Evrenin sonu için yapılan tahminler ve ortaya atılan teoriler bu bilinmezler hakkında varsayımlar yapmak zorunda. Bu teorilerden biri Büyük Donma.

Evrenimizin sonu ne olacak?

Nereden geldik nereye gidiyoruz? Kişisel olarak belki ara ara sorarız bunu kendimize. Fizikçiler bu soruyu evren için de sorarlar.

Evrenimiz şu anda yaklaşık 13,8 milyar yıl yaşında. Peki, evrenimiz nasıl doğdu? Şu anda yaygın olarak kabul gören teori enflasyon teorisi. Bu teoriye göre evren çok küçük bir uzay-zaman noktasının çok büyük (eksponansiyel) oranda büyümesi ile doğdu. Bu hızlı büyüme evresine enflasyon deniyor. Enflasyon bir süre sonra sona erdi. Niye başladığına ve niye bittiğine dair teoriler olsa da henüz bu teorileri doğrulayacak bir gözlem yok. Enflasyon evresi bittikten sonra daha sonra yıldızlar ve galaksileri oluşturacak bütün temel parçacıklar ve karanlık madde bir şekilde oluştu. Bu maddelerin nasıl oluştuğunu da bilmiyoruz, sadece teorilerimiz var. Bir teoriye göre enflasyona sebep olan inflaton adlı bir temel parçacık enflasyon sonrası diğer parçacıklara bozundu. Bu yaygın kabul gören bir teori olsa da doğruluğu veya yanlışlığı gösterilmiş bir kuram değil.

Evren, enflasyon sonrası dönemde de genişlemeye devam ediyor. Bu genişlemenin hızı ve ivmesi evrenin içinde bulunan enerjiye bağlı olarak değişiyor. Şu anda evrenimizin içindeki enerjinin büyük çoğunluğu karanlık enerjiden oluşmakta. Evren genişledikçe soğuyor. Örneğin kozmik mikrodalga fotonlarına bakalım. Bu fotonların şu anda ölçülen sıcaklığı yaklaşık -270℃. Fakat bu fotonlar ilk yola çıktığında evrenimiz sadece 380 bin yıl yaşındaydı, ve sıcaklığı yaklaşık 2700℃ idi. Evrenimizin genişlemesinin bir diğer sonucu da içindeki yapıların birbirinden uzaklaşması. Yani evrenimiz yaşlandıkça içindekiler hem soğuyor hem de yalnızlaşıyor. Peki, bu soğuma ve uzaklaşma sonsuza kadar devam edecek mi?

Büyük Donma

Bu sorunun cevabı aslında evrenin içinde ne olduğuna ve evrenimizin geometrisine bağlı. Mesela şu anda yoğunluğu sabit olan karanlık enerjinin yoğunluğunda olabilecek çok küçük bir değişim evrenin genişlemesini etkileyebilir. Evrenimizin tamamen düz değil de bir eğrisinin olması da evrenin genişlemesinin devam edip etmeyeceğine karar verebilir. Evrenin sonu için yapılan tahminler ve ortaya atılan teoriler bu bilinmezler hakkında varsayımlar yapmak zorunda. Bu teorilerden biri Büyük Donma. (İsmi evrenin başlangıç noktası varsayılan Büyük Patlama’ya ithaf ediyor.) Bu teoriye göre evren genişleyip soğumaya devam ettikçe sıcaklığı giderek mutlak sıfıra yaklaşacak. Trilyonlarca yıl geçtikten sonra yeni yıldız oluşumu duracak. Gitgide eski yıldızlar ölecekler. Kara delikler bile yok olacaklar. Evrenimizin başlangıcı çok yoğun ve küçük bir nokta iken, evrenimiz çok büyük ve soğuk bir boşluğa dönüşecek.

Bir başka teori ise Büyük Sekme denilen döngüsel bir kader. Bu teoriye göre evrenin genişlemesi bir süre sonra duracak ve hatta evren kendi içine çökmeye başlayacak. Bu büzülme sonucunda evrenin içindeki enerji yoğunluğu gitgide artacak. Yeterli yoğunluğa ulaşıldığında tekrar bir Büyük Patlama gerçekleşecek ve yeni bir evren oluşacak! Bu teoriye göre bizim evrenimiz, bizden önce gelen bir evrenin Büyük Ezilme noktasından doğdu.
Yine bir başka teoriye göre ise evrenimiz vakum bozunması denen bir mekanizma ile bir nevi faz geçişi yaşayacak ve bambaşka fiziksel özelliklere sahip olacak.

Evrenimizin hangi koşullarda ve nasıl oluştuğunu, yani başlangıç noktasını, bilmediğimiz gibi sonunun nasıl geleceğini de bilmiyoruz. Ama uzun bir yaşam süreceğini söyleyebiliriz. Tadını çıkarmak için daha çok zamanımız var yani!