AKP papağanları TV’lerde dün adeta bayram çocukları gibi sevinç çığlıkları atıyordu! Havuz medyasının başlıkları ise aynı merkezden verilen coşkuyla çıktı. Neymiş, AKP Genel Başkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklamış… Müthiş bir şey, büyük reform! 19 yıllık bir iktidar, “insan haklarının” Türkiye’de var olmadığını yeni görmüş ve hemen bir eylem planı yapmış. Bu inanılmaz plan karşısında tüm yandaşlar öyle heyecanlanmışlar ki, sormayın… Hatta bazılarının gözleri bile dolmuş, “İşte AKP bu” demişler!

***

Yazık! Şu aymazlığa bakın... İnsan hakları için eylem planı yaparak, iktidarları sürecinde insan hakları ve hukuku katlettiklerini itiraf ettiklerinin farkında bile değiller.

***

Erdoğan, açıkladığı Eylem Planı’nda; “9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyetin” olacağını duyurdu. Asıl amacının ise “yeni ve sivil bir anayasa” olduğunu söyledi. Eylem Planı’nın iki yıllık zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlandığı ve takviminin daha sonra açıklanacağını da sözlerine ekledi. Bu açıklamalardan anlaşılan, 2023’e kadar halkımız “insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve yeni anayasayla” oyalanacak! Gerçek gündem olan yoksulluk, işsizlik, açlık, Covid-19, yolsuzluk, saray tahakkümü gibi konular unutulacak! Yani “cambaza bak” politikasının bilinen versiyonu tekrarlanacak!

***

19 yılda açıklanan eylem planı benzerlerini kaç kez dinledik, doğrusu hatırlamıyorum.

En son bildiğim, 2019’da kamuoyuna açıklanan “Yargı reformu strateji belgesiydi”. AB hedefi doğrultusunda “vize muafiyeti” çalışmaları için açıklanan belgede var olan; “hâkimlere coğrafi teminat sağlanması, tutukluluğun istisna haline getirilmesi, düşünce açıklamaları nedeniyle kişilerin özgürlüğünden yoksun bırakılmaması” düzenlemeleri, bugünkü belgede tekrar sıralanıyor. Anlaşılan o ki temcit pilavı gibi sürekli aynı cümleler farklı planlar içine katılıyor…

***

Tam da Erdoğan “insan hakları eylem planını” açıklarken yani, hak ve özgürlüklerden, yargının tarafsız ve bağımsız olacağından bahsederken AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, “HDP siyasi olarak kapandıktan sonra hukuken de kapanacaktır. Biz inşallah milletimiz nezdinde HDP’yi kapatacağız. Milletimizin artık bu partiden ümidi kalmamıştır” sözlerini edebiliyor. Ne demeli? Buyur buradan yak! Bu ne pervasızlık? Özkan’ın açıklaması, AKP’nin gerçek yüzüdür. Hem yargısız infaz yapılmış hem de kendini milletin yerine koyan bir parti olduğu görülmüştür. AKP’nin açıkladığı Eylem Planı yapaydır!

***

Nihai hedefin “yeni bir anayasa olduğu” açıklaması çok önemsenmelidir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hukuk Danışmanı Mehmet Uçum’un yeni anayasayla ilgili sözlerine bakılırsa AKP:

Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini…

İnsan haklarına saygılı, düşünce ve ifade özgürlüğünden yana…

Bireysel ve toplumsal hakların korunduğu…

Aynı haklara sahip eşit yurttaşın olduğu…

Ülke bütçesini halkın seçtiği parlamentonun yapmasını isteyen…

Üreten ekonomide adil paylaşımın oluşturulduğu…

Şeffaf, katılımcı devlet yapısıyla yürütme, yargı ve yasama erklerin ayrıştığı…

Denetlenebilir ve frenlenebilir siyasi yönetimler oluşturulduğu çağdaş bir anayasa istemiyor!

***

Uçum’un anlatımlarından çıkan AKP; “mevcut sistemi devam ettirecek, tek adam rejimini daha da güçlendirecek, hak ve özgürlükleri sınırlayan, uluslararası kuralları yok sayan, laikliği kaldıran, hatta devletin dini olduğunu yazan” bir anayasa yapmanın peşinde! Freni ve denetimi olmayan otokratik bir yapının devam etmesi içinde dayanılan gerekçenin çağımızın en dehşet veren olgusu olan terör. Uçum, bugün var olan ucube sistemi savunuyor. “Halk kararını vermiştir” diyerek, AGİT’in şaibeli referandumunu meşru olarak gösteriyor. Israrla yeni anayasanın yapılma nedenini ülkenin terör vesayetinden kurtarılmasına bağlıyor.

***

Terör tabii ki çağımızın en önemli sorunu... Kimse terörü destekleyemez. Ancak terörün de tam tanımı yapılmalı. Bugünkü iktidarın her olayı terör, her muhalifi terörist ilan eden keyfilik hukuk devletlerinde olamaz! Anayasa yapmak önemli değil. Önemli olan anayasaya içtenlikle bağlı kalmaktır!

***

AKP iktidarı artık inandırıcılığını kaybetti. Sadece halkımızı değil, uluslararası kurum, kuruluş ve ülkeleri de kandırmaya devam ediyor!