Ok yaydan çıktı bir kere. Motokuryeler, çorap işçileri, kargo işçileri işçi sınıfının en örgütsüz olduğu alanlardan sefalete karşı seslerini yükseltiyorlar... Cesaret hızla yayılıyor.

Farplas sendika düşmanlığına devam ediyor hâlâ

Nuran Gülenç

2022 yılı işçi eylemleriyle başladı. Yaşanan siyasi ve ekonomik kriz, artan enflasyon emeği ile geçinenleri ezdi geçti. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı emeği ile geçinenler kendilerine reva görülen yoksulluğa tepkilerini direnişlerle, eylemlerle gösteriyor. Cesaretin bulaşıcı olduğunu her gün yenileri eklenerek artan işçi eylemleri bir kez daha kanıtladı. Ok yaydan çıktı bir kere. Motokuryeler, çorap işçileri, kargo işçileri işçi sınıfının en örgütsüz olduğu alanlardan sefalete karşı seslerini yükseltiyorlar... Cesaret hızla yayılıyor. Öyle görünüyor ki bu başkaldırı, örgütlü örgütsüz ücretlerinden memnun olmayan işçileri de hareketlendirecek. Sermayenin ve hükümetin en büyük korkusu ayağa kalkmış işçiler. Bu korkulu rüya gerçek oluyor.


Farplas işçileri de ayağa kalkan işçilerden. Gebze’de kurulu olan işyerinde 2 bin 300 işçi çalışıyor. 2002 yılından sonra hızla büyüyen şirket uluslararası otomotiv şirketlerin en önemli tedarikçisi haline geldi. Şirket her geçen gün büyüdü ama işçiler giderek fakirleşti. İşçilerin üzerindeki üretim baskısı, mobbing, tutanaklar üretime paralel arttı. Üzerine bir de son aylarda eklenen ekonomik kriz ve enflasyondaki artış eklenince bıçak kemiğe dayadı.

Bu ilk değil

İşçiler çalışma koşullarını iyileştirmek, insan onuruna yakışır bir iş ve ücret için geçmişte defalarca sendikalaşmayı denedi. Her seferinde işçileri işten atan yönetim sendikanın örgütlenmesini kırmayı başardı. Bu süreç içinde Farplas yönetimi de sendikayı engelleme konusunda oldukça tecrübe kazanmış görünüyor. İşçiler örgütlenmesin diye sık sık işkolu değişikliğine başvuran yönetim bu sefer de işyerini alt işveren cennetine çevirdi. Hem de aynı çatı altında birden fazla işkolunda. Kimin hangi işkolunda olduğu bile belli değil. İşçiler ancak üyelik için sisteme girdiğinde kimi metal işkolunda, kimi petrokimya işkolunda kimi gemi yapımı ve deniz taşımacılığı işkolunda buldular kendilerini. Bakanlık üzerinden işletilen sendika üyeliği prosedürü firma içindeki şirketleri görmeye engel.

İşçiler ücret zammı için ayağa kalktılar. İşyerindeki Birleşik Metal-İş’in öncü kadroları, işçileri Birleşik Metal-İş Sendikası ile buluşturdu. Diğer sendikaların işyerinde örgütlenme girişimleri işçilerin protestoları ile karşılaştı. Metal işkolu dışında sektörlerde istihdam edilen diğer işçilere de DİSK’e bağlı Lastik-İş ve Limter-İş sendikalarına üye olma çağrısı yapıldı. Beş şirkette Birleşik Metal-İş yetki alırken, bir şirkette Lastik-İş yetki aldı. Limter-İş de üye çoğunluğunu aldı. Önce işçilerin taleplerine kulak asmayan Farplas yönetimi, işçilerin sendikalaşmasını engellemek için ikramiye sayısını artırabileceğini dillendirdi. Buna karşılık işçiler, sendikalarının tanınmasını istediler. Yurtdışındaki Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Sertel’in dönüşünü beklemek ve talepler üzerine düşünmek için bir hafta süre isteyen Farplas yönetimi, işçileri izne çıkarmaya başladı. Bu bir hafta içinde yaklaşık 150 işçiyi işyeri dışında bir otele çağırarak hırsızlık, mala zarar verme gibi iftira ile tazminatsız işten attı.

İşverenin amacı, işyerinde bir eylem olasılığını bertaraf etmekti. İşçilerin sendika üyeliklerinin gerçekleştiği, Bakanlık’tan çoğunluk tespitinin geldiği işyerlerini hızla kapattı. Soluğu istihdam bürosunda alan işveren şimdi de işçileri istihdam bürosu üzerinden çalıştırarak yeni bir oyun kurmaya çalışıyor. Amacı ise sendikanın almış olduğu yetkileri boşa düşürmek. Bu sendika ile Farplas arasındaki yetki uyuşmazlığının yargıya taşınması demek. Bu arada istihdam bürolarının işverenler açısından, sendikal örgütlenmeyi kırmak için elverişli bir yol olduğu da bir kez daha açığa çıktı.

Hayırseverlik, duyarlılık sendika gelene kadar

2002 yılından itibaren otomotiv alanında hızla büyüyen Fark Holding’in şirketi Farplas’ta sayıları 2 bin 300’e ulaşan işçilerin yarısı kadın. Şirket, Ford, Renault, Toyota gibi uluslararası firmaların en önemli tedarikçisi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, kadın meselelerine karşı duyarlılığını katıldığı her toplantıda dile getiriyor. Kadın erkek eşitsizliğine karşı “güçlü kadınlar” mottosunu sıkı sık kullanıyor. Bu arada işverenin geçtiğimiz yıllarda “İnsana Saygı Ödülü”, “Kadın Dostu Şirket” ödülleri adı altında yıldızını parlatan ödüller aldığını hemen ekleyelim. Sermayenin pratiğinde bu söylemin müşteri toplamanın, kadın emeğinin sömürüsünün, imaj parlatmanın aracı olduğunu tahmin etmek hiç zor değil. Nitekim bu makyaj, kadın işçiler haklarını aramaya, en temel insan haklarından olan örgütlenme özgürlüğünü kullanmaya başladıklarında dökülüyor. Farplas’ta da böyle oldu. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yapmış olduğu geniş katılımlı bir toplantıda bir kadın işçinin söyledikleri bunu açıkça ortaya koyuyor: “Kadınlara değer veriyoruz dediler hep ama en çok kadınları ezen fabrikalardan biri burası.”

Hiçbir şekilde sendikayı tanımayan, bin bir türlü ayak oyununu devreye sokan işverenin hukuksuz davranışlarına karşı kadın, erkek işten atılan tüm işçiler 30 Ocak akşamı kendilerini fabrikaya kapattılar. Atılan işçilerin geri alınması ve sendikanın tanınması talebini yönetime ilettiler. Türkiye’nin ilk 50 hayırsever patronu arasında yer alan, “kadın konusunda duyarlı (!”) Farplas yönetimi fabrikaya polis çağırarak işçileri polis şiddetine maruz bıraktı. Polis, fabrikaya kapanan 30’u kadın 108 işçiyi sendika yöneticileri ile birlikte feci bir şekilde darp ederek gözaltına aldı. Hayatlarında ilk kez bir eyleme katılan kadın işçiler erkek polislerin küfürleri, hakaretleri, aşağılamaları, tekme tokat ile darp edilerek yaka paça gözaltına alındılar. Yerlerde sürüklendiler. İşten atılanlar arasında beş aylık hamile işçi de var. Sendikaya üye oldukları için işçilerin işten atılması yasak, herkes bilir ki hamile bir işçinin de işten atılması da her koşulda yasaktır. Ama “duyarlı” Farplas yönetim kurulu diğer işçilerle birlikte sendikaya üye olduğu için hamile işçiyi işten atmakta, çatıya çıkan hamile işçinin peşine polis göndermekte ve diğer işçilerle birlikte darp edilmesinde, itilip kakılmasında, gözaltına alınmasında bir beis görmedi. Ne pahasına olursa olsun sendikadan kurtulmak bugünlerde Farplas yönetiminin yeni mottosu oldu.

Destek için fabrika önüne gelenler ise biber gazı ile dağıtıldı. İşçilerin direnişini kırmak için teknolojinin tüm olanakları devreye sokuldu. Daha çok büyük işçi mitinglerinde karşımıza çıkan dronelar bu sefer Farplas’ın tepesinde işçileri tespit etmek ve gözdağı vermek için kullanıldı. Gecenin karanlığını işçilerin sloganları, gözyaşı, polisin şiddeti ve droneların ışığı araladı. Şafak söktü. Darp edilerek gözaltına alınan işçiler ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Bu daha başlangıç

Farplas’ta çalışan kadın işçiler sendika ile buluşarak gücüne güç kattılar. Kendine güvenin ve gücün, süslü sözlerle değil, örgütlü güçle olacağını biliyorlar. İstedikleri de hayırseverlik değil, hakları olanı almak. En temel insan haklarını kullanmak. Biliyorlar gerçek eşitliğin, hayırseverlikle değil, örgütlü mücadele ile geleceğini. Bunun için örgütlenmenin de eylemlerin de en önündeler.
Tehditler, işten atmalar, polis şiddeti, gözaltılar ve dondurucu soğuk işçilerin kararlığını kıramadı. İşçiler, sendikaları ile birlikte direnişlerini fabrikanın önüne taşıma kararı aldılar. 2 Şubat’ta onları yalnız bırakmayan sınıf dostlarıyla birlikte yaptıkları basın açıklamasıyla direnişlerini başlattılar. Kadın işçiler de direnişteki yerini aldı. Şimdi Farplas işverenine örgütü kadınların ve örgütlü işçilerin gücünü gösterme, tüm yaldızlarını dökme zamanı.