Başta Erdoğan olmak üzere iktidar sözcüleri halka salgın boyunca evde kalın çağrısı yapıyor. Ancak çağrının bir karşılığı yok. Yurttaşlar istese de evlerinde kalamıyor, kamuda ve özelde çalışanlar her gün işe gitmek zorunda bırakılıyor

#EvdeKalalım ama nasıl?

YAŞAR AYDIN

Türkiye koronavirüs salgınına karşı yurttaşların evde kalması için kampanyalar düzenliyor. İktidar, yetkilileri her fırsatta “Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeyecek, her birey kendi OHAL’ini uygularsa sorun kalmaz” tekinlerinde bulunuyor. Son olarak dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu benzer açıklamalarda bulundu.

Ancak okullar tatil edilip 65 yaş üstü yurttaşlara sokağa çıkma yasağı getirilse de çalışanlar için tek bir somut adım atılmış değil. Devlet, kendi kurumlarını çok önemli dedikleri “iki haftalık” süre için bile iki haftalık bir süre için dahi tatil etme konusunda çok isteksiz. Yaklaşık 4 milyon 500 bin kamu çalışanının çok azı izinli ya da evden çalıştırılıyor. Kamu çalışanlarının dörtte üçlük bölümü her sabah işine gidip akşam evine geri dönmek zorunda. Yolda temas edecekleri hariç, işyerlerinde onlarca mesai arkadaşlarıyla birlikte çalışıyor. Devlet kurumlarına işlerini çözmek için gelen vatandaşlar hariç.

ESNEK ÇALIŞMAYA GEÇİŞ

Devlet birkaç sektörde evden çalışma kolaylığını getirdi. Şimdilik son derece sınırlı sayıda sektör ve çalışanı kapsıyor. Devletin bu hamlesi virüs salgını önleminden çok sürekli gündeme getirdiği ama tepkilerden dolayı bir türlü cesaret edemediği “kamuda esnek çalışma” sürecinin hazırlığı, bir çeşit provası olarak görülüyor. Toplumu özellikle de kamu çalışanlarını eğitme ve psikolojik olarak hazır hale getirme süreci.

MADENLER İNŞAATLAR LİMANLAR

Devletin kendisine dair bir düzenleme yapmadığı gibi özel sektör için de bir girişimi olmadı. Binlerce inşaat işçisi şantiyelerde alt alta üst üste ortak alanlarda uyumaya, yemek yemeye devam ediyor. Hiçbir hijyen şartı yerine getirilmeden... Bunların önemli bölümünün yandaş müteahhitlerin dev inşaat projeleri olduğunu söylemeye gerek bile yok.

Benzer bir fotoğrafı maden ocaklarında da görmek mümkün. Günde 10 saati aşkın bir süre neredeyse dip dibe yaşayan işçiler akşam mesai sonrası neredeyse hiçbir önlem almadan evlerinin yolunu tutuyor.

Devletler arası hava ulaşımı neredeyse durmuş durumda. Birkaç merkez dışında uçuş yasaklandı. Ama aynı şeyi deniz ve karayolu taşımacılığı için söylemek mümkün değil. Başta İtalya olmak üzere salgının ciddi noktalara ulaştığı ülkelerle ticaret devam ediyor. Limanlarda ve gümrük merkezlerinde binlerce işçi buradan gelen ürünlere her gün temas ediyor.

YURTTAŞLA DALGA GEÇMEK

Neredeyse her gün iktidar yetkilileri her akşam televizyonlara çıkıp yurttaşa evde kalın çağrısı yaparken, aynı gecenin sabahında milyonlarca çalışanın işe gitmesi de isteniyor. Üstelik neredeyse elle tutulur tek bir önlem almadan. Devlet bunu çalışanların önemli bölümünün sokağa çıkarmadığı 65 yaş üstü yaşlılarla, okullarını tatil ettiği öğrencilerle aynı evde kaldıklarını bilerek yapıyor.

AKP iktidarı hiç kuşkusuz bu gerçeğin farkında. Bir başka farkında olduğu gerçek ise alacağı her önlemin kendisine yeni ekonomik ve sosyal sorumluluklar yükleyeceği. AKP bu sorumluluktan kaçıyor. Her saat ne kadar güçlü olduğunu anlatan AKP iktidarı salgına karşı yurttaşı yalnız bırakıp köşesine çekildi. Sürecin tüm günahını da evinde kalamayanların sırtına yükleyerek.