Şeytanlaştırma, kendileri gibi düşünmeyeni “terörist, darbeci, bölücü” ilan etme AKP’nin yazılmamış kendi anayasasının ilk maddesi. 16 Nisan’da yapılacak kritik referandum öncesi bu yola yeniden başvurulması çok şaşırtıcı değil. Bu taktiğin bugünlerde önceki seçim dönemlerinden daha yoğun bir şekilde kullanılması, anketlerde vaziyetin epey bıçak sırtı görünmesinden.

Erdoğan’ın dünkü konuşmasındaki şu ifadeler, elbette kendi anayasalarına göre gayet meşru: “Bu ülkeyi bölmek parçalamak isteyenler hayır diyor. Bayrağımıza karşı çıkanlar hayır diyor.”

Bu konuşmadan etkilenerek oyunu “evet”e yöneltecek yurttaşlarımız çıkacaktır kuşkusuz... Erdoğan ve kurmaylarının “darbeci, terörist, bayrak düşmanı” diye yaftaladığı kesimlerle aynı cephede olmamak için.

Yalnız unutmamak gerekiyor tabii ki. Bundan 7 yıl kadar önce de bir referanduma gitmiştik. “Yetmez ama evetçi” kullanışlı güruhun gözünü boyamak için “Darbecilerle hesaplaşıyormuşuz gibi çek panpa” tadında 12 Eylül tarihi seçilmişti. Referandumdan 6 gün önce dönemin Başbakanı Erdoğan, NTV canlı yayınında açıkça söylemişti: “Hayır diyenler darbecidir.”

Şükürler olsun ki, Erdoğan’ın “darbeci” dedikleri değil, Fethullah Gülen ve cemaatiyle birlikte “evet” diyen kendisi kazanmıştı.

Gülen ve yönettiği imparatorluğun, ölülerin bile “evet” oyu için sandığa gitmesini salık vermeleri kâr etmedi. Erdoğan o referandumdan önce hayırcıları darbecilikle suçlamıştı, ama evet çıkınca Erdoğan’dan teşekkür bile alan okyanus ötesi, bugünlerde “terörist ve darbeci.”

O yüzden Erdoğan’ın dünkü “Hayırcılar darbeci” sözüyle oyunu “evet”e çevirme ihtimali olanlar varsa, cemaatçilerin başına gelene hatırlasınlar yeter. “Evet” demek sizi terörist olmaktan kurtarmıyor, inanmıyorsanız Gülenciler’e sorun.

***

1963: Alabama
2017: Ankara

evet-sizi-darbeci-olmaktan-kurtarmiyor-inanmayan-gulenciler-e-sorabilir-244213-1.

Soldaki kare, 1963 yılında ABD’nin Alabama Eyaleti’ne bağlı Birmingham’da çekildi. Martin Luther King arkadaşları, yıllar sonra siyasi mücadele tarihine “Birmingham Kampanyası” olarak geçecek büyük bir mitingle ırkçılığa karşı sokaklara inmişti. Siyahlara eşit haklar için dökülen on binleri; atlı ve kurt köpekli polis birlikleri bekliyordu.

Sağdaki kare ise ne o kadar eski, ne de o kadar uzaklardan. Önceki günün Ankara’sından. Olağanüstü halin olağan karelerinden biri. Akademiden uzaklaştırılan yüzlerce hoca, önce memlekete sonra mesleklerine sahip çıkmak için sokaktaydı. Karşılarında buldukları, 1963 Alabama’sından farklı değildi.

Siyah-beyaz karenin ve benzerlerinin yanıltmadan söylediği tek bir şey var: Son sözü tasmalılarıyla saldıranlar değil, özgürlük arayanlar söylüyor.

***

evet-sizi-darbeci-olmaktan-kurtarmiyor-inanmayan-gulenciler-e-sorabilir-244214-1.Milli ve yerli medya terbiyesizliği

Devletimiz, yememiş içmemiş büyük bir diplomatik başarıya imza atarak, Türk vatandaşlarının Ukrayna’ya bırakın vizeyi, pasaport bile olmadan girmelerini sağlamış. Hem milli, hem yerli, ağzından da din-imanı eksik etmeyen havuz medyası, bu diplomatik zaferi nasıl yorumladı dersiniz? Yukarıda gördüğünüz bu kareyle elbette: “Bekle bizi Ukrayna” (Takvim/11 Şubat 2017)

Bir ülkeye genelev, kadınlarına fahişe muamelesi yapmalarına havuz medyasındaki kadınlar ses verir mi bilinmez... Cart Kabataş yazarlarından bunu beklemek anlamsız belki. Ama bundan 8-9 yıl önce Kiev’deki Türk Büyükelçiliği’nin önünde eylem yapan FEMEN sessiz kalmayabilir. “Ukrayna genelev değildir” pankartlarıyla Balmumcu’daki gazetenin önünde görünürlerse şaşırmayın.

***

Kalite konuşuyor!

Recep İvedik serisini önyargısız izlemeye çalıştım, en azından gişe başarısını anlayabilmek için. Samimiyetle söylüyorum, en ufak bir tebessüm belirtisi gösteremedim. İlkinde hayal kırıklığına uğrayınca, sonrakileri izlemedim haliyle. İzleyip gülebilenleri anlamam da o yüzden pek mümkün olmadı.

Yalnız, filmlerin başrol oyuncusu, yapımcısı her şeyi Şahan Gökbakar’ın, serinin 5. filminin promosyonu için dün Habertürk’te verdiği röportaj, beni benden aldı:

“İkide bir Recep İvedik çekerek kaliteyi düşürme riski var. Talep olduğu sürece, zaten seri kaliteyi yükselte yükselte devam edecek.”

Derin bir oh çektim. İşte oyuncu, işte kalite demekten kendimi alamadım.

evet-sizi-darbeci-olmaktan-kurtarmiyor-inanmayan-gulenciler-e-sorabilir-244215-1.