Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, basının bir kısmının darbelere zemin hazırladığını öne sürdü. Altun, "Türk basınının bir kısmının darbelere zemin hazırladığını, 5. kol faaliyetleri yaptığını, itibar suikastlığına giriştiğini maalesef görüyoruz" dedi.

Fahrettin Altun: Basının bir kısmı darbelere zemin hazırlıyor

Medya özgürlüğü ve ifade hürriyetinin geçmişte olmadığı kadar genişletildiğini ve güvence altına alındığını iddia eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türk basınının bir kısmının darbelere zemin hazırladığını, 5. kol faaliyetleri yaptığını, itibar suikastlığına giriştiğini maalesef görüyoruz" diye konuştu.

Altun, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Türk Basın Tarihini Yeniden Düşünmek Sempozyumu"nda konuştu.

Burada yaptığı konuşmada, basın özgürlüğü, ifade hürriyeti gibi kavramların çarpıtılmış ve istismar edilmiş yaklaşımlarla Türkiye aleyhtarlığının bir malzemesi olarak kullanılmaya çalışıldığını iddia eden Altun, şunları söyledi:

"Bu gerçeğe rağmen, basın özgürlüğü, ifade hürriyeti gibi kavramlar, içeride ve dışarıda, ülkemiz aleyhine çarpıtılmış ve istismar edilmiş yaklaşımlarla Türkiye aleyhtarlığının bir malzemesi olarak kullanılmaya çalışılıyor. Bu siyasi, ideolojik ve kötücül yaklaşımın elbette farkındayız. Türk basınının bir kısmının darbelere zemin hazırladığını, 5. kol faaliyetleri yaptığını, itibar suikastlığına giriştiğini maalesef görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız 27 Mayıs'ta Demokrasi ve Özgürlük Adası'nda tarihi bir konuşma gerçekleştirdi ve o konuşmada, nasıl medya üzerinden işlenen yalanlarla demokratik bir hükümetin darbeyle alt edildiğini, Adnan Menderes ve arkadaşlarının nasıl idama götürüldüklerinin fotoğrafını çekti. Basın tarihinin de aslında bir anlamda o karanlık yanının resmini çizmiş oldu. Basının, sadece ve sadece, demokrasiyi güçlendirme, kamuoyunun haber alma hürriyetine hizmet etme, toplumu sağlıklı ve doğru bir şekilde bilgilendirme doğrultusunda çalışması gerekir. Ancak bir kısım basının yerli ve milli bir çizgide durmak yerine bugün hala müstemleke zihniyetinin borazanlığını yaptığına üzülerek şahitlik ediyoruz. Popülist yayın politikalarının kamu yararının önüne geçmesi ise medyanın demokratik sistemlerde oynadığı kritik rolü zayıflatan bir unsura dönüşüyor. Bugün medyada 5N1K kuralının unutulduğunu, hiçe sayıldığını görüyoruz."

'YASAL MÜEYYİDELER GETİRİLMELİDİR'

"Hiç kuşkusuz, ülkemizde de dezenformasyonla daha etkili mücadele için kapsamlı adımların atılması bir ihtiyaçtır, bir kamuoyu beklentisidir. Bu ihtiyaç ve beklentiyi karşılamak için kasıtlı olarak yalan haber ve dezenformasyon üretenlere, yayanlara elbette yasal müeyyideler getirilmelidir." diyen Altun sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yalan haber ve dezenformasyonla kamu düzenini bozmak, kişilik haklarına saldırmak suç kabul edilmeli ve bu suç hukuki çerçevede karşılıksız bırakılmamalıdır. Dezenformasyonla mücadele kapsamında yasal altyapı ve idari tedbirler artırılmalı, güçlendirilmelidir. Bugünlerde TBMM'de bunları ihtiva eden bir yasa çalışması olduğu hepimizin malumu. Meclisteki bu çalışmadan özgür medya, çoğulcu toplum ve demokratik siyaset idealine inanan herkes gibi biz de memnuniyet duyuyoruz. Şunu açık bir şekilde ifade edelim, bu düzenlemeden ancak dezenformasyon yapanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak kişilik haklarına saldıranlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak yalan ve çarpıtılmış bilgilerle kamu düzenini bozmaya çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak haber alma özgürlüğünü ipotek altına almaya çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak demokratik değerleri tahrif edenler rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak sistematik yalan mekanizmalarına çomak sokulanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak siyaset sahnesini ve toplumsal huzuru zehirlemeye çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeye karşı sesi en çok çıkanların, en çok yalan ve dezenformasyon üretenler ve yayanlar olmasını çok manidar buluyorum. Bu yasa teklifi etrafında yapılan tartışmalar da esasında kimin demokrasinin yanında yer aldığını, kimin demokrasinin karşısında durduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor."

AA