TCMB’nin faizlerde artışa gitmeme kararı ardından doların aniden tırmanışa geçmesi, AKP ile küresel sermaye arasındaki faiz çatışmasının devam ettiği izlenimini sürdürdü

Faiz, küresel sermaye ile AKP arasındaki çatışma konusu olmaya devam ediyor

ÖYKÜ ÖZFIRAT

Piyasalar yüksek enflasyon rakamlarının ardından gözünü kulağını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) çevirmişti. TCMB, Para Politikası Kurulu toplantısında faize ilişkin kararını verdi ve faizleri %17.75’te tuttu. Bunun üzerine ise dolar/TL kuru ise hızla yükselişe geçerek 4.92 seviyesinin üzerine çıktı.

TCMB’nin faiz kararını BirGün’e değerlendiren Ekonomist Aslı Aydın, doların bu keskin hareketlerinin Türkiye için bir kriz göstergesi olduğunun altını çizerek, “Doların bu seviyelerde olması yani şu an 4.90larda olsa da genel olarak baktığımızda 4.70-4.80 bandında hareket etmesi bugünkü merkez bankası toplantısından bir faiz artırımı beklentisine neden olmuştu” dedi.

Sıcak para yoksa, büyüme de yok

TCMB’nin faiz kararını ve doların yükselişini değerlendiren Aydın, gelinen süreci şu şekilde yorumladı: "Bütün makro ekonomik dengelerin bozulduğu bir ortamdayız ve bunun somut bir göstergesi olarak da dolar hareketini izliyoruz. Çünkü bugüne kadar Türkiye sıcak parayla büyüyen bir ekonomiydi. Sıcak para geldiğinde hızlı büyüme süreçlerine tanık olduk. Para geri çekildiğinde ekonomide daralma beklentileri güçlendi. Dolayısıyla doların yüksekliği birçok kaygıyı beraberinde taşıyor. Özellikle özel kesim dış borçları."

faiz-kuresel-sermaye-ile-akp-arasindaki-catisma-konusu-olmaya-devam-ediyor-491295-1.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Piyasalarla barışık olacağız, kavga etmeyeceğiz" demişti.

'Ekonomi artık kendi yangınını söndüremeyecek'

Ekonomistlerin ve bankacılık kesimlerinin beklentilerinin TCMB’nin faiz artışının 100 bp civarında olduğunu vurgulayan Aydın, görevine yeni başlayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Piyasalarla barışık olacağız, kavga etmeyeceğiz” mesajını hatırlattı ve “söyleminden bir gün geçmesine rağmen piyasanın talep ettiği faiz oranını gerçekleştirmemiş oldu. Cari açığın, dış borçların finansman açığı var dolayısıyla sıcak para ihtiyacı var. Bunu çözmek de faizlerde kilitleniyor. Dolayısıyla faiz üzerinde de piyasaların, artış yönünde önemli bir baskısı var. Merkez bankasının da bugünkü kararından sonra nasıl bir yol izleyeceğini merak ediyoruz. Genel olarak bakmak gerekirse ekonominin faiz dolar kısır döngüsüne sıkışması da bizler için başlı başına bir kriz göstergesi. Başka hiçbir aracın, mekanizmanın doları düşürmeyeceğini ve merkez bankasının elindeki tek yolun faiz olduğunu gösteriyor. Merkez bankası da bu faiz aracını kullanmıyor, kullanmaktan kaçınıyor. Faizin yükselmesiyle belki diğer makro dengelerin daha bozulmasını öngörüyor. Ekonominin artık kendi yangınını söndüremeyeceği bir döneme girdiğimizi söylemek mümkün” dedi.

Finans kesimi ekonomiye güvenini günbegün kaybediyor

Faiz kararının ardından doların önlenemez yükselişini ekonomiye duyulan güvenin kayboluşuyla açıklayan Aydın, “Şu an ekonominin dengeleri sürdürülebilir gözükmüyor. Ekonomide reel kesimin borçları ve Türkiye’nin cari açık finansmanında açıklar bu sürdürülemezliği gösteriyor. Merkez Bankası’nın ve ekonomi yönetiminin bu sorunlarla nasıl mücadele edebileceğine yönelik daha yapısal çözüm önerileri sunması gerekir. Aslında bunları sunmadığı için de sürdürülemez beklentileri arttı. Finans kesiminin de ekonomiye güveninin kaybolduğunu görüyoruz” diyerek sonuca ilişkin değerlendirmelerde bulundu.