İsveç Başbakanı Stefan Löfven’e 17,7 trilyon kronluk bir fatura kesildi. Bu yüklü faturayı Löfven’e ulaştıran kurum, İsveç Kadın Lobisi Derneği oldu. Bu lobi derneği, kadın haklarını ve kadının toplumdaki yerini güçlendirmek için çalıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, İsveçli çalışan kadınların, tüm iş hayatları boyunca maruz bırakıldıkları ücret eşitsizliğinin karşılığı olarak kesildi bu fatura. Derneğin genel sekreteri Clara Berglund, “Maaş ve eşitlik konusunda erkek ve kadın arasındaki farklılıkları göstermek istiyoruz. Fatura Löfven’e çıktı ama tabi ki bu işin bedeline, işveren organizasyonları, belediyeler, il yönetimleri ve özel sektör de dâhil edilebilir” diyor. Herkesin tam zamanlı çalıştığını hesap edersek İsveç’te kadınla erkek arasındaki maaş farkı yüzde 13,2 çıkıyor. Dernek başkanı Berglund, bütün bir çalışma hayatı boyunca, annelik izninden veya yaşlı bakımından dolayı verilen aralar da hesap edilecek olursa İsveçli çalışan kadının, ortalama bir erkekten yaklaşık 3,6 milyon kron daha az kazandığını söylüyor.

Derneğin yazılı bir basın açıklamasında, son 30 senede İsveç’te kadın ve erkek arasındaki maaş farklarının giderilmesi için hiçbir adım atılmadığı yayımlandı. İsveç Kadın Lobisi Derneği’nin 17,7 trilyon kronluk faturanın Başbakan tarafından gerçekte ödenmesi konusunda bir beklentisi yok. Bununla beraber İsveç Kadın Lobisi, bu faturanın üzerinde yazan bedeli tüm toplumun ödediğini söylüyor. Cinsiyetler arası eşitsizliğin giderilmesi için atılan adımlar bu yavaşlıkla ilerlerse İsveç’te 53 sene sonra kadınla erkek arasında maaş eşitliği olacağı açıklanıyor.

İsveç’in Sosyal Demokrat Parti’den bugünkü Başbakanı partinin başına geldiği andan, makam koltuğuna oturana kadar hep bir feminist olduğunu söyledi durdu. Aslında Stefan Löfven, feministliğini kanıtladı da. Löfven, bakanlar kurulunu belirlerken de eşitçiliği elden bırakmadı. 12 kadın ve 12 erkek bakanla hükümetini kurdu. Dünya siyaset tarihine, bu ilk feminist hükümetle bir imza bırakıldı. İktidarın ilk yarısında, bu dengeyi hiç bozmadı. Stefan Löfven, kedisiyle çalışması için başbakan yardımcısı olarak Yeşiller Partisi’nin kadın eş başkanı Åsa Romson’u tercih etti.

Üç hafta önce Löfven hükümeti, belirlenen bakanlıklara bir yenisini ekledi. Ama eşitlik yine korundu. Başbakan Stefan Löfven, 2014’te hükümetini kurarken entegrasyon bakanlığına herhangi birini yerleştirmemişti. Löfven, o sonbaharda “Uyum konusu bir bakanlıkta toplanmayacak tüm bakanlıklarda işlenecek” diyordu. İsveç, Suriye’deki savaşın etkisiyle “rekor sayıda” diye anılan göçmenini karşılayıp 140 bin yeni sığınma başvurusu alınca Başbakan Löfven, tekrar yapılanmaya gitti. Göç ve entegrasyon konularından İş Piyasası Bakanı Ylva Johansson’un sorumlu olacağı duyuruldu. 1964 doğumlu kadın bakan, İsveç’e yeni gelenlerin tutunmaları için oldukça geniş bir şekilde söz sahibi yapıldı. Başka bakanlıkların alanına girip eğitim ve konut politikalarında girişimlerde bulunabileceği bizzat Başbakan tarafından açıklandı.

Başbakan Löfven, bakanlar kurulunun feminist dengesini bozmamaya özen gösterdiği gibi bir şeye daha özellikle özen gösterdi. Başbakan, gazetecilere “Ona ne isim vermek isterseniz isteyin ama titrinde o isim yazmayacak” deyip uyum, entegrasyon gibi sözcüklerle göçmen ve mülteci kelimelerini özenle yan yana kullanmadı. “Hükümet şefi olarak bu çalışma şekli benim kararım. Geniş bir bakış açısına ihtiyacımız var. Bu da bir kişiyi ana sorumlu yaparak daha kolay olur. Önemli olan iyi iş çıkartmak” dedi.