Evlerimizi bırakıp gitmiyoruz
İktidarın rant politikaları halkı evsiz bırakıyor. Arnavutköy İmrahor’da tapulu araziler, imar bahanesiyle el değiştiriyor. İmrahor halkı, barınma hakkı için direniyor. Yurttaşlar: Evlerimizi, topraklarımızı rantçılara bırakmayacağız.

Ebru ÇELİK
İstanbul Arnavutköy İmrahor Mahallesi, kentsel dönüşüm adı altında rant kuşatması altında. Kanal İstanbul güzergâhında da yer alana mahalle, şimdilerde hem emlakçıların hem de müteahhitlerin gözdesi oldu. İmrahor’daki dönüşümün "ada bazlı değil parsel bazlı" yapılması gerektiğini anlatan mahalleli "Ada bazlı dönüşümde arsalarımızın metrekareleri ciddi anlamda düşüşler oldu. Diğer yandan tapudaki hisselerimizde yabancı kişilerin ortak olduğunu gördük. Böyle bir kentsel dönüşüm istemiyoruz, evlerimizi bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğiz" dedi.
Haziran 2024’te mahalleye sabaha karşı binlerce polisle girilmiş ve çok sayıda ev yıkılmış, 300’e yakın kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. O günden bu yana İmrahor halkı, mahallelerini terk etmeyip barınma hakkı için mücadele ediyor. Mahalleli, havaalanı yapılana kadar kimsenin yüzüne bakmadığı bu bölgede, imar bahanesiyle arazilerine el konduğunu anlattı. “Belediye seçimden sonra mahalleyi ranta açtı. Parsel bazlı değil, ada bazlı imar getirildi. Hak sahipliği elimizden alındı” diyen yurttaşlar, mülkiyet haklarının sistemli şekilde gasp edildiğini söyledi.

HAYALLERİMİZİ YIKTILAR
AKP’li Arnavutköy Belediyesi, Bolluca Deresi ve İmrahor Mahallesi’nde yaptığı revizyon imar planlarıyla, yurttaşın tapulu arazisini arsa statüsüne çevirip yüzde 42,5’unda yetkililendirildi. Arsa hisselerine Katarlı ve başka yabancı isimler ortak olarak eklendiğini söyleyen mahalleli, yaşadıklarını BirGün’e anlattı. İmrahor Barınma Hakkı Meclisi üyesi Hatice Oğuz, yerel seçimlerden önce 1 milyon liraya yakın masraf ettiklerini ve tapulu arsalarına ev yaptırdıklarını, seçimin ardından polis zoruyla evlerinin yıkıldığını söyledi. Oğuz, “Evimi yaparken kimse gelip bir şey demedi. Seçimin 1-2 gün sonrası şafak operasyonu yaparmışçasına mahallemize binlerce polis yığıldı. Yıkım tebligatı ise yıkımdan 1 gün önce gelmişti. Bizim ev gibi yıkılan birçok ev ve oğlum gibi gözaltına alınan birçok genç, yaşlı kişiler oldu. Sabahtan akşama kadar yıllardır verdiğimiz emeğimizi yerle bir edip gittiler” dedi. Yıkım öncesinde sadece eşyaları almak istediğini ancak buna izin verilmediğini kaydeden Oğuz, şöyle devam etti: “Yıkımla birlikte hayallerimizi, umutlarımızı yerle bir ettiler. Yıkım sonrasında bir de bizden yüklü miktarda para istendi. 400 bin TL yaptığımız küçücük evimizin temeli için, 70 bin TL moloz için, 30 bin TL avukat için, 5 bin TL ise keşif için. Tapulu arsamdaki hisseye tanımadığımız kişiler ortak olmuş, buna dair de mahkemeye başvurduk."
KENETLENMELİYİZ
Mağdur yurttaşlardan N.K. ise Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu’yla görüşmesi için belediyeden birkaç kez arandığını anımsatarak "Yanımda mahalleli kadınlar olursa ve görüşmemizi kamera kaydına alırsak ancak gelirim’ dedim. Çünkü belediyeye güvenmiyoruz. Hisseme birilerinin ortak olduğunu bilmiyordum. Birimizin değil hepimizin hisseleri alınmış, arazilerimiz arsa statüsüne çevrilerek, parsel değil ada bazlı imar uygulaması gelmiş. Yeniden bir ev alacak ekonomik gücümüz yok. Arsam 94 metrekare kaldı. Bana gelip diyecekler ki ‘Senin arsan 500 bin TL ediyor. Bu ev 7 milyon’. Biz bu paraları nasıl ödeyelim. Resmen gidin sokakta yatın diyorlar bizlere. Barınma bizim en temel hakkımız bunu da elimizden almak için canla başla çalışıyorlar" dedi.
Mahalleli Özgür H., ise şunları anlattı: "AKP’li belediye ada bazlı imarla büyük paylar aldı. Tapumuzda belediye hissesi olmayan yerler şimdi belediyeye geçmiş. Tapumda yabancı isimler hissedar olarak yazıyor. Belediye ve sermaye iş birliği içinde. Bazı muhtarlar, müteahhitler halkla belediye arasına bariyer çekmeye çalışıyor. Burada kenetlenir ve birlikte hareket edersek mücadelemiz sonuç verir."
∗∗∗
YAPMAYIN DESELERDİ
Naime D., ise "Bize ‘ev yapamazsınız deselerdi’ yapmazdık. Tapuma baktığımda metrekaremin azaldığını, arsamda tanımadığım kişilerin hissesi olduğunu gördüm şok oldum. Gidecek başka yerim yok. Evlerimizi bırakıp hiçbir yere gitmiyoruz" dedi.


