TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, tutuklu yargılandığı davada bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Ocak'a erteledi. Duruşma öncesinde İstanbul Adliyesi önünde yapılan açıklamada, Fincancı'nın derhal serbest bırakılması ve TTB başta olmak üzere meslek örgütlerine yönelik dava ve baskıların son bulması talep edildi.

Fincancı davası: Tahliye kararı çıkmadı, duruşma bir kez daha ertelendi

HABER MERKEZİ

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Fincancı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Duruşma 11 Ocak 2023'e ertelendi.

Mahkeme, Fincancı'nın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasından bir gün önce, 10 Ocak 2023 tarihinde de TTB Merkez Konsey üyelerinin görevlerinden alınması talebiyle açılan davayı görecek.

Davanın 23 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında karar çıkmamış, mahkeme heyeti duruşmayı 29 Aralık tarihine ertelemişti. 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 13.30'da başlayan duruşmayı Fincancı, çeşitli illerden baro başkanları, çok sayıda milletvekili, siyasi parti ve kitle örgütü temsilcisi de takip etti.

Tutuklu yargılanan Fincancı’nın ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapsi isteniyor.

DURUŞMADAN

İlk duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrarlayan savcı, Şebnem Korur Fincancı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. Milli Savunma Bakanlığı'nın avukatının bir kez daha katılma talebinde bulunması üzerine mahkeme başkanı, aynı talebin bir önceki celsede reddedildiğini söyleyerek değerlendirmeye almadı.

FİNCANCI: SÜREÇ İNANILMAZ BİR ALGI İLE YÜRÜTÜLÜYOR

Savunmasına başlayan TTB Başkanı Fincancı, yaptığı tıbbi değerlendirmenin propaganda eylemi olarak değerlendirilemeyeceğine dikkat çekti. Hakkında bir algı süreci yürütüldüğünü söyleyen Fincancı, yaptığının suç değil hekimlik mesleği olduğunu söyledi.

Fincancı, "Geçen hafta çıkarken gördüm Çağlayan adliyesinin önünü. Sanki en tehlikeli sanığıyım gibi davranıyor. Yarattıkları bu algı sizin kararınızı etkilemeye yöneliktir. İnanılmaz bir algıyla yürüyor bu süreç. Başından beri bir talimatla karşı karşıya olduğumuzu düşündürecek ifadelerle karşılaşıyoruz" diye konuştu.

Fincancı, şu ifadeleri kullandı:

"Savcı beye teşekkür etmek istiyorum. Çünkü uzun ve bilim dışı ifadeler ile iddianameyi epey sadeleştirmişsiniz. Ama intihalden kurtulamamışsınız.Yaşananların sizin üzerinizdeki etkisini bilemiyorum. Ancak süreç, inanılmaz bir algı ile yürütülüyor. Benim için vatandaşlıktan çıkarılsın deniyor. Kimi kimin vatanından çıkarıyorlar? Bu hafta sonu Milli Savunma Bakanlığı 'Kimyasal silah iftirasında bulunanları milletimiz asla affetmeyecektir' dedi. Şimdi bu talimat değil de nedir? Siyasi otorite tamamen algılarla hareket etmektedir. Tıbbi bir değerlendirmeyi propaganda eylemi olarak nasıl değerlendirebiliyorsunuz? Konuşmamın neresinde silah ifadesi geçiyor? Tıbbi görüşümü bildirip, bağımsız heyetler incelesin dememden nasıl böyle bir çıkarım yaptığınızı çok merak ediyorum. Küresel bir salgınla karşı karşıyaydık. İnsanların güvendiği kurum, Türk Tabipleri Birliği'ydi. Bu süreçte bazı şeyleri ortaya çıkaran da TTB'nin Merkez Konseyi'nin onurlu insanlarıydı. Ben terörist isem hangi örgütten terörist olduğumu çok merak ediyorum. TTB mi? İşkenceye karşı komisyonlar mı? Ya da Filipinler'deki insan hakları örgütleri mi? Hangi örgüt?

Ben devletin başına musallat olmuş at sineğiyim. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden söz etmiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun. İsrail'de Netanyahu suç işlediğinde de benim derdim. Amerika Birleşik Devletleri'nde Trump da Biden da suç işliyorsa onlar da benim derdim. Sadece Türkiye’de değil dünyanın neresinde olursa olsun hangi devlet suç işlerse o benim derdim olmaya devam edecek. Onlar suç işlemeye devam edecekse ben at sineği olarak, sırtlarından inmeyeceğim. Hakikatin peşini bırakmayacağım. Sonuna kadar hakikatin peşinde, hakikati ortaya koymak için çalışacağım.

"ARAÇ OLMAYI REDDETMELİSİNİZ"

Siyasi otorite karşısında sizin nasıl değerlendirme yapacağınızı bilmek mümkün değil. Seçimle ele geçiremediler Türk Tabipleri Birliğini. Bunun çok örnekleri var. Seçimle ele geçmeyenlerin nasıl, ne yazık ki yargı aracı edilerek ele geçirilmeye çalıştığını hep beraber görüyoruz. tanıklık ediyoruz. Bu utanç verici bir durumdur. Yargının araç kılınması utanç vericidir. Biz hekimler olarak araç olmayı reddediyoruz. Sizler de araç olmayı reddetmelisiniz."

AVUKATLAR MAHKEME HEYETİNİ REDDETTİ

Duruşmada söz alan Avukat Meriç Eyüboğlu, "Politik bir davayla karşı karşıyayız. Siyasi iktidarın kişileri hedef alarak yaptığı açıklamalarda 'terörist, vatan haini' kelimeleri havada uçuşuyor. Bu cüretle konuşuyorlar. Hukukun onlara dokunmayacağını bildikleri için" diye konuştu.

Eyüboğlu şöyle devam etti: "Örgütsel materyal' olarak 'Dağın ardına bakmak' kitabı gösterildi. Bu kitabı isteyen internetten, herhangi bir kitabevinden alabilir. Dağıtım ve satış yasağı alınmış mı diye araştırdık sorduk hâlâ satışta olduğunu biliyoruz. Hakkında mahkeme tarafından verilmiş bir karar yok. Müvekkilim kendi sözleriyle, söyledikleriyle yargılanmıyor. TV kanalına bağlanmak suç teşkil etmez. Bu konuda daha önce alınan bir çok AİHM kararı bulunmaktadır. Bunlara dilekçede yer verdik. İddianamede Şebnem Korur Ficancı’nın canlı yayındaki açıklamaları şiddet eylemini övmesi olarak gösteriliyor. Görüntüler eşliğinde bir yorum yapılıyor. Hocanın açıklamaları bir şiddet eylemini onaylaması olarak yorumlanamaz. Suçun maddi ve manevi değerlerini oluşturmaz. Şimdiye kadar yaşanan süreç bir bütün. Müvekkil yurtdışındaydı. Tutuklanacağım biliyordu gelmeyebilirdi. Mahkemeniz, duruşmanın sağlıklı yürümesi için bütün taleplerimizi gerekçesiz reddetti. Tüm bunları üst üste koyup tahliye değil ceza verileceğini tahmin edebiliyoruz. Varolan siyasi baskı dışında bir karar verilmeyeceğini biliyoruz. Heyetinizi reddediyoruz. Mahkeme heyetini reddediyoruz."

Mahkeme heyeti ise heyetin reddedilmesini değerlendirmek üzere duruşmaya 20 dk ara verdi. Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, ret isteminin davayı uzatmak için olduğunu öne sürerek bu talebi reddetti. Fincancı'nın tutuklu yarılanmasına devam kararı veren mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Ocak 2023 saat 10.00'a erteledi.

ÇAĞLAYAN DURUŞMA ÖNCESİ YİNE ABLUKA ALTINDA

Duruşma öncesi Türk Tabipleri Brliği (TTB) Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İstanbul Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama öncesi Çağlayan Adliyesi abluka altına alındı. Emniyet adliye önünde yüzlerce metre uzunluğunda bariyer kurarak kapattı. Çok sayıda TOMA ve gözaltı aracı da adliye önünde bekletiliyor.

Abluka nedeniyle Çağlayan Metro girişinde yapılan açıklamayı TTB 2. Başkanı Ali İhsan Ökten okudu. Fincancı'nın serbest bırakılması talep edilen açıklamada, asılsız suçlamalarla başlatılan soruşturmaya son verilmesi çağrısı yapıldı.

Ülke demokrasisi ve hukuku açısından yaşanan utanç verici bir dönemin sonlanması gerektiğini dile getiren Ökten, "Ancak o utanç hâlâ devam ediyor. Çünkü Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hâlâ cezaevinde. Üç gün önce de tesadüfen öğrendiğimiz üzere, Merkez Konseyi’nin tüm üyelerine yönelik olarak örgüt üyeliğinden soruşturma açılmasıyla bu utanç büyütülerek devam ettiriliyor. Buradan da anlaşılacağı üzere tüm bu hukuksuz süreçlerin hedefi Türk Tabipleri Birliğinin örgütsel bütünlüğüdür. Bizler, bu soruşturma dosyasının içinin boş olduğunu biliyoruz, nasıl doldurulmaya çalışılacağını da tahmin edebiliyoruz ve tekrarlıyoruz; biz hekimler üzerinden yeni bir korku iklimi yaratmanıza müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.

ttb-baskani-fincanci-ikinci-kez-hakim-karsisinda-1106837-1.

"SİYASİ HEDEFLERLE VE HUKUKSUZLUKLA SÜRDÜRÜLEN SÜRECİN SONLANDIRILMASINI UMUT EDİYORUZ"

Açıklamada, şöyle devam etti:

"Hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir kararla halen tutuklu bulunan Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın ikinci duruşması biraz sonra başlayacak. Tamamen siyasi hedeflerle ve açık bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin bugün sonlandırılmasını umut ediyoruz.Yaşamını İnsan Hakları ihlalleri ve işkenceye karşı geçiren bir bilim insanının geçen hafta birçok sağlık sorunu olduğu kamu otoritesine defalarca bildirildiği halde, ellerindeki kelepçe bir saniye dahi açılmadan, bir cezaevi nakil aracıyla Ankara’dan İstanbul’a getirilmesi, ülkemiz adına bir utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir.

Bugün, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve tabip odalarımızın örgütsel bütünlüğü ile buradayız ve Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını ve hakkındaki suçlamaların düşürülerek beraatini bekliyoruz. Uluslararası ve Ulusal meslek ve emek örgütleri, insan hakları kuruluşları, barolar, sendikalar, partiler, Dünya Tabipleri Birliği ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi başta olmak üzere evrensel hekim örgütleri ve sayısız miktarda dostumuz ve yol arkadaşımız aynı taleple, Şebnem Hoca’nın serbest kalmasını bekliyor. Bizler görevimizin başındayız ve inanıyoruz ki hocamız bugün özgürlüğüne kavuşacak. Bizler hekimlik değerleri, bilimsel düşünce özgürlüğü, mesleki bağımsızlık, meslek örgütü özerkliği ve toplumun sağlık hakkı için mücadelemizi hep beraber sürdüreceğiz."

NE OLMUŞTU?

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ekim ayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde kimyasal silah kullandığına yönelik çıkan iddialara ilişkin, “Bölgenin bağımsız heyetler tarafından etkin biçimde araştırılması gerektiğini” söyledi.

Fincancı’nın açıklamasının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Ekim’de Fincancı hakkında soruşturma başlattığın�� duyurdu. Bunun üzerine 26 Ekim’de İstanbul’da gözaltına alınan Fincancı, götürüldüğü Ankara’da ifadesinin ardından 27 Ekim’de tutuklandı.

Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı hakkında, 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenen iddianameyi kabul etti. Mahkeme, yargılamaya yetkili mercinin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi olduğuna hükmederek, yetkisizlik kararıyla dosyayı İstanbul'a gönderdi.

İLK DURUŞMA 23 ARALIK'TA GÖRÜLDÜ

Davanın ilk duruşması, 23 Aralık’ta görülmüş, Fincancı'nın üzerine atılı suçlama uyarınca üst sınırdan cezalandırılmasını isteyen savcı, 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis ve tutukluluk halinin de devamını talep etmişti. Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verilen duruşma, 29 Aralık tarihine ertelenmişti.