Borsa İstanbul’da, özellikle banka hisselerinde çok hızlı hareketler oluyor. Bu hafta başına kadar neredeyse hemen her gün tavan yapan banka hisseleri, bu hafta ile birlikte günlük taban seviyelerine günün ilk saatlerinde inmeye başladı. Hisse senetlerindeki böyle bir hareketin derslerde okuttuğumuz hisse senedi değerleme yöntemleriyle açıklanabilir bir tarafı yoktur. Ortalık toz duman. Kim, ne yapıyor, bunu zamanla öğreniriz.

ÖNCE NE OLUYOR ONA BAKALIM

Siz borsada “yatırım yapanların” naif, bilanço okuyan, makro göstergeleri analiz eden yatırımcılar olduğunu düşünüyorsanız yanılırsınız. Daha çok “fırsat” nerede diye hareket edenlerin, bazen de sahip olduğu mali gücünü kullanarak “fırsatı” kendileri yaratanların aktif olarak faaliyet gösterdiği bir yer maalesef. Hani şu size söyledikleri “borsa uzun vadeli bir yatırım aracıdır, sağlam kâğıtları alın ve bekleyin. Kesin kazanırsınız” ifadesi var ya, işte bu söylemin “büyük oyuncular” açısından bir anlamı yoktur. Onların öyle uzun vadede beklemek gibi bir çabaları da yok. Daha çok “gün sonuna” bakıp ne kadar kazandıklarını hesaplarlar.

Doğrudan borsada işlem yapınca almak istediğiniz hisse senedinin bedelini öder ve ona sahip olursunuz. O hisseler artık sizindir. Siz yeniden işlem yapıncaya kadar size bulaşan olmaz. İsterseniz yıllarca bu kâğıdı tutabilirsiniz ya da dilerseniz hemen satabilirsiniz. Karar sizin. Neyi uygun görüyorsanız onu yaparsınız.

Ama pek çok “oyuncu” bu tür işlemleri sıradan bulur. Onlar, sizin gibi “amatörlerin” yaptıklarına benzer işler yapmayı kendilerine yakıştıramazlar. Daha alengirli işlere girerler. Mesela vadeli işlem piyasası.

Son birkaç gündür sizin de sık duyduğunuz bu piyasadan biraz bahsedelim ve bunun “spot işlemler” ile olan ilişkisini görelim.

Borsa İstanbul bünyesinde “Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası” olarak adlandırılan bir piyasa var. Bu piyasada spot değil vadeli işlem yapıyorsunuz. Mesela, vadeli işlem sözleşmesi bulunan bir hisse senedinin sözleşmelerinde pozisyon alabilirsiniz. Eğer hissenin fiyatının yükseleceğini düşünüyorsanız vadeli kontratı satın alırsınız (uzun pozisyon denilir). Bunu almak için de çok büyük bedeller ödemeniz gerekmez. Genellikle hisse senedinin spot fiyatının yüzde 10’u kadar bir tutar yeterli olur. İşte kaldıraçlı işlem dedikleri bu oluyor. Mesela bir hisse senedi spot piyasada 10 liradan işlem görüyorsa ve sizin bin liranız var ise sadece 100 adet hisse alabilirsiniz. Oysa bu bin lira ile vadeli kontrat alacak olsanız 100 adet hisseye karşılık gelen bir alım işlemi yapmış olursunuz. Mesela hissenin fiyatı 10 liradan 11 liraya çıkarsa (yüzde on artış) spot piyasada işlem yapmış olmanız durumunda bin liranız bin 100 lira olur (yüzde on artış). Ama işlemi vadeli kontrat üzerinden yaparsanız kazancınız çok daha büyük olur. 100 hisseden oluşan vadeli kontratınızın değeri başlangıçta 10 bin lira olan değeri şimdi 11 bin liraya çıkmış olacak ve sizin kazancınız bin lira olacaktır. Bin lira yatırıp bin lira kar edince getiri oranınız da yüzde yüz oluyor. Fena bir kazanç değil. Ama tabi “şansınız yaver gider” ve fiyat artarsa. Tersi durum da olabilir. Hissenin fiyatı spotta yüzde 10 düştüğünde 9 liraya iner. Ancak bu “kayıp” siz hisseyi satmadığınız sürece realize olmaz. Aldığınız hisseler hesabınızda durur. Vadeli de ise durum bundan farklıdır. Fiyat yüzde 10 düştüğünde kaybınız bin lira olacaktır. Ancak bu kayıp sizin bunu “realize” etmenizi gerektirmeden anında “realize” olacaktır. Çünkü vadeli piyasada teminat mekanizması vardır. Bu teminat tutarı, oluşan yeni fiyata göre her gün “güncellenir” ve bir de bakmışsınız ki hesabınızdaki para hızla azalmış.

İşte böyle kayıpların yaşandığı günlerde aracı kurumunuz sizden ek teminat talep eder. Biraz daha para gönderin der. Buna teminat tamamlama çağrısı denir. Eğer aracı kurumunuzdan böyle bir telefon alıyorsanız bilin ki bu arama zarar ettiğiniz için yapılıyordur.

ARBİTRAJ NEDİR?

Bugünlerde sık duyduğunuz ifadelerden birisi de “arbitraj” işlemleri. Bunun anlamı şudur: bir hisse senedinin spot fiyatı ile vadeli işlem piyasasındaki fiyatı arasında dönem faizini denk gelen orandan daha fazla bir fark oluşursa, bu iki piyasada eşanlı olarak işlem yaparak, hiç risk almadan para kazanabilirsiniz. Kolay anlaşılması için örneklendirelim: spot fiyat 10 lira, bir ay vadeli fiyat 10 lira 60 kuruş olsun. Gidip spot piyasada hisse senedini 10 liraya alıp aynı anda vadeli piyasada bir ay sonra teslim etmek üzere 10 lira 60 kuruşa satabilirsiniz. Vade dolduğunda spotta 10 liraya aldığınız hisseleri teslim eder, bunun karşılığında da 10 lira 60 kuruş alırsınız. Hiçbir risk yok. Bu işlemden bir ayda yüzde 6 kazanmış olursunuz. Kemiksiz. Vergisi bile yok. Riski de yok. Güzel getiri.

Tabii şimdiye kadar burada okuduklarınız sizin gibi amatörlerin yapacağı işler. Eğer gücünüz var ise, siz iki piyasada da fiyatları etkileyerek kazancınızı artırabilirsiniz. İşte son günlerde borsada gördüğünüz hareketlerin temelinde de kendini yeteri kadar “güçlü” bulanların yaptıkları yatıyor.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR

Büyük parası olanlar, bir taraftan spot piyasada yüklü alımlar yaparak hisse senedinin fiyatını günlerce tavan tavan götürürken diğer taraftan vadeli piyasada satış işlemi yaparak kârlarını garantiliyorlar. Bu sistem bu haftaya kadar bu şekilde çalıştırıldı. Hisse senetleri, özellikler banka hisseleri uçtu, bazıları büyük paralar kazandılar. Ancak şunu belirtmek gerekir: bu “sistemin” çalışması, üzerinde “operasyon yapılan” hisselerin büyük kısmını elinde bulunduranların “bilgisi dışında” pek de mümkün değildir. Çünkü hisselerin hızla yükseldiği dönemde ellerinde bulanan senetleri satarak piyasaya “müdahil olabilirler.” Ama olmadıkların gördük.

OYUN NASIL BOZULDU

Bu oyunu “kuranların” yaptıklarının tam tersini yapanlar devreye girince işler karışır. Mesela vadeli işlemlerde öyle kayıplarla karşılaşırlar ki ödemek zorunda kalacakları ek teminat tutarları çok fazla artabilir. 15 Eylül tarihinde teminat tamamlama çağrısı toplam tutarı bir milyar 800 milyon lirayı geçmişti. Bu şu demektir: birileri bu kadar zarar etmiş.

Yazı çok uzamış. Belki buraya kadar bile okumadınız.

Bitirirken hatırlatalım…

Küçük yatırımcıların bu tepişme alanına yönlendirilmek istendiğini biliyoruz. Hatırlayalım, daha bir hafta önce Hazine Bakanı Nebati “Borsa İstanbul Yatırımcılarımız açısından her geçen gün daha cazip hale geliyor” demişti. Bu ifadenin hedef kitlesinin “büyük yatırımcılar” olmadığı açık, küçük yatırımcılara “gel gel” yapılıyordu.

Umarım o çağrıya uymamışsınızdır.