Fenerbahçe için beyaz bir sayfa

Kadıköy’de kritik viraj… Bir tarafta evinde oynadığı son üç karşılaşmayı kaybeden Fenerbahçe, öbür yanda Avrupa defterini kapatıp tamamen lige dönen son şampiyon Medipol Başakşehir… Öyle bir hava var ki adeta mücadele sırat köprüsünde oynanıyor; kazanan yoluna devam ediyor, kaybeden havlu atıyor. Oysa geçen sezon düşürülmeyenlerden kelli daha bir dolu müsabaka yapılacak. Maratonun daha üçte birinin koşulduğunu unutmamalı…

Kanarya cephesinde Erol Bulut’un tercihleri merak konusuydu. Bir süredir tartışılan teknik direktör, dizilişte değişikliğe gitmiş, takımını 4-4-2’yle sahaya sürmüş durumda. Korona olan Ozan Tufan’la cezalı Pelkas’ın yokluğunda, orta sahayı Mert Hakan’la Luiz Gustavo’ya teslim eden Bulut, rakibine ileride basmayı hedefliyor. Hem Novak hem de Caner sahada. Sarı-lacivertlilerin bu sezon A Planı malum, Caner’in ortaları… Basket takımlarında sırıtmayacak boydaki Ademi’nin ileri uçta yer alması, bu düşüncenin sağlaması olsa gerek…

Bu sezon bir türlü istediği düzeye çıkamayan deplasman ekibinde Okan Buruk, sakatlıktan dönen Visca’yı yedek soyundurmuş durumda. Özellikle güçlü rakiplere karşı oynattığı futbolla, yer yer hayal kırıklığı yaratan başarılı çalıştırıcı, bakalım bir eşiği atlayabilecek mi… Sanki öncelikli hedefleri belli, önde basması muhtemel rakibe karşı topa sahip olmak ve kendi kalesinden olabildiğince uzak durmak… Kulübeye bakılınca, Buruk’un gidişata göre birçok hamle yapması olası gözüküyor.

Bahattin Şimşek’in ilk düdüğüyle demir aldı maç. İlk bölümde Caner sol bekteydi, Novak önünde. Dakikalar henüz 6’yı gösterirken, deplasman ekibi öndeydi. Sinan’ın yaptığı biraz gereksiz faulün sebep olduğu duran topta Skrtel’in vuruşu direkten dönmüş, top önünde biten Mahmut tamamlamıştı.

Gustavo’nun rakibinin kaval kemiğine sert girişine Bahattin Şimşek sarı diyordu. VAR çağırdıysa da hakem kararını değiştirmemişti. Belli ki pozisyon daha çok tartışılacaktı…

Caner’in sağlı sollu kornerleri, ortaları tehlikeler yaratıyordu. 40’ta İrfan Can’ın sürüklediği kontrada Hasan Ali, eski takımını üzemiyordu. İlk devrenin sonunda sakat Mert Günok’un yerine oynayan Volkan Babacan’ın ikramını değerlendiren Nazım Sangare skoru eşitlemişti. Belli ki ikinci yarı her şeye gebeydi…

İkinci yarıya daha iyi başlayan deplasman ekibi, 53’te gole çok yaklaşmıştı. Crivelli’nin şutu Altay’dan sekip direkten dışarı gitmişti. 60’ta ev sahibi öndeydi. Korneri Caner kullanmış, Tisserand ağları bulmuştu. Geriye düşen Buruk, hemen Hasan Ali’nin yerine Visca’yı alarak ilk hamlesini yapıyordu.

69’da Rafael arka arkaya gördüğü kartlarla takımını eksik bırakıyordu. Pozisyonda Thiam’a çok sert girse de faulü Skrtel yapmıştı. Topu protesto için ileri vuran deneyimli bek atılmıştı. Hemen akabinde Okan Buruk da atılmıştı. Tansiyon çok yükselmişti. 76’da da İrfan Can kızarınca, Başakşehir dokuz kişi kalmıştı.

84’te Caner’in kaçırdığı Gustavo, çaprazdan güzel bir vuruşla farkı ikiye çıkarıyordu. 89’da Mert Hakan sert bir şutla skoru ilan ediyordu: 4-1!

Bu galibiyetle hem Bulut hem Fenerbahçe derin bir nefes aldı. 1-0 gerideyken, rakipleri farkı artırabilirdi. Bu haftayı bay geçen Kanarya, beyaz bir sayfa açacağa benziyor. Caner dışında bir plan geliştirecekler mi merak ediliyor. Başakşehir’e gelince… Bakalım buradan toparlayabilecekler mi…

Hakem Bahattin Şimşek’i uzun süre sahalarda görmeyiz sanki. Verdikleri vermedikleri, kartlar penaltılar… Yıllarca konuşulacak bir performansa imza attı, yalan yok! Bu maçı kimse yönetmese, mücadele daha sakin oynanırdı ya neyse…