On beş günde bir bizim ufaklıkla baş başa verip girişiyoruz evin temizliğine

On beş günde bir bizim ufaklıkla baş başa verip girişiyoruz evin temizliğine. “Kutu gibi” denilen cinsten iki oda bir salon; gel gör ki canımız çıkıyor ortalığı süpürürken, camları silerken. Hele mutfak; pişirirken yağ sıçratmışız duvar olmuş yemek listesi, yerken içerken dökmüşüz, iz bırakmış onca şey… En dayanılmazı, bir süre sonra sanki yarım ağız bir neden uydurarak ufaklığın toz olması. Kalır mıyım tek başıma? Hah işte, o zaman anlar mıyım bu ev işi ne denli zor, ağır bir işçilik diye?! İki büklüm, zar zor adım atarak her yerim tutulmuş, her yerim ağrılar içindeyken hıncımı kimden alsam ki? Beni yarı yolda bırakıyor ya, bağırıyorum, sessizce arazi olmuş ufaklığın odasına doğru: “Ben senin kölen miyim?!”

Ev İşçileri Dayanışma Sendikası basına ve kamuoyuna şöyle sesleniyor: “Ey Devlet, ey Hükümet, ey Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı! Biz 15 Haziran 2011 yılından beri “ev işçisiyiz toz bezi değiliz” diyerek sağır sultana bile sesimizi duyurduk ama size duyuramadık!..” Duyurunun tümünü alıntılayamam, yerim yeterli değil ama kimilerini özetleyebilirim: “Türkiye’de ev hizmetlerinde çalışanların neredeyse tamamı kayıtsız, güvencesiz çalışıyor… Ev hizmetlerini yasa kapsamı dışında tutan (4857/4 (e)) istisna hükmü ayrımcılık getirmekte, ev işçilerini işçi haklarından yoksun bırakmaktadır… Ataerkil mirastan faydalanarak kadın emeğini görünmez kılan bu strateji erkek egemen kapitalist sistem için avantaj oluyor… Ev işçilerinin iş tanımı, mesleki standardı yoktur. Ayrıca ev hizmetlerinde çalışanlar, küçümseniyor,  hor görülüyor, onur kırıcı muameleyle yüz yüze geliyor… Ev işçileri yatılı çalıştıkları zamanlarda hak ihlalleri 24 saate yayılmaktadır. Ev işçileri yasal sürelerini aşacak şekilde uzun çalıştırılıyor. Denetimsizlik ve haklardan yoksunluk nedeniyle çalışanlar taciz, şiddet gibi riskler yanı sıra zorla çalıştırma, özgürlüklerin kısıtlanması, zalimane muamele gibi zorbalıklarla da karşı karşıya kalabilmektedirler… Ev işçilerinin ev işyerlerinde yaşadıkları cinsel şiddete karşı yeterli hukuki koruma yoktur… Ev işçileri asgari ücretin altında çalıştırılabilmektedirler… Ev işçileri sosyal güvenlik şemsiyesine alınmalı, sigorta primi için teşvik verilmelidir… Ücretli, ücretsiz tüm ev işçilerine yıpranma payı ve erken emeklilik getirilmelidir… Ev işçileri çalışanların kullandığı bütün hakları kullanabilmelidir. Bu haklar uygulanabilir ve erişilebilir olmalıdır…”

Ben biliyorum, tatmışım kölelik düzenini! Bu kez ufaklığa değil camdan dışarıya bağırıyorum: “Ey Hükümet, ev işçileri köleleriniz mi?!..”