Fetihtepe’de AKP’li belediyenin halkı elektriksiz, susuz ve doğalgazsız bırakarak rant için kentsel dönüşüme zorlamasına karşı direniş sürüyor.

Fetihtepe ranta karşı direniyor
Fetihtepeli kadınlar, “Hasta insanların evine zorla girdiler. Yaşadığımız sürece böyle bir şeye izin vermeyeceğiz” diyor.

Ekin AKYAZ

İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde Fetihtepe Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm zorbalığına, ilçenin AKP’li Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’a devredilen rantsal dönüşüm projesine tepki çığ gibi büyüyor. İstanbul’un orta yerinde Kentsel dönüşüm zorbalığına direnen yurttaşlar elektrik, su ve doğalgazının kesmesiyle direnişe başladı. Direnişteki mahalleli her gün forumlar düzenliyor, dayanışma ile ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Hem anayasal haklarını kullanıp protestolarına devam ediyor hem de hukuksal mücadelelerini sürdürüyor. Mahalle halkı ile yaşadıkları zulmü ve bundan sonra neler yapmayı düşündüklerini taleplerini konuştuk.

İlk olarak, mahallede günlerdir taşıma suyla yemek yapmaya çalışan kadınlarla konuşuyoruz. İçlerinde haftaya çocuğu üniversite sınavına girecek olan da varhastası, yaşlısı olan da. Yaz günü duş alamayan, akşam mum ışığında oturan mahalleli kadınlar, “Bizleri sürükleye sürükleye zorla evlerimize girdiler, yine de yılmayacağız, direnmekten vazgeçmeyeceğiz” diyor.

YÜZDE 70’İ AKP’LİYDİ, HERKES BİN PİŞMAN

Ayşe, Şenay, Hanım ve Fatma sabahtan itibaren mahallede direnişe katılıyor. Çoluğumuzu, çocuğumuzu kullanarak bizi bıktırarak yıldırmak istiyorlar. Kendilerine verilen vaatlerin yerine getirilmediğini ifade eden kadınlar yerinde dönüşüm istediklerini ifade ediyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Biz evlerimizde otururken geldiler. Zorla geldiler. Elektriğimizi, suyumuzu kestiler. Bizi senelerdir kandırıyorlar. Biz yerinde dönüşüm talep ediyoruz. Bize diyorlar ki 20 sene borç öde. Üstelik buna memur zammına oranla zam da yapacaklarmış yani 3 bin mi ödüyorsunuz 6 ay sonra belki de 4 bin ödeyeceksiniz. Mesela dördüncü katta mı yaşıyorsun belki de bodrumda yaşayacaksın. Yapacakları evlerin ne olacağı bile belli değil. Mahallelinin yüzde 35’i onay verdi. Geriye kalan vermedi. Buna rağmen zorbalık yapıyorlar. Burası yüzde 70’i AKP’li bir mahalle. Herkes bin pişman. 900 küsur hanenin hepsinin suyunu, elektriğini doğalgazını kestiler. Yalandan bir kentsel dönüşüm ofisi açmışlardı. Belediye başkanı bir sürü vaat vermişti. Evinize karşılık ev, metre karesi şöyle böyle. Şimdi anladık ki onlar ceplerini doldurmanın peşinde.”

15 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUMA TERS KELEPÇE VURDULAR

Ayşe direnişte görüntülere en çok yansıyan kadınlardan 30 yılı aşkın süredir Okmeydanı’nda yaşıyor. Mahallede bir tek benim evin elektriğini kesemediler, yerlerdesürüklediler yine de direndim diyor ve ekliyor: “Ben evdeydim, geldiklerinde. Çocuğumla yemek yapıyordum. Onlar saati sökmek istedi. Direndim izin vermedim. 15 yaşındaki çocuğuma ters kelepçe vurdular. Yine de var gücümüzle direndik. Bu mahallede bizi iki yıldır yaşatmamaya çalışıyorlar. Kocam öldü. Çocuklarla beraber yaşıyoruz. Sağ olduğumuz sürece de malımız, suyumuz, yaşamımız için direneceğiz. Çocuklar mum ışığında ders çalışıyor. Hasta insanların evlerine zorla girdiler. Bir tek makineye bağlı yaşayanların elektriğini kesmediler. Onu da gelip gelip kontrol ediyorlar. Vallahi ben yaşadığım müddetçe böyle bir şeye izin vermem. Zaten olanağımız da yok. Bize size bin 500 lira verelim diyorlar. İstanbul’da o paraya ev mi kalmış.”

“YAHU BU HÜKÜMET AĞAÇ SEVMİYOR, HANGİ YEŞİL ALAN”

Selahattin ise mahallenin gençlerinden neredeyse doğma büyüme Fetihtepe’de oturuyor. O da yaşanılanları şu sözlerle anlatıyor: “Vallahi bizden oy istemeye geldiklerinde bambaşka şeyler anlatıyorlardı. Fakat ben o zaman da işlerin farkındaydım. Haydar Yıldız’ın (ilçenin AKP’li Belediye Başkanı) bir kişinin oğluyla (Bilal Erdoğan’la) belediye başkanı olmadan önce yaptığı konuşmayı hepimiz dinledik. (Söz konusu sohbette Yıldız, Bilal Erdoğan’a, “Bakalım şu dönüşümden de bir kaç şey yapabilirsek, bir şey kalırsa bize…” diyordu) Aynen de bunu uygulamaya çalışıyorlar şuan. Vallahi ben ailemde şehit olan biri olmama rağmen bu hükümetin karşısında, çapulcu, terörist, eşkıya, sürtük her şey oldum. Bu halde böyle bir zulmü sergilemek, bu kadar yalan söylemek vallahi şaşılacak iş. Apar topar proje yapıp yeşil alan da koymuşlar bir sürü. Yahu bu hükümet en ufak ağaç görünce kesen hükümet hangi yeşil alan.”

"PLAN OLMADAN UYGULAMA YAPILAMAZ" İLKESİ AYAKLAR ALTINDA

Okmeydanı Çevre Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Rüstem Karakuşise54 yıldır Okmeydanı’nda yaşıyor; yıllardır rantsal dönüşüme karşı yürütülen mücadelenin öncülerinden. Yıldız, yaşanılan süreci şu sözlerle anlatıyor: “Bizler, Okmeydanı Halkı olarak yıllarca Beyoğlu Belediyesi'nin adeta cennet vaat eden sözleriyle yaşadık. Herkesin dairesine daire, dükkânınadükkân vereceklerini, kimsenin borçlandırılmayacağını, rızayla dönüşüm yapacaklarını vaat eden belediye yetkilileri, bugün Fetihtepe Mahallesi 3550 No’lu ada da yaptıkları uygulamayla ne yazık ki bunun tam tersini yapmaktadırlar. Büyük çoğunluğu kendi seçmenlerinden oluşan 3550 No’lu adada, 2 yıldır yaptıkları ikna çalışmalarına, baskılara, tehditlere, mahalleyi yaşanmaz hale getiren uygulamalara rağmen, dönüşüm için gerekli olan üçte ikilik çoğunluğu bir türlü sağlayamadılar.Çoğunluğu hiç sağlayamayacaklarını anlayınca, şimdi, 6306 sayılı ‘riskli alan’ yasasını uygulamak suretiyle hak sahiplerinin altyapı hizmetlerini kesmeye başladılar. Bunu yaparken Kentsel Dönüşüm Yasası'nın olmazsa olmaz kuralı olan ‘plan olmadan uygulama yapılamaz’ ilkesini ayaklar altına aldılar. Mahkeme kararlarıyla defalarca iptal olmuş planlara göre işlemler yaptılar.”

KAMUCU, HALKÇI, SOSYAL BİR DÖNÜŞÜM

Kâr ve rant mantığıyla halkın zorbalığa mahkûm bırakıldığı ifade eden Karakuş,usulsüzlükleri şöyle sıralıyor: “Mahalleyi yaşanmaz hale getirdikten, elektriksiz, susuz ve doğalgazsız bıraktıktan sonra yeni planlar yapmaya başladılar.Yani, en basta yapmaları gerekeni en sonda yaptılar. Ne yazık ki, bunu da usulüne uygun yapmadılar. Planlama ilkelerine göre paydaşların, sivil toplum örgütlerinin, şehir plancıları ve mimarlar odasının görüşleri alınarak yapılması gereken 1/5000'lik ve 1/ 1000'lik planları, tepeden inme, gizli saklı yöntemlerle yaptılar. Aslında iptal edilmiş planları küçük değişiklikler yaparak yeniden devreye soktular. Biliyoruz ki itiraz edeceğimiz bu planlar ileride mahkeme kararlarıyla yeniden bozulacaktır. Ancak, şu anda yaptıkları hukuksuz, gayri meşru uygulamaya meşruiyet sağlamış olacaklardır.Tıpkı Sulukule’de olduğu gibi uygulama bittikten sonra dava kazanılmış olsa da atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır. Olan, dar gelirli olup borçlarını ödeyemeyenlere olacaktır. Böyleleri, muhtemelen ödeyemedikleri borçları nedeniyle haklarını satmak zorunda kalacakları için evsiz kalmış olacaklardır. Böylece, AKP eliyle yapılan bütün dönüşüm uygulamalarında olduğu gibi yoksullar kent dışına itilmiş, kent merkezi bir kez daha soylulaştırılmş olacaktır. Biz, Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği olarak böyle olmaması için devlet eliyle yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarında rantın tamamıyla devre dışı bırakılmasını, TOKİ ve benzeri devlet kuruluşlarının, maliyetine projeler yaparak halkı ev sahibi yapması gerektiğini ya da yüksek fiyatlı kredilerle dar gelirli insanların kendi evlerini kendilerinin dönüştürmesine imkân yaratılmasını talep ettik. Sözün özü, bu tür meselelere kamucu, halkçı, sosyal bir anlayışla çözüm üretilmediği sürece, dar gelirli, yoksul insanların mağduriyet yaşaması kaçınılmaz olacaktır.”