Fatsa Fikri Sönmez

MEHMET GÜMÜŞ

Dokuz buçuk aylık bir yerel yönetim deneyi!.. Öyle ki hâlâ hem ulusal hem de uluslararası düzlemde konuşulmaya devam ediliyor. Belgesellere, konferanslara, makalelere konu oluyor. 40 yıl öncesinin uygulamaları güncelleştirilmeye çalışılıyor âdeta.

Fatsa'da hayatla bütünleşen bu örneği anlamak için 60'lı yılların sonlarına gitmek gerekir. O yıllardaki Fatsa köylü mitingleri, 1970 yılındaki lise boykotu, İşçi Partisi'nin faaliyetleri, 12 Mart Darbesi ve Kızıldere Katliamı...

Fatsa'daki mücadelenin politik seyrine doğrudan etki eden bu gelişmelerin, dönemin öğretmen hareketi TÖBDER ve HALKEVİ bünyesinde nasıl ivme kazandığını görmek lazım.

Fikri Sönmez de 74 affıyla cezaevinden çıkanlardandı. Bir taraftan terzilik yaparken, diğer taraftan Fatsa'daki öğretmen ve gençlik hareketi içinde yerini almıştı bile.

Fındıkta sömürüye karşı yürütülen çabaların, karaborsaya, tefeciliğe karşı verilen mücadelenin merkezinde yer alan bir isimdi Fikri abi. Cenazede, düğünde, kahvede, pazarda, köyde, çarşıda, halkın nabzının attığı her yerdeydi.

Belediye başkanlığına giden süreç de bu çabaların sonucuydu aslında. Halk Komiteleri'yle yürütülen çabalar, "Çamura Son” kampanyası çok şeyi değiştirdi kısa sürede. Dostları sevindirten bu çabaların bir yerleri rahatsız etmesi çok normaldi. Devlet, sürekli belediyedeydi. Nihayetinde 11 Temmuz 1980’de Nokta Operasyonu'yla uyandı güne Fatsa. Binlerce asker ve polis, maskeli muhbirlerle birlikte Fatsa'ya girdi. 12 Eylül, Fatsa'ya 2 ay önce gelmişti! Fatsa, kendi örneklerini yaratmamalıydı. Ezilmeliydi, yok edilmeliydi...

Fikri Sönmez, içeri alındı...

Onu, ölüme götüren süreç, böyle başlıyordu. Cezaevinde rahatsızlığı ağır seyrediyordu. Arkadaşlarımız hemen doktor talep ettiler. Saatlerce doktor beklendi. Daha sonra koğuştan alınıp götürüldü. Hastaneye kaldırılmıştı.

4 Mayıs 1985...

Sabah ölüm haberi geldi koğuşlarımıza. Amasya Cezaevi, yapılalı beri böyle kara bir gün yaşamamıştı.