Evrensel hukuk yerine dini referans temel alındı

HABER MERKEZİ

Boğaziçili akademisyenler dün 153’üncü kez rektörlüğe sırtlarını döndü. Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Feyzi Erçin Yalnız Değildir”, “Cemre Baytok İşine Geri Dönsün” yazan dövizler ve üzerinde “Can Candan Yalnız Değildir” yazan Can Candan fotoğrafları taşıdı. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri daha sonra Can Candan işten çıkarıldığı gün başlattıkları ve Rektörlük binası önünde gerçekleştirdikleri oturma eylemine devam ettiler. Akademisyenler nöbetlerinin ardından haftanın her sonu olduğu gibi açıklamalarını okudu. Açıklamada akademisyenler şunları söyledi: “Sizlere hâlen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Bu hafta Adalet Bakanlığı, 30 Ocak 2021 tarihinde yapılan Boğaziçi Sergisi’ne açılan soruşturmayla ilgili olarak evrensel hukuk ilkeleriyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir görüş bildiriminde bulundu. Bakanlık, soruşturma kapsamında yapılan hukuksuz tutuklamalara ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne verdiği cevapta, iddianamede yer alan LGBTİ+ karşıtı söylemi sürdürmüş, anayasa ve kanunlara aykırı, alenen ayrımcı bir tutum sergilemiştir. Adalet Bakanlığı, yapılan tutuklamaların meşruiyetini savunduğu cevabında eşcinselliğin İslam’a göre yasak ve haram olduğunu belirtmiş, savunmasında evrensel hukuk ilkeleri yerine dini referansları temel almıştır.

Atanmış yönetimin vekilleri Boğaziçi Üniversitesi’ni hukuksuz ve keyfi kararlarla yönetmeye devam ediyor. 2021 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nin herhangi bir bölümü için YÖK tarafından kadro izni verilmezken, Melih Bulu’nun görevden alınmasının hemen ardından, bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’nde görev alacak dört öğretim üyesi ve üç araştırma görevlisi için Resmi Gazete’de ilana çıkıldığını öğrendik. Üniversite Yönetim Kurulu’nda görüşülmeden ve üniversitemizin yetkili hiçbir kurulunun haberi olmadan ilerleyen bu sürecin kurumumuzun akademik yetkinlik ve liyakate dayalı yapısına ağır hasarlar vereceği kaygısını taşıyoruz.

Bir kez daha atanmış ve görevden alınmış Melih Bulu’nun yönetiminde üniversitemize onarılması güç hasarlar veren Naci İnci, Gürkan Kumbaroğlu ve Fazıl Önder Sönmez’in vekâleten yürüttükleri görevlerinden ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’ne atanmış Selami Kuran’ın görevlendirilmiş Muzaffer Eroğlu ile usulsüzce ÜYK’ya seçilmiş Haluk Özener’in istifalarını talep ediyoruz. Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar: Kabul Etmiyoruz Vazgeçmiyoruz!”