Darbenin yıl dönümünden bir gün önce yayınlanan yeni Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 7395 kişi daha kamu kurumlarından ihraç edildi. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya her zaman olduğu gibi toplumsal hassasiyeti es geçen sözlerle değindi: Kusura bakmasınlar bizi ilgilendirmez, gitsinler özel sektörde iş bulsunlar...

İdam, Guantanamo, koparılacak kafalar
Erdoğan; bu ‘vicdani’ ifadelerle, ekmeğinden edilen kişilere yol gösterirken, özel sektörün köşelerinin çoktan tutulmuş olduğunu görmezden geldi. 15 Temmuz’un yıl dönümü, yaşamını yitiren 250 yurttaşın ve yaralanıp bir kısmı halen tedavi gören 2393 kişi ile ailelerinin acıları tazeyken ‘coşkuyla’ kutlandı.

Bu coşku seli arasında, kutuplaştırıcı söylemler bir kez daha ön plana çıktı. Kafa koparma, ifadelerinin yanı sıra idam ve cezaevlerinde Guantanamo tarzı tek tip kıyafet sözleri kahramanlık şölenine damga vurdu.

Ekibi yeniden topluyoruz!
AKP Genel Başkanı; 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla önemli bir açılışta da kurdele kesti. Boğaziçi Köprüsü’nün, Anadolu yakası çıkışındaki Şehitler Makamı abidesi kamuya kazandırılırken, adeta eski günlerin özlemi de giderildi. İlginç bir tesadüf olarak, 21 yıl önce Gülen Cemaati’ne ait olan Bank Asya’nın açılış töreninde bulunup kurdele kesen tüm ekip yine oradaydı. Tansu Çiller ve Abdullah Gül Şehitler Makamı’nda Erdoğan’ın yanında yer aldı.

Bu heykeli kim yaptı?
Kamudan ihraçlar ve ‘tutulmuş köşeler’ meselesini eksik bırakmamak adına, çok özel bir abide olan Şehitler Makamı’nın topluma kazandırılmasında pay sahibi olan isimleri mercek altına alalım. Hem bu organizasyonların, hem de etkinliklerde harcanan paranın halkın cebinden çıktığına şüphe yok. Yandaş ise 15 yıldır alışık olduğumuz gibi cebini dolduruyor. Ne var ki heykelin mimarı Hilmi Şenalp için sadece yandaş ifadelerini kullanmak da yetersiz kalıyor.

Çamlıca Köşkleri’nden Tokyo Camisi’ne
Şenalp sadece mimar değil, uzun dönem halıcılık da yapan bir tüccar. Bugün ise Hassa Mimarlık Ltd. Şti.’nin kurumsal vekili. Diyanet, belediye, köşk denildiği vakit akla Hassa Mimarlık geliyor. Öte yandan şirketin faaliyetleri sadece yurt içi ile sınırlı kalmıyor. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii, Eminönü Hazerfen Ahmed Çelebi ve Katip Çelebi İskeleleri, Japonya’daki Tokyo Camii, Berlin Şehitlik Camii-Kültür Merkezi gibi pek çok yapıda şirketin imzası bulunuyor. Küçük Çamlıca Köşkleri ve düzenlemeleri de Hilmi Şenalp’in kurumsal vekili olduğu Hassa Mimarlık Ltd. Şti.’nin projeleri arasında.

Ticaret sünnet de cemaat işleri ne olacak?
Ticaret, siyaset-tarikat bir nevi sünnet; o nedenle buraya kadar bir problem yok! Ancak iktidar tarafından pek çok proje için görevlendirilen Hassa Mimarlık kurumsal vekilinin aile ilişkileri biraz ilginç. Hilmi Şenalp’in kardeşi eski Konya Barosu Başkanı Hasip Şenalp. Hasip Şenalp; bugün CHP vekili ve PM üyesi olarak Meclis’te yer alan İlhan Cihaner’in Erzincan Başsavcısı olarak görev yapıp, tutuklandığı günlerde sarfettiği sözlerle biliniyor. Hasip Şenalp, Cihaner hakkında şu ifadeleri kullanıyor:

“Herkes gibi yüksek yargı da hukuka uymak mecburiyetindedir. Şu anda statüko, derin devlet ve Ergenekon ülkenin demokratikleşmesi ve gerçek hukukun tesis edilmesi gayretlerine yüksek yargıyla birlikte direniyor... Savcı İlhan Cihaner; statükocular ve Ergenekoncular için Erzincan’da önemli bir karakoldu...”

Kırmızı bültende aile ismi
Bu ifadeler ve o gün sözü edilen ‘yüksek yargı’ ile kimlerin kastedildiği ve nerelere selam verildiği sır değil. ‘Dün dündür’ deyip geçerken, Mimar Hilmi Şenalp’in yeğeni ve eski Konya Baro Başkanı Hasip Şenalp’in oğlu hakkında da biraz bilgi verelim. Babası gibi avukat olan Mehmet Şamil Şenalp ismine ‘suç tarihi; 22.05. 2015’ yazan ‘Şüpheliler ve sanıklar için Kırmızı Bülten Formu’nda rastlanıyor. O tutanakta, şüpheli ve sanıklar için olgular şöyle özetleniyor: “Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13.07.2015 tarih ve 2015/11/417 esas sayılı iddianamesi ile sanık M.S.T. ve arkadaşları hakkında Fethullah Gülen yapılanması adına örgütsel faaliyetlere katılarak, örgüt adına hareket ettiği...”

Yüce yargı bilir
Ünlü mimarın yeğeni Mehmet Şamil Şenalp bugün görevine devam ettiğine göre isminin de kırmızı bültenden çıkarıldığı açık. Şenalp gibi isimler şimdi FETÖ şüphelilerinin davalarına giriyor. Bir kez daha kimin suçlu, kimin suçsuz olduğuna ‘yüce yargı’dan başka kimsenin karar veremeyeceğini belirtip ‘o bültendeki’ bir başka isme geçiyoruz.

İsmi değişince FETÖ ile de ilgisi kesiliyor
Fettah Tamince sadece Rixos Otelleri’nin değil aynı zamanda bir eğitim kurumunun da sahibi. Uluslararası Antalya Üniversitesi, ‘FETÖ yakınlığı nedeniyle’ yayımlanan bir KHK ile kapatıldı. Ancak yeni bir KHK ile adı ‘Antalya Bilim Üniversitesi’ olarak değiştirilerek kısa süre önce yeniden açıldı. ‘Eski üniversitenin’ vakfına bağlı mütevelli heyetinde AKP’li sabık Bakan Hüseyin Çelik ile AKP Antalya vekilleri Mustafa Köse ve Sadık Badak da bulunuyordu. Yine AKP Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de heyetteydi. ‘Kapa-aç-değiştir’ yapılarak ‘yenilenen’ üniversite vakfının mütevelli heyetinden sadece Çelik’in ismi çıkarıldı. Ne var ki AKP’lilere Antalya Valisi Münir Karaoğlu eklendi…

Tamince de artık kırmızı bültenle aranmadığına göre... Elbette yine ‘yüce yargıya’ güveneceğiz. Tamince’nin de FETÖ ile ilişkisi yok! Böyle olunca Rixos’un Kemer Şubesi’nin barı olan Inferno’da 15 Temmuz Partisi düzenlenmesinin bir sakıncası da bulunmuyor.

Onları tanıyoruz!
Tüm tartışmalırı bir kenara bırakın... İç içe geçmiş ilişkilere, korunan kişilere, sermayenin gücüne aldanmayın. 30 milyonumuzu görmezden gelse de gecenin bir vakti şefkatini esirgemeyip hepimize telefon açan, şanlı tarihimiz ile egzoz borusu arasında müthiş bir bağ kuran parti başkanımıza kulak verin.

FETÖ’cülerin hepsini tanıyoruz artık.
Misal, Kemal Kılıçdaroğlu CHP, Ahmet Şık Cumhuriyet gazetesi 3. kat, Veli Saçılık Yüksel Caddesi imamıdır. Kafamız net! Bu işlerin camiyle, heykelle, otelle, kamufle olan avukatlarla ilgisi yok!