İsveç’te, terör tehdit seviyesi Gizli Servis SÄPO’nun aldığı kararla yükseltildi. Fransa’daki kanlı terör saldırısının hemen ardından, 5 üzerinden 4’e çıkartılan seviyeyle İsveç’in “yüksek tehdit” altında olduğu duyuruldu. Anders Ygeman; kendileri İsveç İçişleri Bakanı olur, aralıksız iki haftadır açıklama üzerine açıklama yapıyor. Her konuşmasının ardından da “hayatı normale döndürmek” umudundan bir adım daha uzaklaşılıyor.

Bakanın duyurduğuna göre artık İsveç’te hırsızlık gibi bazı adi suçların çözümü zaman alacak. İsveç polisinin yapacak başka çok işi var ve bu tip bazı kovalamacalar beklemek zorunda. “Hırsızları yakalamayacağız” diyen İçişleri Bakanı Ygeman’ı “normal” şartlarda şu iki hafta içinde koltuğundan indirmesi öngörülebilinecek olan İsveç basını da afalladı. Fransa’daki terör saldırısından bir iki gün sonra, Kuzey İsveç’te güvenlik güçlerinin “terörist yakaladık” diye tutukladığı genç adam, adıyla sanıyla yaşıyla bir heyecan gazetelerine basıldı. “Terörist bu” denilirken adı, soyadı duyurulan kişi, suçsuzluğu kanıtlanıp serbest bırakılırken sadece “erkek” olarak haber edildi.

Diğer taraftan Bakan Ygeman’ın “Ülkemizdeki güvenliği sağlamak için her türlü tedbiri almaya kararlıyız” sözleriyle İsveçlilerin hiç de görmeye alışık olmadığı ağır silahlı polisler, son iki haftadır artarak gündelik yaşamın içine yerleştiriliyor. “Polisleri görmekten endişelenen vatandaşlarımız varsa bilsinler ki polisimiz onların güvenliği için orada” savunmasını yapan Bakan Ygeman, özellikle başkent Stockholm’ün havasını hepten değiştirdi. Hükümetin ve İçişleri Bakanı’nın değiştirmeyi düşündüğü tek şey bu “hava” da değil. Sırada yasalar var.

İsveç’te terör yasalarıyla ilgili olarak görüşmeler başladı. Yapılan yorumlara göre somut sonuçlar vakit alabilir ama hükümet, Sol Parti ve dört sağ-muhafazakâr partinin teröre karşı sertleştirilmiş yasalar hazırlanmasında kendileriyle hemfikir olduğunu duyuruyor. Irkçı parti İsveç Demokratları dışında parlamentodaki tüm partilerle ilk tür görüşmelerini tamamlayan İçişleri Bakanı Ygeman, şu ana kadar hükümete getirilen hiçbir öneriyi geri çevirmiş değil. Hükümetin bir an evvel hazırlamayı istediği yasa tasarısının parlamentodan eksiksiz geçmesi için de muhalefet görevini yapacak gibi görünüyor.
Resmi olarak açıklanmamış olsa da yasada örneğin güvenlik kamerası kullanımının artırılması, polise gizlice bilgisayar denetleme olanakları sunulması ve pasaportların kötü kullanımıyla ilgili olarak sıkı denetimlere gidilmesi için düzenlemeler bekleniyor. Biraz da tepkileri ölçmek için kenarından gösterilen terör yasasındaki sıkılaştırma maddeleri arasındaki, polisin bilgisayarları gizli denetleme hazırlığı, kamuoyunda oldukça konuşuldu.

Yasa değişikliği gerçekleşirse, polis şüpheli kişilerin bilgisayarlarına “Truva atı” denilen bir program gönderecek ve bu kişiler hem dinlemeye hem de izlemeye alınacak. Polisin internet üzerinden yapmayı planladığı bir başka takip de net ortamındaki sıkıştırılmış ve şifrelenmiş yazışmaları kapsıyor. Bu da neredeyse tüm net iletişim araçlarında var. Örneğin Skype iletişim güvenliği için bu şifrelemeleri ve sıkıştırmaları kullanıyor. Sonuç; Skype kullanan bilgisayarı da İsveç polisi kullanmak istiyor. Tartışmalara bilim çevreleri de dahil olmaya başladı. Ciddi suç şüphelerinde polisin cep telefonlarına ya da bilgisayarlara girmesini ev baskınlarına benzeten Göteborg Üniversitesi’nden net araştırmacısı Christopher Kullenberg, yine de yasa hazırlayıcıları uyarıyor. Polisin normal vatandaşın şifrelenmiş görüşmelerini kırmasını demokrasiyi riske sokacağını söyleyen Kullenberg, “Tek bir hatada bile varılacak nokta, genel dinleme olacaktır ve bu da açık toplumu, kesin olarak önler” diyor.