Geçenlerde 19 seneden sonra Chelsea kulübünü satışa çıkardığı açıklıyordu Roman Abramovich, hikâyeye dair naçizane birkaç kelam ile başlayalım yazıya. Ada futbolunu yakından takip edenler bilir, Chelsea, Abramovich öncesinde kapısına kilit vurulmasına ramak kalmış, 2. lig ile 1. lig arasında mekik dokuyan, lige tutunduğu sezonlara sevinen gariban bir Londra kulübüydü. Liverpool taraftarları Stamford Bridge’e geldiği zaman, sevdalıları çocuk şarkısından alıntıyla, “London Bridge is falling down” (Londra köprüsü yıkılıyor) diye alaycı tezahürat yapardı. Abramovich döneminde kulüp 2 milyar sterlin harcadı, 15 teknik direktörle çalıştı, şampiyonlar ligi dahil olmak üzere 21 kupa kazandı. İki Şampiyonlar Ligi kupası, 5 Premier Lig şampiyonluğu, 5 Federasyon Kupası onlardan bazıları. onun döneminde Drogba, Hazard, Shevchenko gibi efsaneler takımın formasını giydi. Ken Bates’in 1982’de 1 sterlin karşılığında satın aldığı kulüp rüyasında görse inanamayacağı başarıyı Abramovich sayesinde yaşadı. Liverpool’un sezonu şampiyon bitirdiği 1982-83 sezonunda şimdilerde lige tutunmaya çalışan Everton ligi 7. sırada bitirmişti. O sezon 2. Lig’i 18. sırada bitiren Chelsea iki puan fazlasıyla küme düşmekten kurtuldu. Sözün özü, Abromivch, Chelsea yerine Everton gibi zirveye oynayan bir takımı alsa hikâye nasıl yazılırdı kim bilir…

Londra’da soğuk bir pazartesi akşamında, ligde küme düşme potasının bir puan üzerindeki Everton zorlu Tottenham Hotspur deplasmanında. Ev sahibi Tottenham 3-4-2-1 dizilişinde, ileri uçta golcüleri Kane’nin arkasında Kulusevski ve Son ikilisi, orta sahada Doherty, Hojbjerg, Bentancur, Sessegnon dörtlüsü. 11’de Tottenham atağında Kane’nin enfes pasında Son’un savunma arkasına sarktığı pozisyonda vurmakta geç kalıyor 7 numara ama aradıkları golü üç dakika sonra buluyorlar. Sessengnon’un soldan çizgiye inip ceza sahasına kestiği topa Everton savunmasında Keane topu kendi ağlarına gönderiyor, pozisyonda Kane’nin topa baskısı golü getiren faktörlerden. 17’de fark ikiye çıkıyor, Kane’nin yarattığı pozisyonda Son’un ceza sahası içinden yerden vuruşunda Everton kalesinde Pickford topa müdahale edemiyor. Kalelerinde gördükleri ilk gole kadar iyi mücadele eden Everton savunma hatalarıyla geriye düşüyor. En son 1951’de küme düştüklerini, o sene hâlâ savaş sonrası karne olduğunu hatırlatalım. 37’de Kulusevski’nin Everton savunması arkasına pasında Kane takımının üçüncü golünü atıyor, pozisyonda Everton kalecisi Pickford ile son savunmacı arasındaki mesafe yaklaşık 30 metre. 10 numara Premier Lig’de bulduğu gol sayısında Thiery Henry’i yakalarken, kenarda takımın dağılışını izleyen Everton’un hocası Lampard’ın gol sayısına yaklaşıyor.

2. devreye Sessegnon’un yerine Reguilon’u alarak başlıyor Tottenham ve oyuna girdikten bir dakika sonra Son’un pasında yakın mesafeden farkı dörde çıkartıyor üç numara. 53’te Son’un yakın mesafeden vuruşunda Branwaite topu çizgiden çıkartıyor. 55’te Kane’nin soldan ortasında Dier’in kafa vuruşunun direklere takılmasının akabinde farkı beşe çıkartıyor Tottenham. Doherty’nin sağdan ortasında çaprazdan uzak köşeye voleyi mükemmel vuruyor Kane, 10 numara maçta ikinci golünü kaydediyor. 59’da Everton’da Donny Vande Beek’in yerini alan Ukraynalı Vitalii Mykolenko’yu alkışlıyor iki takım taraftarları. 5-0’ı yakaladıktan sonra Tottenham antrenman havasında. 66’da Son yerini Bergwijn’a bırakıyor. 70’te misafir takımda Calvert-Lewin, Alli değişikliği geliyor, Tottenham taraftarlarının eski oyuncularını alkışlaması kayda değer. Son 20 dakikada muhtemel bir sonraki Manchester United deplasmanını düşünerek tempoyu düşürüyor Tottenham, 5-0’lık hezimet Everton adına kasvet ve kıyamet. Velhasıl Chelsea’den takımın savunma zaafları nedeniyle kovulan Frank Lampard Everton’da aynı hataları tekrarlıyor gibi görünüyor. Taktiksel anlamda çok daha deneyimli Benitez’i gönderip yerine genç hocayı getirmenin mantığını anlamak zor ama görünen o ki önlerinde puanlar çıkarmaları, bu maçta yaptıkları hataları tekrarlamamaları gereken 12 maç var. Son üç lig maçından ikisinde bırakın golü, rakip kaleyi bulamadılar, gidişatı düzeltemedikleri takdirde 1951’i yeniden yaşatırlar sevdalılarına…