Felaketlerin sorumlusu AKP
Ülkede meydana gelen her felaket krize dönüşüyor. Depremin yaralarını saramayan AKP, selde halkı bir başına bırakıyor. Orman yangınları içinse hiçbir gerçekçi önlem alınmıyor. Ülke bir kişinin bile istifa etmediği felaketlerle boğuşuyor. Yaşananların sorumlusu önlem almayan, liyakatsiz atamalardan vazgeçmeyen, kurumların içini boşaltan iktidar.
Politika Servisi
22 yıllık AKP iktidarı, her krizi, her doğa olayını adeta bir felakete dönüştürdü. Alınmayan önlemler, liyakatsiz atamalar, itibardan tasarruf edilmeyişi gibi pek çok neden ülkeyi yönetilemez hale getirdi.
AKP hükümetinin kurduğu düzende insanlar enkaz altında kaldı, ormanlar kül oldu, kentleri su bastı.
Yurttaşlar felaket karşısında yalnız bırakıldı. Her felaketi ‘kader’e ya da ‘fıtrat’a bağlayan iktidar yetkilileri, istifa etmek yerine kimi zaman halkı azarladı kimi zaman otobüslerden çay fırlatmayı tercih etti. Yıllar içerisinde kurumların içi boşaltılırken yönetici kadrolarına ise yandaşlar atandı. Her yaz yaşanan orman yangınları Ege ve Akdeniz şehirlerini vurdu, binlerce hektarlık ormanlar kül oldu. Yangın söndürme ekipmanı onca uyarılara rağmen tamamlanmadı. Saray’ın sahip olduğu uçak filoları gündem olurken bu yangınlara müdahale edecek yangın söndürme uçaklarının yetersizliğini yeniden gündeme getirdi. İzmir’den Muğla’ya, Çanakkale’den Dersim’e yaşanan son yangınlar iktidarın beceriksizliğini ve ülkeyi yönetmeme krizini bir kez daha gözler önüne serdi.
Son birkaç yılda karşılaştığımız bazı felaketleri hatırlayalım:
***
DEPREM DEĞİL İKTİDARIN TUTUMU CANIMIZI ALIYOR
Maraş’ta peş peşe yaşanan büyük depremler ve ardından gelen artçı sarsıntıların ardından yıktığı binalar binlerce insanın ölmesine neden oldu. Resmi rakamlara göre 55 bin kişinin hayatını kaybettiği felaketin ardından bir kişi dahi istifa etmedi.
İktidar yaşananları kadere bağlasa da uzmanlar, meslek örgütleri uzun süredir bölgede deprem olacağına dair uyarmıştı. Tüm uyarılara kulak tıkayan iktidar, şehirleri rantçı müteahhit dostlarına teslim etti. Felaketin ardından, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Haziran 2018 genel seçimlerinden önce imar barışı adı altında yürürlüğe giren uygulamayla ilgili Antep ve Hatay'da yaptığı konuşmalar yeniden gündem oldu. Sadece deprem öncesi değil deprem anı ve sonrası yaşananlar da iktidarın beceriksizliğini gözler önüne serdi.
Depremin ilk günlerinde AFAD ortalarda görünmezken, Kızılay’ın çadır sattığı ortaya çıktı. Liyakatsız atamalarla işlevselliğini yitiren kurumlar depremde yaraları saramadı. Halk günlerce kendi kaderine terk edildi. Hatay başta olmak üzere pek çok kentte halk yaralarını kendi imkanlarıyla sarmaya çalıştı. Ülke tarihinin en büyük dayanışma örneklerinden birine tanık olundu. Depremin ardından sel basan bölgede bu kez 18 kişi hayatını kaybetti. Deprem vergilerinin akıbeti hâlâ belirsizken adeta bir şov gecesi düzenleyen iktidar milyarca lira para topladı. Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Bahçeli, depremzedeleri azarladı. AKP’li yetkililer ise eleştirilere ilişkin ‘not ediyoruz’ dedi. Deprem felaketiyle başa çıkamayan iktidar sorumluluğu üzerinden atmak için “yüzyılın felaketi” söylemine başvurdu. Bugün Hatay başta olmak üzere pek çok depremin vurduğu kentlerde konteyner yaşamı devam ederken halk büyük sıkıntılar yaşamaya devam ediyor. İmar affının mimarı olarak gösterilen Murat Kurum ise, İBB seçimini kaybetmesinin ardından yeniden Çevre ve Şeircilik Bakanlığı’na getirilerek adeta ödüllendirildi.
İki hafta önce de depremzede yurttaşlar Hatay’da Barınma Hakkı Mitingi düzenlendi. Mitingde rezerv alan kararlarına ve verilmeyen sözlere tepki gösteren yurttaşlar, “Tek bir canımızı dahi sizin gözü dönmüş rantçı siyasetinize kurban vermeyeceğiz” dedi. Yürüyüşün ardından başlayan mitingde platform adına basın açıklamasını platform üyesi Ece Doğru gerçekleştirdi. Doğru, “AKP’nin 22 yıllık iktidarı boyunca kamu kurumlarının özelleştirmesi, halkın doğal varlıklarını talan etmesi, büyük bir kısmı inşaat sektörü üzerinden işleyen bu sermaye birikim rejimini çeşitli yollarla asalak sermaye gruplarına peşkeş çekmesi, deprem vergisi gibi kamu için harcanması gereken paraları insanların gözlerinin içine baka baka ranta harcaması sonucu bu noktadayız. Bu bağlamda devlet tamamen şirkete, halk ise müşteriye dönüştürüldü” ifadelerini kullandı.
***
SEL FELAKETLERİ KARADENİZ’İ VURDU
Ülkeyi sarsarak büyük acılara neden olan sadece deprem felaketi değildi. Karadeniz illerinde her yağış da ayrı felaketlere yol açtı. Hem deprem bölgesinde hem de Batı ve Doğu Karadeniz’deki yağışlar can aldı. Giresun’da 2020’de 5’i asker 11 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin kaybolduğu selde; 19 bina yıkıldı. 11 Ağustos 2021’de Kastamonu ve çevre illeri etkileyen sel felaketi nedeniyle ise 82 kişi hayatını kaybetti. AFAD bugün depremde olduğu gibi selde de olumsuz bir tavır ortaya koydu. Sele, dere yatağının daraltılmasına göz yumulması ve buralara konut yapılmasına müsaade edilmemesi neden oldu. Yine bölgede bulunan Ezine Çayı’na aşırı yağışlara uygun köprü yapılmadığı ortaya çıktı.
Depremde olduğu gibi sel felaketinde de yine bir kişi bile istifa etmedi. Bölgeyi gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, otobüsten felaketzedelere çay fırlattı. Erdoğan bu hareketini gelenek haline getirirken 2021’de Rize’de şiddetli yağış sebebiyle yaşanan sel ve heyelanlar sonrası incelemelerde bulunmak üzere gittiği Güneysu ilçesinde miting yaptı. Erdoğan, konuşmanın ardından mitinge katılan yurttaşlara da çay fırlatmıştı.
***
YİNE GÖZ GÖRE GÖRE GELEN FACİA
Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Erzincan'ın İliç ilçesinde toprak kayması meydana geldi. 13 Şubat’ta yaşanan olayda siyanür ve sülfürik asit dağları çöktü. 9 işçi toprak altında kalarak hayatını kaybetti. Buradan çıkan siyanür 100 dönümlük araziye yayıldı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) facia ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde yaşanan facia, göz göre geliyorum diyen bir faciadır. 6 Aralık 2023 tarihinde İliç’de açtığımız iki ayrı davanın bilirkişi keşfindeydik. 2. Kapasite artırımı için Bakanlığın verdiği ÇED olumlu kararı ve Açık ocak işletme genişletmesi için verilen ÇED gerekli değildir kararına karşı açtığımız davalardı. İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır ve rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır dedik. Facia geliyor dedik…”
***
TÜM ÜLKE ORMAN YANGINLARINA TESLİM
Ülkede yaşanan ve engellenmeyen büyük felaketlerinden biri de orman yangınları. Her yıl binlerce hektarlık alan yangında kül olurken iktidar önlem almak yerine her zamanki gibi izlemeyi tercih etti. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) verilerine göre, ülke genelinde 2018 yılında 5 bin 644 hektar ormanlık alan yanarken, 2021 yılında bu sayı 139 bin 503 hektara yükseldi. Yine sorumluluktan kaçan iktidar yangınların tek suçlusunu iklim değişikliği ilan etti. Orman yangınlarıyla mücadeledeki beceriksizlik de kurumların içinin boşaltıldığını ortaya koydu.
Yangınlar sırasında AKP tarafından ele geçirilerek içi boşaltılan Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçaklar kullanılamadı. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, THK uçakları için ‘hurda olduklarını ve uçamayacaklarını’ söyledi. Erdoğan da benzer şekilde “THK’nin elinde uçak falan yok” ifadelerini kullandı. Ancak daha sonra uçaklar bakımdan geçirilip uçuşa hazır hale getirildi. Tüm bunlar yaşanırken bölgede incelemeler yapan Erdoğan, yangından mağdur olan Marmarislilere de çay fırlatmıştı.
Son olarak geçtiğimiz üç gün içinde ise ülke genelinde orman yangınlarıyla mücadele sürerken başta İzmir olmak üzere Bolu, Aydın, Karabük ve Muğla’daki yangınlar yerleşim yerlerine kadar ulaştı. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü (OGM) önceki gün ve dünden bu yana ülke genelinde 69 yangının kontrol altına alındığını açıkladı. En büyük yangın İzmir’de yaşandı. 15 Ağustos tarihinde Karşıyaka’nın Yamanlar Mahallesi’nde çıkan yangın devam ederken kent teyakkuza geçti. Yangın sanayi siteleri ve yerleşim yerlerine sıçrayarak büyük hasara yol açtı.