Hendek patlaması davasında sanıklar ve sanık avukatları pişkin savunmalar yaptı. Tutuklu olan sanıklardan patron Yaşar Coşkun, mağdur olduğunu iddia etti. Sanık avukatlarından Mehmet Mangıroğlu da “Bu işin fıtratında var” ifadelerini kullandı. İşçi yakını Tepeçınar ise “İşçilerin hiçe sayıldığı bir ülke istemiyoruz artık” dedi.

Fıtrat hep işçiyi öldürüyor

EMEK SERVİSİ

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 7 işçinin katledildiği 128 işçinin ise yaralandığı Coşkunlar Havai Fişek fabrikası patlaması davasının 2’inci duruşması dün başladı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 5’i tutuklu 7 sanık ve yaralandıktan sonra şikeyetçi olan işçiler dinlenecek. Patron Yaşar Coşkun da tutuklu bulunurken sanıklar için ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçunda 2 yıl 8 aydan, 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.


Peş peşe patlamaları kabul etti

Sanık patron Yaşar Coşkun savunmasında patlamanın mağdurunun kendisi olduğunu savundu. Patlamayla ilgili “Temmuz ayı PKK’nın kuruluş yıl dönümüydü. Bu nedenle, sabotaj olma ihtimali mevcuttur” iddiasında bulunan Coşkun “Tutuklanana değin MUSİAD başkanlığını yapan, saygın bir iş adamıydım. Fabrikam kapandı. Mağdur edildim” dedi. Fabrikada peş peşe patlamalar olduğunu kabul eden Coşkun şöyle konuştu: “Bu patlamadan önceki patlama pazar günü olmuştur. Kaza sırasında da fabrikadaydım. Peş peşe gerçekleşen patlamalar arasında süre bulunmaktadır. İlk patlama ile ikinci patlama arasında mesafe bulunmaktadır” dedi.

Facia belliydi ama fabrika kapatılmadı

Yaşar Coşkun fabrikaya ait kaçak 3 yapı olduğunu kabul ederek Avukat Mürsel Ünder’in denetimlerle ilgili sorusu üzerine şu savunmayı yaptı: “2007’de yapılan denetleme sonrasında eksiklikler tespit edildi. Fakat eksiklikler giderilemeden kaza oldu. Ancak bu eksiklikler giderilene değin fabrika için kapatma yönünde bir karar verilmedi.”

‘Para verdik kabul etmediler’

Sanıklar dinlendikten sonra söz alan sanık avukatlarından Mehmet Mangıroğlu ise patlamayı normalleştirmeye çalışarak “Maalesef işin fıtratında var” dedi. Mangıroğlu 30 yıldır benzeri patlamalara ve iş cinayetlerine tanık olduğunu aktararak yaşamını yitiren işçiler için ailelere para teklif ettiklerini belirtti. “Önceki kazalarda anlaşarak helalleştik” diyen Mangıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bu kazada da helalleşmek istedik, 250 bin lira değerinde ev vermek istedik ama akıllarını çelenler oldu. Müvekkilim Ali Rıza Beyin işyerinde fiilen bir çalışma durumu yoktur. Kendisinin bu olaylar nedeniyle sorumlu olmaması kanaatini taşıyoruz.”

***

Artık emekçilerin hiçe sayılmasını istemiyoruz

Dava öncesi yaşamını yitiren işçilerin aileleri, patlamada yaralanan işçiler ve emek ve demokrasi örgütleri adliye önünde bir araya geldi. Yaşamını yitiren işçilerden Sabahattin Tepeçınar’ın kardeşi Hatun Tepeçınar şöyle konuştu: “Canlarımızı alan suçluların gerçek cezaları alana kadar biz devam edeceğiz. Acılarımız her gün kat kat artıyor. Zavallı, gariban, emekçi işçilerin hiçe sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Biz artık böyle bir ülke istemiyoruz artık. Emekçi işlerin de haklarını almalarını istiyoruz. Hakimlerimizin bizi fazla süründürmeden cezaları vermelerini istiyoruz.”

Kasıtlı bir cinayetle karşı karşıyayız

Aynı fabrikada daha önce de patlamalar olduğunu hatırlatan ve son patlamada dayısını kaybeden Avukat Gülşen Uzuner de şunları söyledi: “Kastla bilerek yapılan bir cinayetle karşı karşıyayız. Kimse ihmal, taksir gibi başka mevzuların arkasına sığınmasın. Bilinmiş, saklanmış, organize edilmiş, denetlemeden kaçırılmış ve denetleme ile anlaşılmış. Böyle yürüyen bir dosya bu. Bu, bilerek yapılan ve insan hayatını hiçe sayan, insan hayatını almak için kurulan bir üretim düzenidir. Daha önceden de bu fabrikada hayatını kaybeden ve yaralananlar var.” DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise “Hendek’te patlama yaşandıktan 1 saat sonra oradaydık. Patlama alanında yürürken ayaklarımızın altında barutlar patlıyordu. Üretim zorlamasıyla, özellikle pandemi koşullarında daha fazla üretim yapılması için insanların canını hiçe sayıldığı bir süreci o gün orada da gözlemlemiştik” dedi.

***

Ne olmuştu?

Sakarya’nın Hendek ilçesinde Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de patlama meydana geldi. Patlamanın yaşandığı bina enkaz haline gelirken ses de Sakarya’nın birçok yerinden duyuldu. Patlamada 7 işçi yaşamını yitirirken 128 işçi yaralandı. Patlama yaşandıktan saatler sonra ise fabrikanın patronu Yaşar Coşkun MUSİAD’ın Sakarya’da düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Yemeğin aynı zamanda MUSİAD Sakarya Şube Başkanı olan Yaşar Coşkun’a moral vermek için düzenlendiği iddia edildi. Yemek kamuoyunun tepkisine neden oldu. Bu sırada fabrikanın ortakların Ali Rıza Coşkun tutuklandı. 8 Temmuz’da ise Ali Rıza Coşkun adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Yaşar Coşkun tutuklandı. Patlamadan sonra enkazın kaldırılması çalışmalarına başlandı. Etrafa saçılan patlayıcılar kontrollü imha edilmesi için Adapazarı ilçesine taşındı. Ancak 9 Temmuz günü patlayıcların taşındığı kamyonda da patlama meydana geldi. Bu patlamada ise 3 asker yaşamını yitirirken 8 jandarma personeli ve kamyon şoförü de yaralandı.