Önceki gün Kartal Meydanı’nda “Saltanata geçit yok, teslim olmayacağız” başlıklı bir miting yapıldı. İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu’nun düzenlediği mitingin katılımcıları arasında Birleşik Haziran Hareketi (BHH), EMEP, CHP gibi siyasi parti ve oluşumlar bulunuyordu. Mitinge çeşitli siyasi parti, demokratik kitle örgütleri, sendika ve meslek kuruluşları katıldı.

Saat 14.00 dolayında başlayan mitingde HDP’liler de büyük bir katılım sağladılar. Miting alanı tamamen dolduğu gibi çevresinde de yoğun bir kalabalık oluştu. Kürsüden sık sık ortak slogan ve dövizlerin kullanılması uyarısı yapıldı. Yandaş medya, bu mitingin özellikle “CHP ve HDP’nin ortak mitingi olduğu, FETÖ ve PKK’ya destek sağlama amacı taşıdığı” yönünde yalan haberler yaymaya çalıştı.

Katılım yüksek düzeyde
Hem bu yıpratıcı kampanya, hem de güvenlik yönünden çeşitli endişelere rağmen katılım yüksek düzeydeydi. Kürsüden sadece ortak döviz ve pankartların taşınması ve gösterilmesi uyarısı yapılmasına rağmen alanın çeşitli yerlerinde HDP, EMEP, BHH bayrak ve flamaları göze çarpıyordu.

Bu arada CHP’den daha yüksek düzeyde bir katılım beklenirken son anda CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından “provokasyona açık bir ortamın oluşması” gerekçe gösterilerek CHP’li vekil ve partililere “mitinge katılmama” yönünde bir mesaj iletildi. Buna rağmen alandaki CHP’li vekiller ve partililer yerlerini terk etmedi.

Miting alanına girilirken X-Ray cihazları yerine polisin elle yoklama yapması dikkat çekiciydi. Öte yandan güvenlik güçleri, mitingin sonuna kadar alana girişteki arama yerlerinden ayrılmadılar. Çevik Kuvvet ve TOMA’lar ise, miting alanının dışında bir yerde bulunuyordu.

En çok kullanılan sloganlar
Mitingde en çok atılan sloganlar, “Faşizme karşı omuz, omuza”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Direne direne kazanacağız” şeklindeki sloganlardı. DİSK ve KESK’e bağlı bazı sendikaların katılımı olsa da çok fazla göze çarpar bir durumda değildi. Emekçiler, daha çok bireysel bir düzeyde katılım sergiliyordu.

Orta yaşlı kuşak her zaman olduğu gibi geniş bir katılımla yerini alırken kadın katılımcıların çokluğu da dikkat çekiciydi. Öğrenciler de kolektifler, fikir kulüpleri federasyonları şeklinde vardılar.

‘Başkanlık tutkusu’
Mitingin açılış konuşmasından sonra sanatçı Erdal Güney ve Heyula grubu sahne aldı. Erdal Güney’in müziği hem kitleyi coşturdu, hem de alandaki karmaşayı biraz olsun dağıttı. Erdal’ın “Babamın tek tutkusu, ayakkabı kutusu” isimli şarkısı büyük bir beğeniyle dinlendi. Erdal Güney, bu nakaratı “başkanlık tutkusu” şeklinde değiştirdi.

Müzik gösterisinden sonra Birleşik Haziran Hareketi adına Erkan Baş söz aldı. Erkan Baş, “Saray yandaşları, mitingimizi karalamak istediler ama başarılı olamadılar. Hoş geldiniz; Atatürkçüler, CHP’liler, Kemalistler, Diyarbakırlılar, Kürtler, devrimciler, emekçiler. Bizi bölmeye çalıştılar ama bizler buraya birleşmek için geldik” diyerek konuşmasına başladı.

Erkan Baş, hem darbe girişiminde bulunan FETÖ’ye, hem de saray iktidarına karşı olduklarını belirterek “Faşizme teslim olmayacağız” dedi. Baş, “Önümüzde ikili bir hedef var: Birincisi Tayyip padişah olamayacak, ona Cumhuriyet’i yıktırtmayacağız. İkincisi cinsel tecavüz yasasını durduracağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Yerellerde güç birliği
Daha sonra söz alan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Doğan Erbaş da, “Bu korkuya, psikolojik baskıya rağmen buraya gelen herkesi selamlıyorum. Bu meydanda çok önemli bir başlangıç yapıyoruz. Türkiye’nin 3’ncü partisinin eşbaşkanları rehin alınmış durumda. İstanbul’da olduğu gibi yerellerden başlayarak bir işbirliği, güç birliği yapalım. Böyle yaparsak bu karanlık gidişe dur diyebiliriz” diye konuştu.

Mitingdeki ses düzeni yeterli değildi. Kürsüyü göremeyenler için büyük bir ekrandan konuşmalar yansıtılabilirdi. Saat 16.00’ya doğru alan yavaş, yavaş boşalmaya başladı. Emek ve Demokrasi Koordinasyonu’nun metninin okunmasından sonra Gezi şehitlerinin aileleri, kürsüye çıkarak katılımcıları selamladılar ve büyük alkış aldılar.

Miting, içinde bulunduğumuz koşulları dikkate aldığımızda katılım açısından umut vericiydi. Daha örgütlü olarak, CHP ile emek ve meslek örgütlerinin daha aktif katılımıyla faşizmin kurumsallaşmasına dur diyebilmenin koşulları daha güçlü bir biçimde sağlanabilir…