1789 Fransız Devrimi’nde kadınların es geçildiğini düşünen (daha doğrusu: gören) oyuncu, piyes yazarı ve aktivist Marie Olympe de Gouge kadın-erkek eşitliğini öne çıkararak kadın haklarını vurgular: Kadın ve Dişi Yurttaş Hakları (1791) Bildirgesi. İki yıl sonra erkekçi yönetim onu giyotine yollar. 45 yaşında erkek devrimcilerce öldürülen kadın devrimcinin eşitlik talebi -en azından oy kullanabilme bağlamında- Fransa’da ancak 155 yıl sonra, 1946’da kabul görür.

Türkiye’de Atatürk’ün öncülüğünde (Osmanlı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti erken dönemi kadınlarının mücadelesini unutmaksızın söylüyorum) bu hak daha önce alınmışır. Bugünkü gerici (ve gönüllü kul-köle) AK Parti yönetimi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi ilerici kurumları hedef almaktadır.

Suudi Arabistan kadın hakları savunucularının mücadelesi sürüyor. Orada durum “better” olurken bizde “beter” oluyor.

Marie Olympe de Gouge ile bildirgesini Komüncü Bildirge (Haydi alıştığımız ifadesiyle: Komünist Manifesto) gibi zengin ve özlü verimler arasında anarsak emeğe ve cana saygıda kusur etmemiş oluruz.