Fenerbahçe yedi eksikle gittiği Gençler deplasmanından Mert, Perotti (2), Sosa ve Ozan’ın golleriyle 5-1’lik bir galibiyetle döndü. On şuttan beş gol bularak puanını 20 yapan Kanarya, kırmızı-siyahlıların 3 puan koparmayı başardığı tek takım olan Beşiktaş’ı haftaya Kadıköy’de konuk edecek.

Fener’den Kartal’a gözdağı

Gökhan ve Nazım’ın sakatlıklarına Erol Bulut’un çözümü Lemos’u sağ bekte oynatmak oldu. Hoca Caner’i de dinlendirdi ve Novak’a şans verdi. Asıl fark yaratması beklenen ise, hareketlilik ve ince iş kabiliyetini birleştirebilecek üç oyuncu Perotti-Pelkas-Mert Hakan’ın birlikte on birde yer almasıydı. Fenerbahçe’yi 14. dakikada 1-0 öne geçiren Mert Hakan golü bir Pelkas link-up’ıyla geldi. Mert Hakan oyuna girdiği maçlarda golü çok zorlamıştı ve 90 dakika başına 3.9’luk bir şut ortalaması yakalamıştı. Gençler karşısında da uzaktan ilk şansında şutunu attı ve belli ki kafasında epey yer işgal eden, kendini takıma ispatlama amacına ulaşmış oldu.

Diego’nun duran toptan bulduğu kafa golüyle dengelenen skoru, sarı lacivertliler Perotti’nin penaltısıyla tekrar lehine çevirdi. Fenerbahçe devre bittiğinde topa %45 oranında sahip olmuştu. Galatasaray deplasmanı hariç ilk devrelerdeki en düşük seviye buydu. Yukarıda bahsettiğim üçlü ve Sosa’nın da bulunduğu bir takımın bu alanda sezonun tabanına yaklaşması çarpıcıydı. Aynı üçlünün savunmadaki iştahı ise Erol Bulut’u en memnun eden unsur olmuştur. Sosa’nın 3-1 yapan 47. dakika golünden önce büyük bir eforla topu kazanan ve oyunda tutan Mert Hakan’dı.

Öne geçtikten sonra tempoyu düşürmemesine ve 30+ yaş savunma önü oyuncularını zor durumda bırakmasına alıştığımız Fenerbahçe’de en çarpıcı zaaf Tisserand’ın duran top savunmalarında belirdi. Diego’nun golünde adamını kaçıran Kongolu stoper, dakika 57’de ise ofsayt çizgisinde kalmak yerine rakip stoperi takip edince, Altay’ın kalesine hiç yoktan bir kafa şutu daha atıldı. Kanarya’nın yüksek tempo sevdasıysa bu kez rakibin maça ortak olmasına değil skorun 3-1’den 5-1’e gelmesine vesile oldu. Ömer Faruk Beyaz’ın şu ortamda dahi maça dahil olmak için 80 dakikadan fazla beklemesi üzücüydü.

Sportif direktör olarak Nobre'yi gönderip, teknik direktör olarak yerine geçen Mustafa Kaplan'ın Gençlerbirliği, bu sezon en çabuk ve en fazla gol yediği maçı oynadı. 4-4-2 savunma yapan ve merkezi Gustavo-Sosa gibi baskıyı uzun dakikalara yayamayan iki oyuncuyla tutan Fenerbahçe’ye karşı U21 milli takımının oyun kurucusu olan Berat üzerinden pas dağıtmak, Kaplan’ın ana planı değildi. Buna rağmen ilk yarıdaki en etkili merkez delişleri Berat’ın aldığı inisiyatiflerle gerçekleşti. Geçtiğimiz sezona Gençlerbirliği ile başlayan, takımı düşme potasına soktuktan sonra Ankaragücü teknik direktörlüğü ile ödüllendirilen, orada da yedi maçta sıfır çeken ve ayrılan Mustafa Kaplan üzerinden okunması gereken ülkemizdeki liyakat yoksunluğu bu yazıya sığmayacak kadar büyük ve önemli bir mesele.