Yunanistan’da SYRIZA (Radikal Sol İttifak) seçimleri kazandı. SYRIZA lideri Çipras, cuma günü Atina mitinginde, “1953’te Almanya’nın borcunu sildiniz, bizimkini de sileceksiniz. Benimle yeniden masaya oturmaya mecbursunuz” sözleriyle meydan okudu. Kemer sıkma politikalarını reddeden, ülke borçlarının silinmesini isteyen, bedava elektrik, ulaşım reformu, gıda ve kira desteği ile sosyal hakların artırılmasını vaat eden SYRIZA, Avrupa’ya ve komşu sol partilere/ittifaklara umut oldu.

Neyin gerçek neyin hayal ürünü olarak düşünülebileceği ayrımı 16. ve 17. yüzyılda Batı Avrupa’daki bilimsel devrim esnasında anlam kazanmıştı. Hayal kurmanın edebiyatı fantastik 1600’den önce de vardı, fakat bu hikâyelerin bizim algımıza göre imkânsızlığının aslında ‘kastedilen şey’ olduğunu öne sürmek farklı bir konuydu.

Ernesto Che Guevara “Gerçekçi ol, imkansızı iste” derken hayalleri vardı, başarının istemek ve onun için savaşmakla olanaklı olduğunu anlatıyordu.

Filmler yoluyla karşılaştığımız hayal ürünü anlatımların bazılarının mitlerden, efsanelerden ve peri masallarından beslendiğini biliyoruz. Fantazi-hayal kurma, aslında gözümüzün önünde olmayan şeylerin imgelerini bilinçli algımıza taşıyabilme yeteneğimizle ilişkili. Ancak hayali zeminin sunduğu özgürlük imkânı; gerçek hayata döndüğümüzde onun için savaşmadıkça geçici olabilir. İdeolojik ve politik bir kavram olarak gerçeklerden kaçmak, aslında katılmamız gereken bir şeye sırtımızı dönmek anlamında, kesinlikle olumsuz bir anlam taşıyor. Tabii ki hayali bir dünyaya giren biri, oradan kendi gerçek dünyasına dair kavrayışlarla dönebilir ve bunun sonucunda hayatında somut değişiklikler yapmak için bir donanım kazanabilir.

Burada hayal kurmaktan bahsederken kastettiğim peri masalları değil. Bu masallarla uyutuldu insanlık... Ne sakıncası mı var? İşte bir saptama: Ziper ‘Peri Masalları ve Yıkım Sanatı’ kitabında Grimm Kardeşler’in erken 19. yüzyıl masallarını “kızlar için edilgenlik, hamaratlık ve fedakârlığı; erkekler içinse aktif olma, rekabet ve zenginlik elde etmeyi güçlü biçimde vurgulama yoluyla sosyalleşme sürecine hizmet ederek” cinsiyetçiliği ve ırkçılığı aşılamakla suçlamıştı. Çocukluğumuzda büyüklerimizden “Evvel zaman içinde” diye başlayıp “Sonsuza dek mutlu yaşadılar” diye sonlanan masalları çokça dinlemişizdir. Bize göre ise hikâyeler sadece soru sorma yolları sunmalı.

Bir şeyi başarmak için önce onu hayal etmekten yana şikâyetimiz yok, ancak biliyoruz ki iktidar hayallerimize de takmış vaziyette. Ekranın Canavarları: Fantastik Sinema ve Toplumsal Yabancılaşma adlı kitabında Joshua Bellin fantastik sinemanın “belli toplumsal arka planlara, yerleşik tehlikeli kültürel inançların yayılması ve meşrulaştırılmasındaki” rolüne değiniyor ve; “Fantastik filmler toplumsal gerçekliği bir çerçeve içine alır: Bir perspektif sunar, bir bağlam oluşturur ve bir görme biçimi üretirler. Öyle ki eğer bunlar tarihsel olarak endişeleri, istekleri ve ihtiyaçları görsel yolla belirleyen kitle kültürü ritüelleri işlevine sahip olursa, aynı zamanda, görselleştirdikleri aynı endişeleri, istekleri ve ihtiyaçları artıran, onayan ve yayan birer işlevi olacaktır” diyor. (Fantastik, Jacqueline Furby, Claire Hines - Kolektif Kitap – Çev: Sena Yavuz)   

‘Peri masalları’, ‘fantastik’ ya da ‘evvel zaman içinde’ değil, bu hafta Kobane’den ve Yunanistan’dan iyi haberler aldık, yüreklendik.

Sizleri ve halklarınızı sevgiyle ve dostlukla selamlıyorum.