Fatsa'da altın madeni şirketi davası ertelendi: "Çevreyi kirlettiği açıkça kanıtlandı"
Fatsa'da 2013 yılından itibaren faaliyet yürüten ve "çevreyi kasten kirletme" gerekçesiyle dava açılan altın madeni firmasının duruşması ertelendi. Fatsa Doğa ve Çevre Derneği'nden yapılan açıklamada, "Fatsa’nın tepesinde kanser gibi yayılmaya çalışan altın madeni, artık çevreyi kirlettiği açıkça kanıtlanmış bir altın madeni işletmesidir" denildi.

Onur Durmuş
onurdurmus@birgun.netOrdu'nun Fatsa ilçesinde 2013 yılından itibaren faaliyet yürüten altın madeni firmasının "çevreyi kasten kirletme" gerekçesiyle açılan dava bugün görüldü.
Fatsa Adalet Sarayı'nda görülen duruşma, 11 Nisan'a ertelendi.
Fatsa'da 2008 yılına kadar Kanadalı Cominco’nun bünyesinde bulunan ruhsat alanı Stratex- Bahar Madencilik LTD. ortaklığında kurulan Altıntepe Madencilik A.Ş. şirketine satılmış ve 2009 yılından itibaren çalışmalara başllanılan alanda yoğun itirazlara rağmen 2013 yılında alınan ÇED dosyası sonucu 1960 dönüm alanda 1100 dönümü kestane ormanı, 720 dönümü fındık bahçesi üzerine Altan madeni iletmesi kurulmuştu.
BÖLGE HALKI 10 YILDIR MÜCADELE EDİYOR
2013 yılından itibaren yöre halkı tarafından doğa katliamına karşı başlatılan mücadele 10 yıldır sürüyor. Fatsa Doğa ve Çevre Derneği'nin yapmış olduğu çalışmalarda özellikle madenin işletildiği yakın köylerdeki içme suyu ve yeraltı suları ve toprak tahlillerinde limitlerin çok üzerinde toksik etkiye sahip ağır metal kirliliği ortaya çıkmıştı.
Fatsa'yı besleyen ana ırmaklardan en önemlisi olan Elekçi Irmağı'nda kirliliğe dair bulgular yöre halkını endişelendiriyordu. Derneğin bilim kurulu tarafından uluslararası bir makaleye konu olan bu çalışma daha sonra bağımsız bilirkişiler tarafından da teyit edilmişti. Yapılan suç duyuruları sonrası savcılık soruşturması sonrası savcılık tarafından aldırılan örneklerde de toprak ve su da limit değerlerin üzerinde ağır metal kirliliği tespit edildi.
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, duruşma öncesi yaptığı basın açıklamasında, "Erzincan İliç felaketinden bildiğimiz üzere Türkiye de işletilen altın madenleri ile ilgili kamuoyuna açıklanan bilgiler ne yazık ki, gerçek bilgilerin, yaşanan dramların ve çevreye verilen zararın çok az bir kısmını oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
"Fatsa’da olduğu gibi işletilen altın madenlerinin çevreye verdiği geri dönüşümsüz zararlar; artık alınan göstermelik ÇED raporları, alınan “bağımsız akademisyen raporları” ile üzeri örtülmeye çalışılmasına rağmen gizlenemiyor" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bugün ilgili kurum verilerinin ve savcılıkça alınmış numuneler ışığında bağımsız bilirkişilerin yaptığı incelemeler sonucu ortaya konan bilgiler ışığında “altın madeni işletmesinin yönetici ve sahipleri” çevreyi kasten kirletme suçlaması ile yargılanıyor."
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
>> "Fatsa’nın tepesinde kanser gibi yayılmaya çalışan altın madeni, artık çevreyi kirlettiği açıkça kanıtlanmış bir altın madeni işletmesidir.
>> Bu durum akademi bağımsız bilirkişiler, Çevre Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından alınan numunelerle savcılık bilirkişisi tarafından da tespiti yapılmış ve kanıtlanmış durumdur.
>> 2013 yılından bu yana ÇED taahhütlerinden daha fazla alanda siyanürleme/liç işlemi yapmış, taahhüt ettiğinden daha fazla cevher işlemiş, taahhüt ettiğinden daha fazla siyanür kullanmış, taahhüt ettiğinden daha fazla atık üretmiş, taahhütleri dışında su kaynaklarına ve içme sularına zarar vermiş toprak kirliliği kabul edilir limitlerin çok üzerine çıkmış, kazı işlemleri sırasında bile ağır metal kirliliği yaratabileceğini kabul etmiş şirket; bir an önce yarattığı kirliliği önleyecek yatırımları yapmalı verdiği zararların tanzimini sağlamalıdır.
>> Buradan haykırıyoruz ki aklın, bilimin ve vicdanın söylediği gibi iklim değişikliği, doğal ormanların ve temiz su kaynaklarının tükenmesi gibi birçok tehditle karşı karşıya kalan Ordu’da Fatsa’da hatta tüm Karadeniz bölgesinde ve ülkemizde altın madenciliği faaliyetlerine izin vermek en başından doğayı ve çevreyi kasten kirletmek suçunu ve suda ve toprakta ağır metal kirliliğini kabul etmektir."