Google Play Store
App Store
Fındıkta sermayenin yeni hamlesi: Halka arz!
Fotoğraf: AA

Orhan Sarıbal - Ziraat Mühendisi, CHP Bursa Milletvekili, PM Üyesi 

Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiriyor ve ihracatta açık ara lider konumda. Türkiye’nin tarımsal ihracatında en fazla döviz girdisi sağlayan ürün olan fındık, Karadeniz başta olmak üzere 14 ilde 400 bin çiftçinin geçim kaynağı.

2024 yılının 12 aylık döneminde, ihracatta öne çıkan ürünler sıralamasında yüzde 41,4 artışla fındık ilk sırada yer aldı. 323 bin tonluk iç fındık ihracatından 2,6 milyar dolar döviz elde edildi. 2025 yılında 325-330 bin ton fındık ihraç olacağı, 2 milyar 800 milyon dolar gelir elde edileceği düşünülüyor. Ancak üreticinin yüzü yıllardır gülmüyor. Özellikle AKP’nin 23 yıllık iktidarında, fındık üreticisi bilinçli politikalarla serbest piyasanın insafına terk edildi. Balsu Gıda’nın halka arz süreci ve Şili’de gerçekleştireceği yatırım, bu küresel dönüşümün en güncel ve çarpıcı örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

KAYNAK BU KEZ BORSADAN

AKP’nin kurucularından ve Erdoğan’ın eski danışmanlarından Cüneyd Zapsu’ya ait Balsu Gıda İtalyan Ferrero’dan sonra fındık piyasasının ikinci büyük aktörü olarak karşımıza çıkıyor.  Balsu Gıda halka arzı için 12- 14 Şubat 2025 tarihlerinde pay başına 17,57 TL sabit fiyatla talep topladı. Toplam 278 milyon TL nominal değerli payın satışa sunulduğu halka arzın yaklaşık 4,9 milyar TL büyüklükte olması hedefleniyor. Şirket, 2023’te 3,06 milyar TL teşvik alarak fındıkkabuğundan aktif karbon üretimine ve enerji üretimine yatırım yaptı. 2023 yılında Şili’nin Retiro şehrinde bir fındık işleme tesisi kurma amacıyla arsa alımı gerçekleştirdi. Bu tesisin 2026 yılında tamamlanarak yıllık 23 bin ton işleme kapasitesine ulaşması planlanıyor. Balsu Gıda, ihtiyaç duyduğu kaynağı bu defa bankadan değil, borsadan toplayacak.

Balsu, Şili’de üretim ve işleme altyapısı kurarak küresel pazardaki yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Peki, bu Türkiye’deki üreticiye ne kazandıracak? Hiçbir şey. Tam aksine, Türkiye’de fındık üreticisini daha da zor duruma sokacak.

ÇİFTÇİ KENDİ TOPRAĞINDA KÖLE

Türkiye’de fındık üreticisi zaten yıllardır serbest piyasanın insafına bırakılmış durumda. 2006’da Fiskobirlik’in tasfiye edilmesiyle başlayan süreç, 2023 yılı itibarıyla fındık üreticisinin uluslararası şirketlerin elinde rehin kalmasına yol açtı. 2006’da Fiskobirlik’i etkisizleştirmek amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) fındık alım görevi verildi, üç yıl sonra “Yeni Fındık Stratejisi” uygulamaya konularak alan bazlı gelir desteği uygulaması başlatıldı. 2012’de dekar başına 150 TL, 2013’te 160 TL ve 2014’te 170 TL olan destek, 2023 yılında da 170 TL olarak uygulanmaya devam edildi. Yani söz konusu destek 11 yıldır değiştirilmedi. 2014 yılında döviz karşılığı 77 dolar olan bu desteğin 2023 yılında değeri 7 dolara düştü.

Fındık giderek tekelci şirketlerin kontrolüne girmektedir. Dünyanın en büyük dört çikolata üreticisinden biri olan İtalyan şirketi Ferrero, 2014 yılında Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan Oltan Gıda’yı satın alırken şirketin adını “Ferrero Fındık” olarak değiştirdi. Ferrero 10 yıldır değerli tarım adı altında sürdürdüğü programla 100 bin hektar alanda (tüm fındık alanlarının yüzde 14’ü) 50 bin fındık üreticisine (tüm üreticilerin yüzde 23’ü) ulaştı. Şirketin hedefi Karadeniz’de fındık üreten küçük çiftçileri tasfiye ederek kendine bağlı büyük işletmeler oluşturmaktı. Ferrero’nun halen 10 bin üreticiyle sözleşmesi bulunuyor.

PATRON NE İSTERSE OLUYOR

Kamunun tarım politikasının serbest piyasaya dayalı olması nedeniyle şirketlerin dediği oluyor. TMO alım fiyatını şirketlerin istediği şekilde maliyetin altında açıklamanın yanı sıra yeterince fındık almıyor; böylelikle üreticiyi şirketlere mahkûm bırakıyor. 2023’te maliyeti kg başına 70 TL olan kabuklu fındık alım fiyatları; TMO tarafından Giresun kalite için 84 TL ve Sivri kalite için 80 TL olarak açıklandı. Ancak TMO’nun alım miktarı pazarlanan fındığın yüzde 1’ini geçmedi.

Her yıl yinelenen rekoltenin yüksek gösterilerek fındık fiyatının baskılanması oyunu bu yıl da devam ediyor. TMO tarafından 2024/2025 sezonu kabuklu fındık alım fiyatları; yüzde 50 sağlam iç fındık esasına göre; Levant kalite için 130 TL/Kg, Giresun kalite için 132 TL/Kg, olarak belirlenmiştir. Oysa birçok kuruluş tarafından üretim maliyeti 120 TL/kg olarak hesaplanan fındığın taban alım fiyatının en az 160 TL olarak açıklanması talep edilmişti.

Balsu’nun halka arzına ve Şili yatırımına bakıldığında, asıl kazananın küresel gıda tekelleri olduğu açıkça görülüyor. Türkiye’de fındık üreticisinin desteklenmemesi ve maliyet baskısı, bu tür yatırımları teşvik eden bir ortam yarattı. Bugün halka arzdan toplanan milyarlarca lira, küresel piyasalarda yeni yatırım fırsatlarına dönüştürülüyor.

Küçük üreticinin sömürülmesi pahasına, uluslararası şirketler fındık sektörünü kontrol altına aldı. Üretici, sözleşmeli tarım modeliyle kendi toprağında şirketlerin kölesi haline getirildi. Destek azalıp maliyetler artarken ürettiğinden kazanamayan üretici göç etmek zorunda kaldı.