamasıdır ve gelecekte ülkemizin bazı bölgelerinde ortaya çıkabilecek en önemli tarımsal risklerden birisidir.

YAĞIŞIN NE ZAMAN DÜŞTÜĞÜ ÖNEMLİ

Türkiye genelinde, 2020 yılı Ekim ve Kasım ayları meteorolojik olarak kurak geçmiştir. Bu durum hidrolojik olarak da etkisini göstermektedir. Bitkilerin su ihtiyacının az olduğu bu dönemde yağışların azalması, bitkinin çıkış yüzdesini etkileyebilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu erken dönemde bitkilerin su istekleri çok azdır. Bilhassa, bitki su ihtiyacının fazla olduğu dönemlerde yağışın düşmemesi, verimi daha fazla etkiler. Özellikle kışlık ekilen tahıllar açısından kuraklık, bitkinin gelişiminin yani fotosentez faaliyetinin arttırdığı ve suya daha fazla ihtiyaç duyduğu aylarda daha önemlidir. İlkbahar mevsimindeki yağışlar, tarımsal kuraklık açısından daha kritiktir. Bu nedenle, tarımsal kuraklığı değerlendirirken her bitki ayrı değerlendirilmelidir. Bitkinin su ihtiyacını karşılayacak su toprakta yoksa veya sulama ile toprağa verilemiyorsa tarımsal kuraklık söz konusudur. Burada önemli olan, yağışın, bitkinin hangi gelişme aşamasında, nasıl ve ne miktarda düştüğüdür. Bu nedenle yağışları sadece toplam miktarları üzerinden ele almak; bitkilerin kuraklıktan etkilenme derecesini analiz etmek için yeterli olmayabilir.

Tarım, daima meteorolojik kaynaklı risklerin etkisi altındadır. Bu nedenle aşırı hava olaylarının (kuraklık, sel, don olayı, dolu, sıcak hava dalgaları vb.) bitkinin hangi gelişme aşamasında meydana geldiğine göre değişen etkileri vardır. Bu nedenle, aşırı hava olaylarının gelecekte tarım açısından oluşturabileceği riskler belirlenmeli ve buna göre önlemler planlanmalıdır. Risklerden etkilenecek üreticilerin, iklim değişikliğinin etkileri ile ilgili farkındalıklarının arttırılması; gerekli önlemler, teknolojiler konusunda bilgilendirilmeleri ve desteklenmeleri önemlidir. İklim değişikliği sonucu ortaya çıkabilecek riskler, gelecekte daha fazla üreticinin tarım sigortasına ihtiyaç duymasını gerektirebilir.

YÜZDE 70’İ TARIMSAL SULAMADA KULLANILIYOR

Ülkemiz tarımı için bir diğer risk, hava sıcaklıklarına paralel olarak artması beklenen buharlaşma miktarıdır. Gelecekte, halen yetiştirilen bitkilerin su ihtiyaçlarınının bu şartlar altında daha da artması söz konusudur. Günümüzde, kullanılabilir sularımızın yaklaşık yüzde 70’i tarımsal sulama amaçlı olarak kullanılmaktadır. Gelecekte, bu durumun sürdürülmesi mümkün gözükmemektedir. Bunun azaltılması için, sulama suyunun daha az su kaybına neden olan yöntem ve teknoloji ile iletilmesi ve uygulanması gerekmektedir.

İklim değişimini tahmin eden model sonuçlarına göre; ülkemizde sadece yağışların miktarı değil, düştükleri zamanlar da değişecektir. Bunlara ilave olarak, hava sıcaklığı, nem, güneşten gelen radyasyon vb. faktörlerde de değişimler beklenmektedir. Günümüzde, iklim değişikliğinin bitkilerin gelişimine, verimine yapabileceği etkileri, bitki gelişimini benzeten modeller ile incelemek mümkündür ve bu araştırmalar tarafımızdan ülkemizde bazı yerlerde yapılmaktadır.

YANGINLARIN ARTMASINA NEDEN OLACAK

Bitkinin ihtiyacı olan zaman ve miktarda suyun doğal veya yapay olarak bulunmaması veya sağlanmaması, ülkemizde hem tarımı ve hem ormanları olumsuz etkileyecektir. Kuraklık aynı zamanda orman yangınlarının artmasına da neden olacaktır. Değişen iklim, gelecekte, bazı bitki türlerinin ülkemizde yetişememesine veya yetiştirilmelerinin ekonomik olmamasına neden olabilir. Ancak, değişen iklime uyum sağlamayan bitki türlerinin yerini, yeni türler alacaktır. Ayrıca, iklimin değişmesi demek, bitki hastalık ve zararlıların da değişmesi demektir.

Trakya’da, Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü ile yaptığımız araştırmalarda, iklim değişikliğinin bazı bitkileri gelecekte nasıl etkileyebileceği, modeller kullanılarak belirlenmiştir. Aynı zamanda bazı bitkilerin sera gazı değişimleri ile iklime nasıl etkide bulunduğu da tespit edilmiştir. Ancak bu çalışmaların diğer iller, bölgeler ve bitkilere de yaygınlaştırılmasında yarar vardır.

Yapılması gereken, iklim değişikliğine tarımın uyum sağlayıp sağlamayacağını belirlemek; olası yarar veya zararları öngörmek; uyum stratejileri geliştirmek; iklim değişikliğinin tarım alanında sosyal ve ekonomik koşullara etkilerini analiz etmek; çiftçiler için gelecekteki iklim risklerini belirlemek; zararı azaltacak faydayı arttırcak çözüm önerileri geliştirmektir.
Sonuç olarak, üstü açık bir fabrika niteliğindeki tarımda bacanın tütebilmesi, yani üretimin devam etmesi, yüksek ve kaliteli ürünler alabilmemizin şartlarından biri belki de en önemlisi olan iklimde meydana gelebilecek değişimlerin, tarıma yapabileceği etkilerin belirlenmesi için, Tarımsal Meteorolojisi alanında uygulamalı araştırmalara daha fazla destek verilmesinde yarar vardır.

*İstanbul Teknik Üniversitesi
Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi
Meteoroloji Mühendisliği Bölümü