Üniversitede felsefe grubundaki bölümleri kazananlar YKS’de hiç felsefe sorusu çözmüyor. Üstelik 2020’den itibaren felsefe seçmeli hale geliyor. Mevcut sistemin değişmesi gerektiğini belirten eğitimciler, YKS’nin yeniden kurgulanması gerektiğini söylüyor

Felsefenin sefaleti

MUSTAFA KÖMÜŞ mustafa.k@birgun.net

Felsefe grubu derslerinin süreleri geçen yıllarda azaltıldı. Yeni lise sistemiyle birlikteyse seçmeli olacak. Bunun yanında YKS ile üniversitede felsefe bölümüne giren öğrencilere bu bölümden soru da sorulmuyor. YKS’nin ikinci bölümü olan AYT’de Türkçe, matematik, tarih ve coğrafya bölümünden soru çözen öğrenciler felsefe okuyabiliyor. Ancak felsefe bölümü sorusu çözenler bu bölümü seçemiyor. Hem YKS’nin kurduğu mantık açısından hem de felsefe derslerine verilen önem açısından bu tablo oldukça çarpıcı duruyor.

Mevcut sistem değişmeli

Felsefe öğretmeni Atalay Girgin çocuklara ilkokuldan itibaren ‘bu bilgi günlük hayatta ne işe yarayacak?’ gibi sorular öğretildiğini söyledi. Girgin şu ifadeleri kullandı: “Mevcut eğitim sistemi bu anlayışı yıkmaktan çok pekiştiriyor. Hal böyle olunca, öğrencinin önündeki kısa vadeli hedefler açısından yarar sağlamayacağına kanaat getirilen derslere çalışmasını, öğrenmesini, anlayıp kavramasını beklemek bir hayale dönüşüyor. YKS’deki soru dağılımı da bunun üzerine tuz biber ekmekte, öğrenciler kendilerine göre haklı olarak ‘eğer bu dersten soru çıkmayacaksa neden çalışayım’ Neden zaman kaybedeyim ki, diyor. Bunu pekiştiren eğitim sisteminden kurtulmak gerekir.”

Felsefe dersinin 2021’den seçmeli olacağına da değinen Girgin şunları söyledi: “Eğitimin içeriğini, biçimini ve işleyişini düzenleyen ve belirleyenler, liselerde felsefe dersinden kurtulmaya yöneldiler. Kamuoyuna, 2020-2021 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanacak “bilgi kuramı” dersine istinaden, felsefe derslerinin saatini liselerde dört saate çıkardık diye açıklama yapılırken, felsefe, mantık, sosyoloji, psikoloji gibi dersler seçmeli bir hale dönüştürülmüştür. Felsefe dersinin seçmeli hale gelmesi elbette bir sorundur. Ancak ondan daha temel niteliğe sahip olan sorun şudur: MEB’in kendi yaptığı çalışma sonucu kamuoyuna açıklanan, ilköğretim öğrencilerinin yüzde 40’ının okuduğunu anlayamıyor. Okuduğunu anlayamayanların oranı buyken, bunların içinde okuyamayanlar ve yazamayanlar varken, duyduğunu anlayamayanların oranı en iyi ihtimalle yüzde 60, en kötü ihtimalleyse yüzde 80-85 demektir. Bu tablo yalnızca felsefe dersi için değil, tüm dersler için felaket habercisidir.

Sözel alandan alım yapılmalı

Eğitim Uzmanı Onur Soğuk ise şunları dedi: “Felsefe, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik gibi bölümler eski sistemde de şimdiki sistemde olduğu gibi eşit ağırlık alanındaydı. Bu bölümlere yerleşmek isteyen öğrencilerin, okul eğitiminde aldıkları dersler zaten sözel içerikli olduğu için eşit ağırlık yerine sözel alandan alım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir eğitimci olarak, böyle olmasının daha hakkaniyetli olacağı kanısındayım.”

cukurda-defineci-avi-540867-1.