Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi dördüncü sayısı çıkan “Fotoğraf Notları” fotoröportaj dergisinden sonra

Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi dördüncü sayısı çıkan “Fotoğraf Notları” fotoröportaj dergisinden sonra yeni bir dergi daha yayın dünyasına kazandırdı. ‘Fotoğrafsız’ adını taşıyan dergi, fotoğraf üzerine bir düşünce platformu yaratmak niyetinde. Üç ayda bir çıkmasını hedeflediğimiz dergi, fotoğraf üzerine yapılan tartışmaların, ileri sürülen fikirlerin ve konuşmaların yayınlanarak bu alanda yeni gündemler oluşturmasını da amaçlanmakta. Bunu yaparken zaman içerisinde okura ve meraklısına anımsayacağı ya da yararlanacağı bilgileri bulabileceği bir kaynak külliyat oluşturursak ne mutlu bize.
İlk sayının dosya konusu ‘etik’. Derginin yayın kurulu  “fotoğrafçıların tutumu, kullanıldığı mecraların tüketim kültürü, mal ve hizmet satma yarışındaki sermayenin çıkarları ve zaten yapısal olarak fotoğrafın çok çeşitli anlamlarda istismara açık olmasından kaynaklanan,” nedenlerle fotoğraf ve etik meselesini gündemin önüne almaya karar verdi.
Derginin imtiyaz sahibi Yücel Tunca sunum yazısında; “ama dosya oluşturmanın dayatmaya dönüşmesini de istemediğimiz için gün gelecek farklı gündemleri olan metinlere de yer verecek sayfalarında. Sorgulayan muhalif söylemi ile ayrık otu olmaktan yüksünmeyecek” diye yazdı. Yayın ekibi Mehmet Kaçmaz, Murat Yaykın, Özcan Yurdalan, Vedat Ateş ve Yücel Tunca oluşturmakta. İlk sayıya yayın ekibinin yazıları ile birlikte Tahir Ün, Mahmut Temizyürek, Ali Saltan, Murat Germen, Kemal Cengizkan, Cem Şeflek, Akyan Özener, Abdurrahman Antakyalı ve Şebnem Soygüder yazılarıyla katkı sağladılar.
 Fotoğraf Notları dergisine gelince dördüncü sayısını Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi öğrencilerinin yıl içerisinde yaptıkları foto-röportaj çalışmalarına ayırdı. 2 Ekim tarihinde ise aynı mekânda bir de sergi açıldı. GFFA’da yürütülen Basın Fotoğrafçılığı ve Belgesel Fotoğraf Programları katılımcılarının belgesel fotoğraf projeleri 17 Ekim 2010 tarihlerine kadar sergilenecek.
 Fotoğrafçılardan Anıl Çizmecioğlu ve Elçin Turan, çalışmalarıyla, gerek insani gerekse de siyasi açıdan üzerinde ısrarla durulması gereken iki soruna işaret ediyor. Çizmecioğlu bakışını, çoğunlukla daha iyi yaşam koşullarına kavuşma umuduyla ülkelerinden ayrılıp Türkiye’ye gelen ve kaçak işçi olarak çalışmaya başlayan Ermeni göçmenlerin zorlukla sürdükleri gündelik hayatlarına çeviriyor. Turan ise, son otuz yıllık süreçte siyasi tercihleri nedeniyle kaybedilmiş kişilerin yakınlarının öfkeli, umutlu, küskün bekleyişlerini ve kaybedilen yakınlarının akıbetlerini öğrenebilmek için verdikleri mücadele içindeki ruhsal durumlarını öznel bir yaklaşımla ele alıyor.
Arif Yaman, Nuray Uysal Lauer ve Sibel Günak Türen, çalışma hayatının farklı yönlerine eğildikleri çalışmalarında bildik, gündemde sıklıkla yer alan iş alanlarının çok bilinmeyen detaylarını öne çıkarıyor. Fatih İtfaiyesi’nin yangınlara müdahalesinin yanı sıra günlük rutinlerini de çalışmasının kapsamına alan Arif Yaman, foto-jurnalistik bir üslupla hikâyesini anlatıyor. Nuray Uysal Lauer, Tuzla Tersaneleri’nin son yıllarda iş kazaları ve işçi ölümleriyle anılır hale gelmesi üzerine buradaki çalışma koşullarını fotoğraflarıyla araştırıyor. Sibel Günak Türen ise 112 Acil Ambulans servislerinin günler boyunca İstanbul’daki hasta ve yaralılara müdahalelerini takip ettiği çalışmasında bu gerilimli işin kritik anlarını fotoğraflarıyla belgeliyor.
Sergide kentsel dönüşümün etkisi ile başkalaşan, farklılaşan, yaşam koşulları değişen mahallelere yüzünü çeviren beş çalışma da yer alıyor. Beril Gür, Beşiktaş Akaretler’de yüksek gelir gruplarına yönelik, yapay biçimde oluşturulmaya çalışılan alışveriş ve dinlenme mekanlarının maya tutmaması üzerine yavaş yavaş yeniden değişime uğramaya başlamasına; Berkay Tezcan, dönüşüm tehdidine karşı direnen Maltepe’deki Gülsuyu Mahallesi’nin siyasi profiline;  Damla Yedisan dönüşümün eşiğindeki Samatya’nın son demlerine; Semra Yeşil, Sarıyer’deki havuzlu lüks sitelerin yüksek duvarlarına bitişik Maden Mahallesi’nin su sorununa ve Umur Çolgar ise içinden-altından metro geçirilecek Küçükpazar Mahallesi’ndeki karşıt hayatlara tanık olmamızı sağlıyor.
Bahar Gökten ve Furkan N. Alkan, çalışmalarında, iki çocuğun birbirinden oldukça farklı dünyalarına girerek, onlar üzerinden izleyicileri düşünmeye davet ediyorlar. Gökten, Lara’nın küçük yaşına rağmen ailesi tarafından büyüklerin dünyasına hazırlanışındaki yöntemi sorgulamamızı sağlarken; Alkan, bedensel ve zihinsel engelli Ömer’in “sağlıklı” öğrencilerle aynı sınıfta öğrenim görerek ‘normalleştirilme’ye çalışılmasını tartışmaya açıyor.
Hale Yiğit, bir tipoloji çalışması olarak değerlendirilebilecek foto-röportajında, Haydarpaşa-Gebze arasında hizmet veren banliyö treninin yolcularına çeviriyor objektifini.
Hande Altay ve Tanla Özuzun’un foto-röportajları ise insan hikâyelerini barındırıyor. Hande Altay, Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi’nde oynayan Servet Dursun Köse’nin spor hayatına bakarken, Tanla Özuzun, erkek dünyasının önemli mekânlarından Veliefendi Hipodromu’ndaki kadın jokeylerden Meral Aybek’in hikâyesini izleyici ile paylaşıyor.
Her iki dergiye üye olmak ya da almak isteyenler Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi’nden ulaşabilirler.