Öğretmenleri ve arkadaşları ile olmanın çocuklara iyileştirici bir etkisi olacaktır. İşte bu yüzden her zamankinden daha çok okul demeliyiz. Çocukların her zamankinden daha çok okula ihtiyaçları var.

Fırsatlar ve sorunlar açısından hibrit eğitim: Her zamankinden çok okul zamanı

Ayşe ALAN

Son bir yılda dilimize eğitimle ilgili yeni kavramlar girdi. Bugüne dek, tüm tartışmalara ragmen, eğitimin vazgeçilmez mekânı okuldu. Şimdi, hızlı bir şekilde çevrimiçi (online), senkron, asenkron, uzaktan eğitim gibi kavramlarla tanıştık. Pandemi uzayıp, okulların kapanması ertelendikçe yeni bir ayırıcı tanım ihtiyacı doğmuş olmalı ki artık okul yerine yüzyüze eğitim demeye başladık. Kavram setimize son olarak “hibrit eğitim” de eklendi. Kelime anlamı melez olan, teknolojide ise iki farklı gücün bir arada kullanılmasını ifade eden hibrit, eğitimde iki farklı eğitim modelinin birlikte kullanılmasına karşılık geliyor. Hibrit yerine harmanlanmış ya da karma eğitim şeklinde kullanımları da var. Mevcut durumda, en basit haliyle, bazı derslerin online bazı derslerin yüzyüze eğitim ile (okulda) verilmesini tarifleyen bu model, aslında farklı eğitim pratiklerini de içeren bir çerçeve kavram. Örneğin öğrencilerin okul ortamında iken zamanlarının bir kısmını sınıf ortamında geçirip, bir kısmında bireysel olarak laboratuvar ya da kütüphanede dijital araçlar ile öğretmenlerinden bireysel destek alması gibi yaklaşımlar da hibrit modelin içinde yer alıyor. Bu ve benzer uygulama örnekleri özellikle Amerika ve İngiltere’deki bazı okullarda mevcut.

Hibrit Model Eğitimin Geleceği mi?

Bizim gündemimize pandemiyle giren hibrit modelin Türkiye’de henüz nasıl uygulanacağına dair ayrıntılı bir bilgiye sahip değiliz. Ziya Selçuk’un en son yaptığı “pandemi bitse de uzaktan eğitim devam edecek” şeklindeki açıklaması doğal olarak akla hemen hibrit eğitimi getirdi. Önümüzdeki eğitim öğretim yılına bu model ile başlamamız olası. Ders saatlerinin 40 saatten 20 saate indirilmesi, Matematik, Türkçe ve Fen derslerinin yüz yüze, sosyal bilimler, sanat ve spor derslerinin ise uzaktan verileceği de konuşulan konular arasında.

Pandemi önlemleri nedeniyle bu model uygulanır ise sınıfların ikiye bölüneceğini, bölünmüş sınıfların farklı günlerde okula gideceğini, bu durumda bir grup öğrencinin okulda iken, diğer grubun evde online ders alacağını öngörebiliriz. Ancak pandeminin seyrini, ülkemizdeki aşılama sürecinin gidişatını öngöremiyoruz. Belki de eylülde okulların tamamıyla uzaktan eğitimiyle devam etmesi gerekebilecek. Büyük bir belirsizlik ortamında tahmin yürütmeye çalışıyor, elimizdeki yetersiz bilgiyle önümüzü görmeye çalışıyoruz.

Hibrit Yeni Eğitim Ortamı mı Olacak?

Öncelikle, hibrit modelin pandemi şartlarının devam ettiği ve etmediği durumlar olarak, iki ayrı düzlemde ele alınması gerekiyor. Kriz devam ederken, kriz sonrası eğitim projeksiyonumuzun farklı olması en aklıselim yaklaşım olacaktır.

Normalin artık ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Ama pandemi sonrası kısmi online eğitim devam edecek, bir diğer deyişle yeni normalimiz hibrit olacak ise, yazılarımda sık sık değindiğim gibi, ülkemizin sosyo ekonomik yapısını göz önünde bulundurmadan atılacak her adımın, eğitimi gün geçtikçe daha sınırlı bir grubun hizmetine sunmaktan öteye geçemeyeceğini söylemek isterim. Hibrit eğitimin daha kaliteli bir eğitim olanağı sunma potansiyeli, ancak bambaşka bir planlama ile mümkün olur.

Hibrit model, pandemi esnasında öğrencilerin okullarından kopmaması için sınırlı da olsa etkili bir çözüm olarak karşımıza çıktı. Pandemi döneminde öğrenci ve öğretmenlerin okulda bulunma gün ve süreleri azalsa bile aşılamanın aciliyeti de ortada. Nitekim kısa süreli sınav haftalarında bile hem büyük tedirginlik yaşandı hem de vaka sayıları arttı. Diğer yandan öğrencilerin dijital araçlara erişiminde büyük bir eşitsizlik var iken yani online eğitimin sorunları çözülmemişken daha ne kadar sağlıklı devam edebileceği soru işareti.

Pandemide Hibrit Model Eğitime Erişim Demek!

Ziya Selçuk’un uzaktan eğitimin salgın sonrası da devam edeceği şeklindeki açıklamasında EBA altyapısını güçlendirdiklerini de ifade etmişti. O zaman şu soruya vereceğimiz cevap daha önemli hale gelmiyor mu? Aylardır anne babasının cep telefonundan canlı derslere bağlanmaya çalışan çocuklar için bu altyapı güçlendirmesi, ne vaat ediyor? İnternet bağlantısı olmayan, derslerini televizyondan takip eden öğrenciler bu altyapı çalışmasının tam olarak neresinde? Selçuk’un paylaştığı verilere göre, bu eğitim öğretim yılının birinci dönemi itibarıyla öğrencilerin canlı derslere katılımı, ilkokul seviyesinde yüzde 66, ortaokul seviyesinde yüzde 73, lise seviyesinde yüzde 77. Yine Ziya Selçuk’un verdiği rakamlara göre 1,5 milyon öğrenci uzaktan eğitime erişemiyor.

Rakamın büyüklüğü tehlikenin de büyüklüğünü gösteriyor. Üstelik eğitime erişimin, yeterli eğitim almak demek olmadığı da ortada.

Teknolojinin imkanları olmasaydı, pandemi sürecinde öğrencilerin durumu çok daha zor olacağı gerçeğini göz ardı edemeyiz elbette. Ayrıca geleceğin eğitiminin daha fazla online olma olasılığı yüksek ve buna hazırlıklı olmamız çok önemli. Bu hazırlığın içinde kaynakların adil dağıtımı, eğitimcilerin gerekli donanıma sahip olmasının sağlanması gibi olmazsa olmazlar var.

Hibrit Model ve Ev içine Yansımaları

Konuyu bir de ev içi yaşama etkisi üzerinden ele alalım ve öğrencilerin okula gitmedikleri bir uygulamada evde neler olabileceğine bakalım. Meselâ, geleneksel iş bölümü içinde ev işlerine destek vermeleri beklenen kız çocuklarının erken okul terki, hibrit eğitim içinde daha kolay ve sık ortaya çıkabilir. Çocukların okul dışında bir zamanlarının olması süregelen sorunlardan olan çocuk işçiliğinin önünü açabilir. Ayrıca çocukların eğitimi kadınların iş yaşamı ile çok bağlantılı bir konu. Birçok kadın, çocuklara yönelik temel bakım destek hizmetlerinden yoksun olduğu için, sadece çocuklarının okula gittiği zamanlarda çalışmaya devam edebiliyor. Kadınların bebek doğumundan okul çağına kadar çalışma hayatından kopma oranları çok yüksek. Okul aynı zamanda onların tekrar işe dönmelerini sağlayan bir kurum. Çocukların bazı günlerini evde geçirmelerinin ya da okul saatlerinin azalmasının, bu durumdaki pek çok kadını olumsuz etkileyeceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok.

Hibrit Model Adil Olmak Zorunda

Aslında her çocuğun bilgisayarının olduğu, sınırsız internetin sağlandığı bir ortamda online eğitimin okulun bir parçası olmasının birçok yararı olacaktır. Özellikle kaliteli içerikler üretilir ise hem bu kuşağın ihtiyaçları karşılanır hem de ülkedeki tüm çocukların eşit kalitede bir eğitime ulaşması sağlanır. Elbette bu tek başına bir anlam ifade etmez. İçinde yaşadığımız toplum katmanlarının sosyo ekonomik durumu ve ihtiyaçları gözetilerek, okulun sürekli olarak derslerin yapılmadığı, öğrencilerin zamanlarının yarısını online içeriği okul ortamında aldığı, öğretmenlerin bireysel destek verdiği bir planlama yapılmalı. Bir alternatif de mahallelerde etüt merkezlerinin kurularak, öğrencilerin okul dışı zamanlarını bu merkezlerde geçirmesi olabilir. Ezcümle eşitliğin derinleşmemesi için bütünsel bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz.

Hiçbir Model Okulsuz Olmamalı

Bir yıldan fazla bir süredir okullarından uzak kalan öğrencilerin halihazırdaki ihtiyaçlarına odaklanarak başlamak gerekiyor. Hızlı aşılama ve okulları en kısa zamanda açmak ilk hedef olmalı. İster ders, ister serbest zaman etkinlikleri yapalım, sınıfları, öğretmenleri, arkadaşları ile olmanın çocuklara iyileştirici bir etkisi olacaktır. İşte bu yüzden her zamankinden daha çok okul demeliyiz. Çocukların her zamankinden daha çok okula ihtiyaçları var.