‘Too Young To Wed/Evlilik İçin Çok Erken’ adlı serginin sanatçısı Stephanie Sinclair, 1973 doğumlu Amerikalı bir kadın fotografçı. The Chicago Tribune için Irak savaşını resimledikten sonra işinden ayrılarak Irak’a daha sonra da Beyrut’a taşınmış. İnsan hakları hakkında farkındalık yaratmak için yaptığı çalışmalarla bilinen sanatçı, 2003’ten beri çocuk yaşta evlendirilenlerin fotoğraflarını çekerek tüm dünyanın bu insanlık suçuna gözlerini açması için çabalıyor. Sinclair, Afganistan’da tanıştığı çocuk yaşta evlendirilenlerden sonra bu projeye başlamaya karar veriyor ve Nepal, Hindistan, Yemen, Sudan ve Amerika’ya kadar uzanıyor.

evlilik-icin-cok-erken-213359-1.

Etiyopyalı Leyualem 14 yaşında. Bu fotoğraf onun düğün gününde, yeni evine götürülürken çekildi. Gittikleri yolu görememesi ve kaçıp evine dönememesi için yüzü ve gözleri eşarbıyla kapatılıyor.

evlilik-icin-cok-erken-213360-1.

15 yaşındaki Radha, düğününden bir gün önce, kırık bir ayna karşısında kendisine bakıyor. Hindistan’da çocuk evliliği yasal olarak yasak olsa da, toplumun büyük bir kesimi tarafından hâlâ kabul görüyor.

Bizde de edebiyatta, müzikte, sinemada bu konu işlenmiş, belgeseli çekilmiş/yazılmış. Fotoğrafda is şu sıralar devam etmekte olan ve içerisinde çocuk yaşta evlilikleri de içeren kapsamlı bir proje yürütülüyor. 14 Ekimde başlayan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Şiddet’ temalı atölye AFSAD Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi’nin bir çalışması.

Atölye içinde; Beril Türkoğlu, Nejla Kurul, Sibel Özbudun, Tuğba Taş, Gülden Sayılan, Çerkes Karadağ, Tuğrul Çakar, Gözde Buğuş, Ahmet Telli, Melahat Deniz, Gülay Toksöz, Mehmet Özer, Çiler Dursun, Duygu Hatipoğlu, Arzu Çerkezoğlu (DİSK Genel Sekreteri), Aysun Öner (Trans Hayat Fotoğraf Çalışması), Funda Gezmiş, Halkevci Kadınlar, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kemal Ördek (Kırmızı Şemsiye), Sosyalist Kadın Meclisleri, KAOS GL çalışma alanına ilişkin sunumlar ve seminerler gerçekleştirecekler.

Atölye yürütücüsü Mehmet Özer atölyenin gerekçesini şu şekilde açıklıyor; “Atölyemiz, kurumların ve bireylerin toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi deneyimlerini fotoğraf aracılığıyla yeniden üreterek görsel metinler oluşturmayı amaçlamaktadır. Buna ek olarak bilgi, belge, fotoğraf, video ve ses kayıtlarının bütün katılımcılarla paylaşılmasını sağlayarak toplumsal cinsiyet konusundaki perspektiflerimizi genişletmeyi; toplumsal cinsiyeti ve eşitsizliği merkezine şiddeti oturtarak tartışmayı; yaşamın yeniden bir toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinden inşa edilmesine katkıda bulunmayı; ve herkesin bir şekilde içselleştirdiği erkek egemen sistemi sorgulamayı da hedeflemektedir. Toplumda kadınlara ve LGBTI (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) bireylere yönelik uygulanan her tür sistematik baskı ve şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kanunlar ve toplum nezdinde devam ettirildiğinin göstergesidir. Bu nedenle fotoğraflarımız, eşitlik mücadelesine katkıda bulunan her tür özgürleşme eyleminin görsel metinleri olmayı hedeflemektedir. (...) Oysa bilmeliyiz ki öldürülen, taciz ve tecavüze uğrayan her kadın, çocuk ve LGBTİ bizim ruhumuzdan, insanlığımızdan koparılan bir dünyadır. Bizler bu eşitsizliğin doğurduğu sonuçlara fotoğraflarımızla tanıklık edeceğiz...”