Februaristaking: Faşizme Karşı Şubat Grevi

Kıvanç Eliaçık - DİSK Uluslararası İlişkiler Müdürü

25 Şubat, Avrupa’da Nazilere karşı düzenlenen ilk grevin, Amsterdam Şubat Grevi’nin yıldönümü… Hollanda’daki Alman işgali daha çok Anne Frank’ın Günlüğü veya Auschwitz sürgünleriyle, saklanma ve esaret ile anılıyor. Ama ülke Nazilere karşı direnişin en önemli eylemine de ev sahipliği yapmıştı. 25 Şubat 1941’de başlayan genel grev tüm Avrupa’ya ilham verdi. Grevin anısına dikilen liman işçisi anıtı bugün bile her türlü ayrımcılığa karşı mücadelenin simgedir.


Mayıs 1940’da Alman orduları yoğun bir bombardımanın ardından Hollanda’yı işgal ettiğinde Hollanda yönetimi adeta hazırlıksız yakalandı. Almanya kukla bir hükümet kurdu. Ülkeye sığınan Yahudiler iade edildi. Hitler’i eleştiren siyasetçiler ve gazeteciler çeşitli cezalar aldı. Yahudiler kamu hizmetlerinden ve özellikle üniversitelerdeki görevlerinden uzaklaştırıldı. Sonraki dönemlerde ülkede yaşayan Yahudilerin büyük bölümü katledildi.

Şubat Grevi’ni tetikleyen, Naziler ve işbirlikçilerinin Yahudiler’e yönelik saldırıları oldu. Yahudi Mahallesi Jodenbuurt’un etrafı tel örgülerle çevrildi ve giriş çıkışlar durduruldu. Yahudilerin çalışma kamplarına götürülmesi planlandı.

Bu politikalara karşı Hollanda Komünist Partisi (CPN), sendikalar ve diğer sosyalist partiler grev hazırlığına başladı. Naziler tarafından yasaklanan CPN’nin bir kilisede yaptığı gizli toplantıdan çıkanlar grevi organize etmek üzere şehrin farklı bölgelerine dağıldılar. Sadece Yahudiler değil farklı mezheplerden Hristiyan işçiler de greve hazırlandı. Yeraltı matbaaları grev çağrıları bastı: “Staakt!” “Yahudilerle Dayanışma!”, “Amsterdam’ı Kapatın!”

Sabahın erken saatlerinden itibaren vapurlar ve tramvaylar durdu. Sağlıkçılar ve liman işçileri iş bıraktı. Onları fabrikalar ve mağazalar takip etti. Şehir nüfusunun neredeyse yarısı eylemlere katıldı. Genel grev diğer şehirlere de yayıldı.

Almanlar, grevi silah kullanarak bastırdı. Grevciler çeşitli cezalara çarptırıldılar. İlk saldırılarda ölenlerin ve yaralananların ardından 18 öncü işçi idam edildi. Jan Campert’in On Sekiz Ölülerin Şarkısı (Het Lied Achttien Dooden) şiiri bu infazları anlatır. Hollanda’nın bir Nazım Hikmet’i olsa “yoldaş, bunların sen isimlerini aklında tutma fakat 25 Şubat’ı unutma” diye yazardı.

Üç gün süren grev bastırıldı, talepleri kabul edilmedi ve katliamlar durmadı. Ama yine de Şubat Grevi tüm Avrupa’ya Nazilere direnme ilhamı verdi. 1941 Mayısında Belçika “Yüz Binler Grevi”, haziranda Kuzey Fransa madenci grevleri veya eylülde Norveç “Süt Grevi” Amsterdamlı işçileri örnek almıştı. Sonraki dönemlerde Hollanda’da zorunlu çalışmaya itiraz edenler, velilerin isimlerini vermeyen öğretmenler, Yahudilere yönelik operasyonlara katılmayı reddeden polisler, üniversite eylemleri ve 1943 Nisan- Mayıs grevleri hep Şubat Grevi’nden cesaret aldı.

Şubat Grevi her yıl Portekiz Sinagogu’nun yanında bulunan Liman İşçisi (De Dokweker) heykeli önünde kalabalık törenlerle anılıyor. Yıl boyunca her türlü ayrımcılığa karşı düzenlenen protestolarda, göçmenler, mülteciler, kadınlar hatta Filistinliler ve işçiler yine aynı heykelin gölgesinde buluşuyorlar.