Ve bugun son Altın Aslan adaylarının da gösterimi yapıldı. Artık sonuçları bekleme zamanı geldi. Ben hemen bizim Fipresci jürimizin ödüllerini açıklayayım. Ana Yarışmada birinciliği Paul Thomas Anderson’ın “Usta”sına verdik. “Usta” benim beğendiğim bir film değil ama çok beğendiğim başka bir film de olmadı. Seidl’in “Cennet: İnanç”ını tercih ederdim ama o filmi de çok coşkuyla savunacak kadar beğenmis değildim.
Ufuklar bölümündeki en iyi film ödülümüzü ise İtalyan yonetmen Leonardo Di Costanzo’nun “Ara”ya (L’intervalo) adli filmine verdik.

Gelelim dünün ve bugünün yarışma filmlerine. Brian DePalma’nın “Tutku”su (Passion) gayet iyi yapılmış bir gerilim filmiydi ama pek beğenilmedi. Rachel McAdams filmde Christine adlı çok manipülatif ve bencil bir iş kadınını canlandırıyor. Christine duygularını son derece iyi kontrol eden ve başkalarının zaaflarından yararlanan biri. Yardımcısı Isabelle (Noomi Rapace) ise masum görünümü altında duygularının daha doğrusu bilinçaltının tutsağı biri. Isabelle, Christine’in kendisi için kurduğu bütün tuzaklara düşüyor. Önce Christine’in sevgilisiyle yatıyor ve bunu patronuna karşı edindiği bir zafer sanıyor. Oysa kazın ayağı öyle değil. Isabelle’in, Christine’in yerini almak için yapmayacağı şey yok. Ve bunun sonuçlarını sanırım yakında sinemada izlersiniz. Bir gerilim filminin sırlarını daha fazla açık etmek iyi olmaz. Kanımca gayet iyi yapılmış, iyi de oynanmış bir filmdi ama türe bir yenilik getirdiği de söylenemezdi. Yine de yarışmadaki filmler dikkate alınınca bence parlak bir filmdi ama benim zevkim genelle pek uyuşmuyor, bunu biliyorsunuz zaten.

45 yaşında yönetmenliğe başlayıp neredeyse her büyük festivalden ödulle dönmeyi başarmış Filipinli yönetmen Brillante Ma Mendoza’nın “Tutsak”ı daha Şubat ayında Berlin’de yarışmıştı. Mendoza müthiş hızlı bir yönetmen. Berlin’de de “Rahmin” (Sinapupunan) ile yarıştı. “Tutsak”ta İslamcı terörist bir grubun eline düşen tutsakları anlatmıştı. Eğer bu filmden Mendoza’nın Müslüman sevmeyen biri olduğu düşüncesiyle ayrılmışsanız, “Rahmin”le bu düşüncenizi değiştirebilirsiniz. Mendoza balıkçılık ve sepetçilikle geçinen Müslüman bir çiftin öyküsünü odağına almış. Orta yaşlı bu çiftin çocugu, kadın kısır olduğu için, olmamış. Bir gün adam deniz korsanlarının saldırısı sonucunda yaralanıyor. Bunun üzerine kadın kocasına ikinci bir kadınla evlenme izni veriyor. Ama başlık paraları çok yüksek. Çift büyük fedakarlıklarla başlık parasını derliyor ve adam çok güzel bir kadınla evleniyor. Ama genç ve güzel kumanın çocuk doğurduktan sonra hayata geçmesini beklediği belli koşulları var bu koşullar adamın ilk eşi icin çok sert. “Rahmin” Mendoza’nın en etkileyici filmlerinden biri olmadığını ama “Tutsak”tan daha iyi olduğunu söyleyeyim.

Festivalin son yarışma filmi İtalyan yönetmen Francesca Comencini’den geldi. “Özel Bir Gün” işçi sınıfindan gelen iki gencin hayatlarında özel anlam taşıyan bir günde karşılaşmalarını anlatıyor. Delikanlı, bir milletvekilinin şoförü olarak işe o gün başlamış, kız ise vekille buluşup ondan oyuncu olarak iş bulması için yardım isteyecek. “Ara”da da koşulların bir araya getirdiği iki gencin geçirdiği özel bir günü izlemiştik. Bu filmde de iki kader tutsağından söz etmek mümkün. Kızla delikanlı arasında bir yakınlaşma yaşanıyor ama kızın oyuncu olmak icin bazı tavizler vermesi gerekiyor, tahmin edilebileceği gibi. “Özel Bir Gün” eli yüzü düzgün ama yarışmada pek de iddialı durmayan bir film olarak festivalin yarışmalı bölümünü kapattı.

Bir genel değerlendirme yazısı daha yazmayı umuyorum ama Venedik’ten şimdilik bu kadar. Geriye birkaç klasik film kaldı seyredecek.