Ezidileri tacirlerden korumaya çalışıyoruz
Diyarbakır’da Ezidiler için kurulan kampta sağlık sorunları dikkati çekiyor. Kampın güvenliğini sağlayan görevliler, “İnsan kaçakçılarının Avrupa’ya gitmek isteyen Ezidilerin çaresizliğinden faydalanmaması için çalışıyoruz” diyor

BURCU CANSU - DİYARBAKIR
Irak’ın Şengal bölgesindeki IŞİD saldırısının ardından yurtlarını terk etmek zorunda kalan Ezidiler, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu kampta, kış şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. İnfazların ve tecavüzlerin yaşandığı Şengal’e dönmek istemeyen Ezidilere, kurtuluşun Avrupa’ya gitmekte olduğunu söylüyor.
Ezidiler 26 Ağustos’tan bu yana 250 dönümlük piknik alanında yaşamaya çalışıyor. Çoğunluğunu çocukların oluşturduğu kamp alanında yaklaşık 4 bin Ezidi yaşıyor. Barınma ve beslenme giderleri belediyeler tarafından karşılanıyor. Çamaşırhane, duş ve tuvaletlerinse bölgedeki diğer kamplara göre daha iyi olduğu belirtiliyor. Güvenlikse zabıtalarca sağlanıyor. Kampa giriş çıkışların kontrollü yapılması, görevlilerce şu şekilde açıklanıyor: “İnsan kaçakçılığını ticaret haline getirenlerin, Avrupa’ya gitmek isteyen Ezidilerin çaresizliğinden faydalanmaması için çalışıyoruz. Kamp korumamız altında olduğundan kaçakçılar buraya gelemiyor. Kamp sakinlerineyse, kaçakçıların insanları teknelerle ölüme götürdüğünü anlatıyoruz.”
50 ÇOCUK DÜNYAYA GELDİ
Kamp, Ezidilerin seçtiği temsilcilerden oluşan meclisler tarafından yönetiliyor. Yemek dağıtımı ve genel bakım işlemlerini gençler yürütürken, Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikasından gelen gönüllü sağlık personeli birinci basamak sağlık hizmetlerini yerine getiriyor. Kamp görevlileri, şimdiye dek 300’e yakın Ezidinin devlet hastanelerinde ameliyat olduğunu, 50 civarında doğum gerçekleştirildiğini anlatıyor. Görevlilere göre, diğer imkanlar da öteki mülteci kamplarından ileride: “Diğer kamplara göre çok şanslıyız. Çocukların oynayabileceği alanlar, kadınlar ve çocuklar için dikiş makinelarivar. Genç kızlar el becerilerini geliştirmek için takı çalışmaları yapıyor.” Ancak kış şartlarının zorluklarını çadırlar tam manasıyla göğüsleyemiyor. Yangınları önlemek amacıyla elektrikli peteklerle ısıtılan çadırlar, soğuğu kesmek için takviye izolasyon malzemeleriyle çevrilmiş. Görevliler, 883 çadırın kurulu olduğu kampa AFAD bugüne kader sadece 117 çadır desteğinde bulunduğunu, yetersiz yardıma karşın özellikle sosyal gelişim projelerinin yolda olduğunu anlatıyor: “Her bir çadır alanına televizyon çadırı, kadın çocuk çadırı ve yönetim birimi çadırı kuruldu. Yeni bir okul, okul öncesi eğitim ve etkinlik odası yapımı planlanıyor.”
SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNLU
4 bin kişi, Diyarbakır Tabipler Odası, SES ve Eczacılar Odasının katkısıyla sunulan sağlık hizmetlerinden yararlansa da, tam teşekküllü hastanelerden sağlık hizmeti almak oldukça zor. Görevliler sağlığa erişim konusundaki sıkıntıların altını çizerek, “Kampta çok fazla kronik hasta ve çocuk var; kışla birlikte hastalıkların sayısı da artıyor. Geçen günler içinde 2,5 aylık bir bebeği dahi devlet hastanesinin kapısından çevirdiler. Şimdi de Dicle Üniversitesinin Şengal’den gelen hastalara bakılmamasına ilişkin talimat verildiğini öğreniyoruz. Kanser hastasını götürdük, bizden 16 bin lira istendi” değerlendirmesini yapıyor. Sağlıkçılara göre çözüm mevzuatın iyileştirilmesini beklemek değil, kamptaki olanakların artırılmasında yatıyor. 11. Bölge Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı Ferhat Değer, ihtiyaçların nasıl karşılandığını şöyle anlatıyor: “Her gün 4-5 eczacı nöbet tutuyor. Günlük 300-400 reçete çıkıyor. AFAD’dan yardım talebinde bulunduk fakat hükümet sadece kendi kampına yardım ediyor. Grip ilaçları, ağrı kesiciler, antibiyotikler ve bebek ilaçlarının yanı sıra, diyaliz ve şeker hastalarının temel gereksinimleri gibi acil ihtiyaçlar, eczacılar dolaşılarak temin edilmeye çalışılıyor.”
BAYRAMDA AĞIT YAKILDI
Her yıl 19 Aralık’ta dünyanın oluşumunun kutlandığı Ezidi Bayramı’ysa, bu defa kamptaki kadınların ağıtlarıyla karşılandı. Kadınları pazarlarda satılır, insanlarının kafaları kesilirken bayram kutlamayacaklarını ifade eden Ezidiler, kan kokusunun sindiği Şengal’e geri dönmek istemediklerini belirtiyor: “İnsanlarımız kıyıma uğratıldı. Canlarımızın katledildiği yere dönmek istemiyoruz, Avrupa’ya gitmek istiyoruz.”


