“Kendi kanından olmayanla kendi kanından olan bir olmaz” diyenlere katılmıyorum.

“Kendi kanından olmayanla kendi kanından olan bir olmaz” diyenlere katılmıyorum. Hamile kalmanın, o sürecin getirdiği duyguları yaşamanın yeri eminim ayrıdır. Ancak “benim genlerim” ,”benim kanım” diye tutturmayan, karnında taşımadığı bir çocuğu kendi çocuğu olarak kabul eden insanlar elbette var. Bu yol bazen yalnız, sevgisiz yaşayan bir ruhu sahiplenmektir. Ona sadece insan olduğu için koşulsuz sevgi, şefkat verebilmek, bazen geleceğini aydınlatmaktır. Dokuz ay bir bebeği karnında taşımak kadar bu kararı almak da tabii ki casaret ister. Evlat edinmeye sıcak bakan insanlar çok az. İnsnalar genelde “kendi çocuğun gibi olmaz” gibi bir inanış içersindeler. Onu kendi kanımı taşıyan bir çocuk gibi neden sevemeyelim? Sevgiye, iyi bir geleceğe, anneye babaya sahip olamayan, siz elinizi uzatmazsanız belki de bir geleceği olamayacak bir canı neden kendi canım gibi görmek istemeyeyim?
Evlat edinme karşıtı insanlara değil aslında bu yazdıklarım. Daha çok evlat edinmeye sıcak bakan ama çevresinin baskılarıyla bu eylemden uzaklaşanlara. Bekarlara, dullara, çocukları olmayan, bir çocuğuna kardeş isteyenlere... Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bazen çok tutucuyuz. Halbuki bütün çocuklar sevgiyle büyümeyi hakediyor. Devletin yetiştirme yurtlarındaki çocuklara yatırım yapması da çok önemli. Çünkü şu an çok fazla önemsenmeyen, görülmeyen o çocuklar belki de devlet ihmalleri ya da bizim göz yummalarımız sonucu sevgisiz, sorunlu bireyler olarak karşımıza çıkacaklar. Bunun sorumlusu onlardan çok devlet ve halk olacak. Ülkemizde ve hatta dünyada ailesizlik ya da ailesinin olanaksızlıkları yüzünden kötü durumlarda yaşamak zorunda kalan çok fazla çocuk var. Herhangi biyolojik bir bağa sahip olmadığımız bir çocuğa sonsuz aşkla yaklaşmak koşulsuz sevgiyi anlamamız, egolarımızdan kurtulmamız için de esas bir süreç. Yolunu kaybetmiş, yalnız bir çocuğa sevgi ve sıcak bir yuva sunmada kötü olan hiçbir şey göremiyorum. Onu nedensiz sevebilmemiz için ortada hiçbir engel yok. Çünkü sevgi bağı için kan bağı, genetik bağlar şart değil. Eğer cesaretimiz varsa bürokratik işlemleri aşmak için sabrımız da olacaktır. Herşeye, herkese  rağmen terkedilmiş canlara hakettiği yaşamları sunmak için atan çok yürek var. Onların hevesini kırmak yerine onları cesaretlendirelim. Sevgi DNA tanımaz, kan bağı tanımaz. Sevgi bizim egomuzun bittiği yerde başlayan, koşulsuz bir duygudur ve  bu duyguyla büyümek her bebeğin, çocuğun hakkıdır.