Saki, “Fosforlu Cevriye”yi etnik elektronik tarzda yorumladığı şarkısını yayınladı. Grubun vokalisti Şenel, “Hikâyesiyle bizi çok etkileyen bir şarkı” diyor.

Fosforlu Cevriye’ye elektronik dokunuş

Öykü Özfırat

Zeki Duyguluer’in yazıp bestelediği,1969 yılında sinemaya uyarlanan Fosforlu Cevriyem filmiyle hafızalara kazınan “Fosforlu Cevriye” şarkısı şimdi müzik grubu Saki’nin yorumuyla müzikseverlerin karşısında. 2017 yılında Bahadır Pars (klarnet, vokal), Sedat Şenel (gitar, vokal) ve Batuhan Ovalı (viyola, vokal) tarafından kurulan Saki grubunun amacı, Türk müziğinin dünya sahnesinde daha çok duyulmasını sağlamak.

Grup üyeleri ile müzik serüvenini konuştuk.

► Kısaca grubunuzdan bahseder misiniz?

Sedat Şenel: 2017 yılında Bahadır Pars (klarnet & vokal), Sedat Şenel (gitar &aranjman& vokal) ve Batuhan Ovalı (viyola & vokal) olarak trio şeklinde kurulan grubumuz, köklü bir dostluk ve yıllardır beraber müzik yapmanın verdiği uyumla ortaya çıkmıştı. Bu yıllarda çeşitli trio konserler verdikten sonra 9 kişilik orkestramızla sahneye çıkmaya başladık. Eş zamanlı olarak 2019 yılında ilk resmi tekli çalışmamız olan sözü ve müziği Serdar Avcıoğlu ve Yasemin Avcıoğlu’na ait olan Hayyam şarkısını yayınladık. Aynı dönemlerde Youtube üzerinden çalışmalarımıza devam ettik. Karantina sürecinde prodüksiyonlarımız etnik elektronik tarzına evrilmeye başlarken aynı zamanda Youtube’da “Demli Akustik” adında bir playlist yayınladık. Her geçen gün yeni cover ve beste çalışmalarımızı da bu mecrada yayınlamaktayız. Yakın zamanda da Fosforlu Cevriye şarkısını etnik elektronik tarzında düzenledik ve video kliple birlikte yayınladık.

► Fosforlu Cevriye şarkısını yeniden yorumlama fikri nasıl ortaya çıktı?

Sedat Şenel: Hayyam şarkısına bir remiks yaptıktan sonra, aynı tarzda bir cover çalışması yapmaya karar verdik. Bu noktada çok sevdiğimiz Fosforlu Cevriye ilk aklımıza gelen şarkıydı. Benim hazırladığım bir altyapı üstüne Bahadır Pars’ın vokal ve klarnetlerini kaydetmesi ile başlayan, sonrasında yine Batuhan Ovalı’nın viyola partisyonlarını kaydedip yolladığı, tamamen evden eve başlayıp sonrasında çalışmanın telif haklarını almaya karar verdiğimiz bir süreç. Aynı zamanda Cevriye mağdur, haksızlığa uğrayan ve güçlü kadınların sembolüdür. Hem müzikal anlamda hem de güçlü hikayesiyle bizi çok etkileyen bir şarkı.

Bahadır Pars: Karantina zamanında bir anı olarak başladığımız Fosforlu Cevriye şarkısının bir TV kanalının kültür sanat programında yayınlanması ve beğeni toplaması üzerine de resmi olarak yayınlamaya karar verdik.

Batuhan Ovalı: Pandemi sürecinde Youtube kanalımız için düzenleyeceğimiz şarkılarımızı düşünürken, Fosforlu Cevriye şarkısı aklımıza geldi ve hayata geçirmeye karar verdik.

► Yorumunuzda farklı türlerden izler görüyoruz. Siz nasıl tanımlarsınız?

Sedat Şenel: Uzun süredir ‘SDAT’ adıyla çeşitli elektronik müzik mecralarında çalışmalarıma devam ediyorum. TheProdigy, DepecheMode, Massive Attack gibi grupların ve bir yandan da etnik müzik icra eden grupların genel sound anlayışı ve kompozisyonel yapılarını dinleyerek bu tarzlarla hemhal olmaya çalıştım. İstanbul’un dokusunu ifade eden vurmalılar, Türk müziği ifadeleri ile ses sentezlemesi yoluyla üretilmiş yeni seslerin ve elektronik paternlerin ortak tınılarını bir araya getirecek çalışmalar yapmaya başladım. Bu müzik doğası bakımından Saki’de yaptığımız Türk müziği icralarını da kapsayan müzikle çok çok uyumlu. Tüm bunlar keyifle yaptığımız denemelerin sonucudur.

Bahadır Pars: Karantinanın getirmiş olduğu olumsuz şartlarda, minimal bir yaklaşımla ele almaya çalıştığımız bu projenin en büyük farklılığı, bireysel olarak alanlarımızda en çok başarılı olduğumuzu hissettiğimiz ve güvendiğimiz tarzlarımızın harmanlanmasının ve grup olarak süregelen dostluğumuzun ve samimiyetimizin bir sonucudur.

Batuhan Ovalı: Her birimiz benzer ama bir o kadar da farklı müzik disiplinleriyle yetiştik. Saki projesinde ortaya koyduğumuz müzik tüm bunların toplamıdır. Bunu en iyi yansıttığımız şarkı da Fosforlu Cevriye diye düşünüyorum.

► Şarkının klibi Saint Pierre Han’da çekilmiş. Nedir bu binanın tarihi ve anlamı?

Sedat Şenel: 1770 yılında Fransızlar tarafından inşa edilmiş. İlk mimarlık büroları, ilk kot pantolon üretimi, ilk hardal üretim gibi ilklerin yanı sıra uzun yıllar Fransız tüccarlarını ağırlamış bir bina. 1863 yılında da Osmanlı Bankası'na ev sahipliği yapan, içinde 14'üncü yüzyıldan kalma izler taşıyan büyüleyici bir mekân. İstanbul'un en önemli tarihi sokaklarından Eski Banka Sokak'ta yer alıyor. Bu mekanda klip çekmemiz konusunda Bahçeşehir Üniversitesi konservatuvarının bize desteği oldu, onlara sizin aracılığınızla tekrar çok teşekkür ederiz.

► Pandemi sonrası süreç için planlarınız nedir?

Bahadır Pars: Normalleşme sürecinin olumlu etkileri arttıkça ve normal yaşantımıza dönmeye başladığımız koşullarda arzumuz ve önceliklerimizden ilki, bizi severek dinleyen takipçilerimizle bir araya gelmek olacaktır. Özellikle müzisyenlerin çok zor süreçten geçtiği bu dönemde üretmek bizim için çok önemliydi. Bunu müzikseverlerle buluşturmak herkese iyi gelecektir. Çünkü inanıyoruz ki müziğin iyileştirici bir gücü var.

Sedat Şenel: Aydan aya yeni şarkılarımızı, kliplerimizi, düetlerimiz, cover çalışmalarımızı yayınlamaya devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz zor şartlara rağmen haftanın her günü bir araya gelip bir şeyler üretmeye çalışıyoruz.

Batuhan Ovalı: Pandemiden önce ve içinde bulunduğumuz dönemde ürettiğimiz her şeyi dinleyicilerimizle buluşturmak, onların gözlerinin içine bakarak bu şarkıları söylemek en büyük planımız diye düşünüyorum.