1992’den bu yana Hürriyet gazetesinde çeşitli görevler üstlenen ve son olarak gazetenin okur temsilciliğini yürüten Faruk Bildirici, “Ayrılık zamanı” başlığıyla yayımlanan yazısında okurlarına veda etti. Hürriyet gazetesi ile yollarının ayrıldığını duyuran Bildirici, “Gazeteciliğe başlarken kendime söz vermiştim. 100 metre koşucusu olmayacak, maraton koşacaktım. Yalansız, dolansız, dürüst, şeffaf, tutarlı ve ilkeli olacaktım. Düşüncelerimden ödün vermeyecek, kimseye […]

Faruk Bildirici’den Hürriyet’e veda: Ben hep gazetecilik kazansın istedim

1992’den bu yana Hürriyet gazetesinde çeşitli görevler üstlenen ve son olarak gazetenin okur temsilciliğini yürüten Faruk Bildirici, “Ayrılık zamanı” başlığıyla yayımlanan yazısında okurlarına veda etti.

Hürriyet gazetesi ile yollarının ayrıldığını duyuran Bildirici, “Gazeteciliğe başlarken kendime söz vermiştim. 100 metre koşucusu olmayacak, maraton koşacaktım. Yalansız, dolansız, dürüst, şeffaf, tutarlı ve ilkeli olacaktım. Düşüncelerimden ödün vermeyecek, kimseye özenmeyecek, bedeli ya da ödülü ne olursa olsun özgün, bağımsız ve kırıksız bir çizgi izleyecektim” ifadesini kullandı.

Bildirici, yazısında şöyle devam etti:

“Aradan uzun zaman geçti. 12 yılı Cumhuriyet’te, 27 yılı Hürriyet’te olmak üzere yaklaşık 39 yıl. Son dokuz yıldır Okur Temsilcisi (Ombudsman) olarak görev yapıyordum. Bu süre içerisinde gazetecilik birikimimi ve okur eleştirilerini hem gazetem, hem de mesleğim adına artı değere dönüştürmeye, hatalardan arınmış ve yüksek kalitede bir haberciliğin benimsenmesine katkıda bulunmaya çaba harcadım. Bir özdenetim kurumu olan Okur Temsilciliği’nin (Ombudsmanlığın) yerleşmesini ve kabullenilmesini amaçladım.

En önemlisi, evrensel gazetecilik ilkelerinden taviz vermemeye, başlangıçta kendime verdiğim söze uygun davranmaya gayret ettim. Ne kadar başarılı oldum, artık onu okurlar ve meslektaşlarım söyleyecek.

Zira bu limanda dalgalar çok yükseldi, ayrılık zamanım geldi çattı. Ayrılıklar aynı zamanda muhasebe zamanıdır. Haksız yere kırdığım, üzdüğüm insanlar olduysa peşinen özür dilerim.

Ombudsmanlığım süresince eleştirilerimi anlayışla karşılayan, destek ve güç veren, tartışmalarıyla beni zenginleştiren çalışma arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma, eleştiri ve önerilerini esirgemeyerek katkıda bulunan okurlara da teşekkür ederim.

Ben hep gazetecilik, sessizlerin sesi, mağdurların savunucusu, kamu yararının yılmaz bekçisi olsun; bağımsızlığından ödün vermesin; çıkar gruplarına aracılık etmesin; gerçekleri deforme etmeden aktaran, her konuya ve herkese eleştirel yaklaşan bir güç olsun istedim. Ben hep gazetecilik kazansın istedim.

Bugün olmamış olabilir ama yarın mutlaka.”