Faik Öztrak: 2009’da 100 lirayla 66 dolar alıyorduk, bugün ancak 11 dolar alabiliyoruz
Düzenlediği basın toplantısında Türkiye ekonomisini değerlendiren CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “2 Ocak 2009’da 100 lirayla, 66 dolar alır hale geldik. Bugün aynı 100 lirayla ancak 11 dolar alabiliyoruz. 100 liranın dolar karşısındaki satın alma gücü, 12 yılda, 55 dolar erimiş” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, gündemdeki konulara ilişkin partisinin genel merkezinde basın açıklaması yaptı.
Öztrak basın açıklamasında ekonomik duruma ve enflasyon rakamlarına değindi. Öztrak, “19 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Vatandaş pahalılık altında eziliyor” dedi.
Öztrak, açıklamalarında Abant'ta gerçekleştirdikleri toplantılarda parti milletvekillerinin içinde bulunulan 'buhran'dan nasıl çıkılacağını konuştuğunu belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi, hem moral olarak hem de program ve projeleriyle iktidara hazırdır” ifadesini kullandı.
CHP Sözcüsü, ülkede olumlu bir şey olduğunda bunu hemen hükümetin sahiplendiğini ancak en ufak bir olumsuzlukta sorumlunun 'öznesi belirsiz dış güçler' olduğunu ifade etti.
“19 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Vatandaş pahalılık altında eziliyor” diyen Öztrak, “Bu pahalılığın tek sorumlusu 19 yıldır hükümet koltuğunda oturan Erdoğan Şahsım hükümetidir” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“100 LİRAYLA 11 DOLAR ALABİLİYORUZ”
Döviz fiyatlarındaki artışa da değinen CHP Sözcüsü 100 TL'lik bir banknot göstererek, “Şu elimde tuttuğum 100 liralık banknot, 1 Ocak 2009 tarihinde tedavüle girdi. Vatandaşın günlük hayatta, En çok kullandığı banknot bu. 2 Ocak 2009’da bu 100 lirayla, 66 dolar alır hale geldik. Bugün aynı 100 lirayla, Ancak 11 dolar alabiliyoruz. 100 liranın dolar karşısındaki satın alma gücü, 12 yılda, 55 dolar erimiş” ifadelerini kullandı.
Konuşması sırasında Einstein'ın “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek, deliliktir” sözünü hatırlatan Öztrak, “Ne yazık ki; Erdoğan Şahsım Hükümeti yüzünden, bu sözü çok sık kullanmak zorunda kalıyoruz. Hatalardan ders çıkarmak yerine, aynı hatalarda ısrar ediyorlar. Sorumluluğu üzerlerinden atmak için, dikkatleri kendi beceriksizliklerinden uzaklaştırmak için, Hep aynı oyunu oynuyorlar” şeklinde konuştu.
Öztrak sözlerine, “Biz hazırız. Milletimiz hazır. Erdoğan Şahsım Hükümeti'nin de vesayet rejiminin de notunu millet verdi. Tasdiknamesini hazırladı. Ellerine tutuşturmak için de, Milletimiz sandığı sabırsızlıkla bekliyor” cümleleriyle son verdi.
ERDOĞAN’A DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ: ÖMRÜNÜ UZATMAK İÇİN…
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesini de değerlendiren Öztrak, "Beyefendi siyasi ömrünü uzatmak için, Moskova ve Washington arasında tahterevalli misali gibi gidip geliyor. Bir gün Biden dostu oluyor, ertesi gün Putin. İşin kötüsü muhatapları Erdoğan’ın zaafının farkında. Bu zaafı Türkiye aleyhine kullanmaktan da hiç çekinmiyorlar" dedi. Öztrak Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemlerini de hatırlatarak şunları söyledi:
"Erdoğan ve avenesi bir gün çıkıyor “S-400’lerde ikinci paket görüşmeleri sürüyor” diyor. Ertesi gün çıkıyor, “Pahalı olmasına rağmen Patriot alabiliriz” diyor. Amerika’dan yüz bulamayınca, Rusya’nın gönlünü yapmak için yeni nükleer santrallerle Putin’e göz kırpıyor. Milletin kesesinden sağda, solda caka satıyor. Mersin’de nükleer santral yapıldı da ne oldu? Yapılan santralin de burada üretilecek elektriğin de sahibi Rusya. Türkiye sadece üretilen elektriğe müşteri. Buradaki elektriğe 15 yıl boyunca kilovat saati, 12,35 sentten alım garantisi verdik. Dünyanın en pahalı elektrik enerjisini kullanacağız."
TANZİM SATIŞ MARKETLERİ
Öztrak'ın konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Sarayın bildiği bir başka şey de tanzim satış mağazası açmak. 2 yıl önce milleti kış gününde ucuz patates, soğan için, Tanzim satış çadırlarında kuyruklara sokmuşlardı.
Bir de sıkılmadan bunlara 'varlık kuyruğu' demişlerdi. Şimdi de 1000 adet tanzim satış marketi açacakmış. Yani benim oğlum bina okur. Döner döner yine okur Hatalardan ders çıkarmak yerine, Aynı hatalarda ısrar ediyorlar. Sorumluluğu üzerlerinden atmak için, dikkatleri kendi beceriksizliklerinden uzaklaştırmak için, hep aynı oyunu oynuyorlar.
"Oysa bugün enflasyon şaha kalktıysa sebepleri bellidir. Hayat pahalılığının nedeni üretimle büyüyen değil, borçla şişirilen ekonomidir. Gelirle değil krediyle pompalanan tüketimdir. Bu nedenle azan cari açıktır. Hayat pahalılığının nedeni; kayınpeder ve damadın bir olup, Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervini
buharlaştırmasıdır. Bugün bu döviz rezervleri yerinde dursaydı, Türk Lirası rüzgârın önündeki yaprak gibi savrulur muydu? Hayat pahalılığının sebebi; faiz sebep, enflasyon sonuç zırvasıyla, Türk Lirasının değerinin pul edilmesidir. Yine hayat pahalılığının nedeni, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, araç bağımsızlığına çöken Erdoğan’ın bankanın itibarının yerle bir etmesidir. Enflasyonla mücadelede bankayı etkisiz hale getirmesidir.
'PANDORA BELGELERİ'
"Dün gece dünyada büyük bir skandal patladı. 117 ülkeden, 600’den fazla gazeteciden oluşan, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu, yine büyük bir başarıya imza attı. Yaklaşık 12 milyon belgeyi inceleyerek, vergi cennetlerine aktarılan trilyonlarca doları, gözler önüne serdiler. Pandora belgeleriyle, Pandoranın kutusunu açtılar.
Pandora belgelerinden Rönesans Holding çıktı: 210 milyon dolar...Pandora belgelerinden Rönesans Holding çıktı: 210 milyon dolar...
“105 MİLYONLUK BAĞIŞ KİMLERE, NE İÇİN YAPILDI?”
Erdoğan’ın sarayını yapan, şehir hastanelerini işleten müteahhitlik firmasının Türkiye’de kazandığı paraları yurtdışındaki vergi cennetlerine kaçırdığı iddia ediliyor. Bu şirketin tek bir yılda, vergi cennetlerine kaçırdığı paranın, 211 milyon dolar olduğu söyleniyor. Bir de bu off-shore hesaplardan, adresi şimdilik belirsiz 105 milyon dolarlık bir bağış yapıldığı söyleniyor. 105 milyon dolarlık bağış!
Devletten devlete yapılabilecek büyüklükteki bir bağışı, bu şirket acaba kime, kimlere ne için yaptı? Bu ülkede asgari ücretten, milletin yediği ekmekten bile vergi alınırken Türkiye’deki tüm ihaleleri toplayan bu kişilerin, Türkiye’de kazandığı parayı, vergi cennetlerine kaçırması hangi vicdana hangi izana sığar?
Man Adası skandalını unutmak da olmaz. Bu ülkeyi yönetenlerin akrabayı taallukatının vergi cennetlerinde yaptığı işleri elbette unutmadık. 15 yıl önce vergi cennetlerine aktarılan paralar için yüzde 30 vergi kesintisi yapılacağı, Kurumlar Vergisi Kanunu ile hükme bağlandı. Ama Erdoğan Şahsım Hükümetleri,
15 yıldır hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna dair listeyi bilerek yayımlamadı. Yüzde 30 vergi kesintisi yapma hükmü işletilmedi.
“TÜRKİYE, KARA PARA AKLAMA MAKİNESİNE ÇEVRİLDİ”
Erdoğan şahsım hükümetleri bunun yerine, çıkardığı mali aflarla, yurtdışına vergi ödememek için kaçırılan milyarları, yine sıfır vergiyle Türkiye’ye sokulmasına izin verdi. Türkiye bu ahlaksız uygulamalarla dünyanın en büyük, kara para aklama makinesine çevrildi."