Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “İşte size borç-faiz-çimento ekonomisinin sonu. İşte Millî Görüş’ten uzaklaşmanın getirdiği son. İşte Erbakan Hocamız ders anlatırken arka bahçede top oynayanların ülkeyi getirdiği durum bu” dedi.

Fatih Erbakan: İşte size borç-faiz-çimento ekonomisinin sonu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, partisinin aylık olağan il başkanları toplantısında gündemi değerlendirdi.

Sözlerine 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramı’nı kutlayarak başlayan Erbakan, hükümete sert ifadelerle yüklendi.

Erbakan, “Bugün Türkiye’ye baktığımızda borç, faiz, zam, enflasyon, yoksulluk, alım gücünün düşmesi ve paylaşımda adaletsizliğin olduğunu açık bir şekilde görüyoruz. Faize 1 yılda 300 milyar lira ayrılırken tarımsal desteklemelere 25,8 milyar lira ancak ayrılıyor. 300 milyar lira faize verilirken milyonlarca EYT’liye yıllık 26 milyar çok görülüyor. İmtiyazlı holdinglere, Cargill’e vergi muafiyeti çıkarılırken vergi borcunun faizini dahi ödeyemeyen çiftçimize, köylümüze haciz getirilmekte, traktörüne el konulmaktadır," dedi.

Erbakan şöyle devam etti:

"Kur Korumalı Mevduat hesaplarına sadece mart ve nisan aylarında 16 buçuk milyar lira ödeme yapılırken milyarlarca emekliye bayram ikramiyesi 12 buçuk milyar lira verilmiş. Kur korumasına verilen ödeme bayram ikramiyesi olarak verilse emekliye bayramda 2 bin 500 TL düşüyordu. Bakan yardımcıları bürokratlar 3,5 maaş alırken ‘Emekliye çift dikiş yaptırmam’ deniliyor. Sadece tek bir rakam milletin içinde bulunduğu durumu anlatmaya yeter. Vatandaşın bankalara olan borcu 20 yılda 6 milyar liradan 1 trilyon 37 milyara çıkmış. Yani 170 misli artmış.

Bütün baskılara bütün sıkıştırmalara rağmen dolar 16 lirayı aştı. Üretimsizlik, dış ticaret açığı doların yükselmesine sebep oluyor. 4 aylık dış ticaret açığımız 32,5 milyar dolar bu hızla giderse yıl sonu 100 milyar doları aşacak. 190 milyar dolar da vadesi gelen dış borç ödemesi. Yani hükümetin bir senede 300 milyar dolar bulup ödemesi lazım. Dövize olan bu talep döviz kurlarının yükselmesine neden oluyor. Döviz kurları yükselince enflasyon patlıyor çünkü ithalata bağımlı bir ekonomisin.

“ERBAKAN HOCAMIZ DERS ANLATIRKEN ARKA BAHÇEDE TOP OYNAYANLARIN ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTA”

Dövizin yükselmesi aynı zamanda hazinenin de patlaması demek çünkü Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne ödeme yapmak zorundasın. Dövizin yükselmemesi için aylardan beri arka kapıdan döviz bozduruluyordu artık o da kalmadı. Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksi 61 milyar dolara inmiş. Tam bir sıkışmışlık çaresizlik hali içindeler. İşte size borç-faiz-çimento ekonomisinin sonu. İşte Millî Görüş’ten uzaklaşmanın getirdiği son. İşte Erbakan Hocamız ders anlatırken arka bahçede top oynayanların ülkeyi getirdiği nokta.

Milyonlarca asgari ücretli açlık sınırının altında yaşam savaşı verirken, milyonlarca emekli asgari ücretin yarısı maaşla geçinmeye çalışırken, milyonlarca genç işsizlikten kırılırken aya gidiyoruz ‘aya sert iniş yapacağız’ diyorlardı. Bir asgari ücretlinin maaşıyla ancak 4 teneke yağ alınabildiği, bir memur maaşıyla 4 defa depo dolduğu vatandaşın elektrik doğalgaz faturasını ödeyemediği bir ülkede Kanal İstanbul müjdesi vermişlerdi! Şimdi de taneyle muz taneyle salatalığın satıldığı bir ülkede vatandaşın ucuz et, ucuz ayçiçek yağı kuyruğunda olduğu bir ülkede bu sefer de aylık 28 bin lira ödemeyle 2 milyon liraya ev sahibi olma imkanını bir müjde olarak sundular.

Geçmişte ‘ekmek bulamazsanız pasta yiyin’ diyorlardı şimdi bunlar da diyorlar ki ‘ekmek alamıyorsanız konut alın.’ Türkiye’de ayda 14 bin lira, 28 bin lira taksit ödeyebilecek kaç kişi var Allah aşkına? Bırak asgari ücretliyi milletvekili müdürler bile bu taksitleri ödemekte güçlük çekerler? Bu milletin asıl beklediği müjde 2023 seçimleri akşamı televizyonlarda bu iktidarın gittiğini ve yerine Millî Görüş iktidarının geldiğini görmektir.

“BİZİ EKONOMİK BUHRANA SOKAN ÜÇ GİDER VAR”

Borç, faiz, enflasyon, işsizlik, üretimsizlik… Bunların hepsi iktidarın 20 yıldır uyguladığı borç-faiz-vergi ekonomisinin bir sonucudur. Burada üç tane gelir üç tane de gider var. Birinci gider; faiz giderleri. Bu sene 300 milyar dolar faize para verilecek. Faize bu kadar para giderken esnafa, işçiye, emekliye para kalmaz. İkinci giderimiz; imtiyazlı holdinglere kaynak aktarılmasıdır. Bakınız Rize-Artvin Havalimanı açıldı. Rize ve Artvin’in toplam nüfusu 530 bin, bu havalimanına bir yılda verilen yolcu garantisi 3 milyon. Üçüncü giderimiz de kamudaki israf. Milyarlık protokol masrafları, milyarlık makam uçakları, on milyonluk zırhlı makam araçları, 3-5 maaş alan bürokratlar…

Bizi ekonomik buhrana sokan işte bu gider kalemleri. Yapılması gereken bir defa mutlaka denk bütçeyle faiz giderlerinin ortadan kaldırılması, ikincisi kamudaki israfın önüne geçilmesi, üçüncüsü imtiyazlı holdinglere kaynak aktarılmasının durdurulması, dördüncüsü de Yeniden Refah Partimizin ortaya koyduğu ‘Milli Kaynak Paketleri’ kitabında belirtilen adımlarla kaynak üretilmesidir." (ANKA)