Avukatlar, Ankara Katliamı’nı planlandığı belirtilen ve fezlekede ‘X17’ olarak adlandırılan şahsın kimliğinin açıklanmasını istedi. Sanık Baraç ise “AKP üyesiyim” dedi

Fezlekedeki ‘X17’nin kim olduğu açıklansın!

BURCU CANSU
burcucansu@birgun.net
@burcu_cansu

Ankara Gar Katliamı’nın 4’üncü celsesinde müşteki avukatları, Katliamı planlandığı iddia edilen ve Antep’teki eve defalarca girip çıkan bir şahsın fezlekede kimliğinin gizlenmesine tepki gösterdi. Müşteki avukatlarından Oya Aydın, fezlekede ‘X17’ olarak adlandırılan şahsın kimliğinin ve saldırıdaki rolünün tespit edilmesini istedi.

Av. Oya Aydın, IŞİD’in Antep’teki hücre evinin, bomba yapımında kullanılan depoların ve polis fezlekesinde yer alan kamera görüntülerinin tamamının iddianameye girmemesini eleştirdi. Av. Aydın, polis fezlekesinde, IŞİD üyelerinin istihbarat ve polis tarafından saldırıdan yaklaşık 2 ay önce teknik takibe alındığının yer aldığını belirterek, saldırıdan sonra gözaltına alınan Yakup Şahin’in yer göstermesi sonrası, 17 Ekim 2015’te basılan Şahinbey Alyaz Sitesi C-Blok Numara 12’deki hücre evinin ve bir deponun güvenlik kamera görüntülerine dikkat çekti. Avukat Aydın, “Bu görüntüler saldırıdan 3 gün öncesi ile basıldığı 17 Ekim tarihine kadar depoya ve hücre evine girip çıkanları gösteriyor. Görüntülerde, katliamı planladığı iddia edilen, Antep’te polis baskınında kendisini patlatarak ölen Yunus Durmaz’ın eve girip çıktığı görülüyor. Yine kendini patlatarak ölen ve Ankara saldırısında canlı bombaları taşıyan Halil İbrahim Durgun ile davanın tutuklu sanıklarından Hacı Ali Durmaz, Talha Güneş, Abdülmuttalip Demir, Metin Akaltın, firari sanıklardan Deniz Büyükçelebi ile bazı kimliği belirlenemeyen şahısların da söz konusu adreslere giriş çıkış yaptığı gözüküyor” diye konuştu.

Örgütün eğitim amaçlı kullandığı ve canlı bombaların saldırı öncesi hazırlandıkları yer olduğu ileri sürülen eve giren bir kişinin dikkat çektiğini söyleyen Av. Aydın, “Defalarca eve giriş çıkış yaptığı belirlenen bu kişi fezlekede ‘X17’ olarak adlandırılmış. Söz konusu şahıs eve girerken elinde bomba yapımında kullanıldığı sanılan malzemeler taşıyor. Görüntülerde yüzü belli olan ve olaydan sonra tutuklanan bazı sanıklarca tanındığı tahmin edilen bu kişinin, saldırıdaki rolü, kimliği ve şu an nerede olduğu belli değil” ifadelerini kullandı.

Av. Aydın, görüntülerdeki bazı detayların iddianameye girmemesinin soruşturmanın eksik yapıldığını gösterdiğini belirterek, duruşmada sanıkların dinlenmesinin ardından mahkemeden soruşturmanın genişletilmesini talep edeceklerini, ‘X17’nin saldırıdaki rolü ve kimliğinin araştırılmasını isteyeceklerini söyledi.

‘Erdoğan’ın FETÖ üyeleriyle fotoğrafı var’

Duruşma daha sonra sanıkların savunmaları ve çapraz sorgularıyla devam etti. İnsani Yardım Vakfı (İHH) aracılığıyla aşçı olarak Suriye’ye gittiğini ifade eden sanık Nihat Ürkmez, katliamın kilit ismi Halil İbrahim Durgun ile birlikte görüntülendiği ve Suriye’de çekilen fotoğraftaki kişinin kendisi olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmesine karşın, “Sadece bana benziyor. İnsanlar çift yaratılmıştır” diyerek kabul etmedi.

Sanık Ürkmez’in Avukatı Hüseyin Almaz da fotoğrafa ilişkin şu ilginç savunmayı yaptı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın da Esad’la fotoğrafı var. FETÖ elemanlarıyla, Cumhurbaşkanı ve başbakanların fotoğrafı var. Bir insan yanlışlıkla bir fotoğraf karesine girmiş olabilir. Halil İbrahim Durgun, İHH kampına gelmişse müvekkilim bu kişileri bilemez. Bir fotoğraf örgüt üyeliğine delil değildir.”

‘Depo ve kiralık ev istiyorlardı’

Dosyadaki kritik isimler; Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz’a depo ve ev sağladığı tespit edilen sanık Suphi Alpfidan da bu isimlerle ve Resul Demir, Halil İbrahim Alçay ile ticari ilişkileri olduğunu savundu. “Antep’te emlakçılık yapıyordum” diyen Alpfidan, “Yunus Durmaz ve Halil İbrahim birbirlerine ‘şıhım’ diye seslenirlerdi. Benden sürekli depo ve kiralık ev istiyorlardı” diye konuştu.

Suphi Alpfidan, duruşmadaki çapraz sorgusunda müşteki avukatların, “Halil İbrahim Durgun’un arabasında parmak izin var, neden?” sorusunu “Benden daire istedi. Arabayla daire bakmaya gittik” şeklinde yanıtladı. Ardından müşteki avukatlar, Alpfidan’ın derhal tutuklanmasını isteyerek, “Suphi’nin diğer sanıkları ile çok sıkı ilişkileri var. Sadece bu dosyada değil, başka IŞİD dosyalarında da parmak izi var. IŞİD tehdidi devam ediyor” dedi.

Tutuksuz sanık tutuklandı

Talep üzerine mahkeme heyeti, Suphi Alpfidan hakkında istenilen cezanın üst sınırda olması, canlı bombaları Ankara’ya getiren araca eskortluk eden araçta parmak izinin bulunması, kendisine ait emlakçı dükkânında Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz ile görüşmesi gerekçesiyle Alpfidan’ın tutuklanmasına karar verdi. Böylece davada tutuklu sayısı 17’ye çıktı.

Kadın avukatların sorularını yanıtlamadı

AKP üyesi olduğunu söyleyen sanık Mehmeddin Baraç ise, IŞİD ve örgütteki konumu ile ilgili belgeler hakkında sorulan soruları ‘cevap yok’ diyerek geçiştirmeye çalıştı. Örgüte eleman kazandırmakla suçlanan ‘Ömer Hattab’ kod isimli Baraç’ın kadın avukatlar tarafından kendisine sorulan sorulara yanıt vermemesi dikkat çekti.