Avrupa Ligi Şampiyonu Frankfurt ile Süper Lig'i 2'nci bitiren Fenerbahçe’yi kıyaslamak belki çok şey ifade etmeyebilir ama aynı gurupta oynamaları ve denk kurguya sahip olmalarından dolayı Fenerbahçe açısından belirleyici parametreler ortaya çıkarabilir.

Ali Koç ile Ozan Kütahyalı arasında geçen diyaloğu birkaç açıdan incelemek gerek olmasına rağmen, Ali Koç’un duruş ve söylemleri Fenerbahçe Kulüp başkanı olarak kurumsal bir duruşu ifade etmekteydi.

Bu duruş, futbol takımlarının her birinin ‘kurumsal kültür’ tanımına uygun davranış tutarlılığı göstermelerinin oldukça zor olduğu bir dönem içinde olduğumuz için çok değerli görünmekte.

Bu tutarlı duruş yanında Fenerbahçe’nin sportif anlamda da bir istikrara ihtiyacı var. İşte buna destek olacak bir kıyaslama iyi bir analize sebep olabilir.

Avrupa Ligi şampiyonu olan ve Bundesliga’yı 11.bitiren Frankfurt is, Süper Ligi 2'inci bitiren Fenerbahçe’yi kıyaslamak belki Frankfurt açısından çok şey ifade etmeyebilir ama, aynı gurupta oynamaları ve denk kurguya sahip olmalarından dolayı Fenerbahçe açısından belirleyici bir takım parametreleri ortaya çıkartması bakımından önemli buluyorum.

Bu parametrelerden en önemlisi ki yazının ana temasını da oluşturan; takımların oyunculara yaptıkları katkılarla gösterdikleri aşama sayesinde, yapılan transferlerin başlangıç bonservis bedelleri ile takımda oynamalarından sonraki bonservis bedelleri üzerinden kıyaslama yapmak, oyun istikrarını ve kulüp politikalarını eleştirel olarak bakmak üzere önemli sonuçlar vermektedir.

Çünkü, bu bedel değişimin ana unsuru olan oyuncuya değer katmak ve onu önemli takımlara satarak bir katma değer yaratmak kulüp açısından bir istikrarın sonucunu ortaya koyarken, hele hele Avrupa’daki büyük takımların buna ikna olup sürekli takımı takip etmesi bir politikanın varlığını da belli eder.

Kurumsal politikalar üzerinden hareket etmek kulüpler açısından istikrarı yakalamanın temel dayanağıdır.

Politikaların varlığını veya eksikliğini belirlemek için iki takım arasındaki oyuncular üzerinden hareket etmek gerekmekte.

Frankfurt ile başlayayım…

Frankfurt, Filip Kostic’i 2018 yılında Hamburg’dan kiralamasının ardından, sanırım satın alma opsiyonunu kullanarak piyasa değeri şu an da 20 milyon avro olmasına rağmen 6 milyon avroya satın aldı.

Diğer başarılı oyuncu Daichi Kamada’yı da 2017 yılında 1,6 milyon avroya Japonya’dan alınıp, bir sene kiraya verdikten sonra kadrosuna katıp, çok iyi verim almasının ardından şu anda bonservis bedeli 22 milyon avroya çıktı.

Raffel Borre’yi 2021 yılında bedelsiz olarak River Plate’den almalarına rağmen şu an bonservis değeri 17 milyon avro.

Jasper Linsdtörm ise 2021 yılında 7 milyon avroya Bröndby’den aldılar ve şuandaki bonservis değeri 14 milyon avro.

Evan Ndica ise stoper olarak 5,5 milyon avroya Auxerre’den alınmasına rağmen, şu anki bonservis bedeli 28 milyon avro.

2021 yılında elindeki en değerli iki oyuncusu olan Andre Silva’yı Milan’dan 3 milyona aldıktan sonra iyi performans sonrası 23 milyon avroya Leipzig’e sattılar. 2019 yılında Benfica’dan 22,34 milyon avroya aldığı Luca Jovic’i aynı yıl 63 milyon avroya Real Madrid’e sattılar. 2017 yılında Sebastien Haller’i 12 milyon avroya Utrecht’ten alıp 2019 yılında 50 milyon avroya Westham’a sattılar.

Şimdi güncel futbolcular üzerinden önce gidelim sonra önceki senelerdeki oyunculara bakarız.

Kosic, Kamada, Borre, Linsdtörm ve Ndica’ya ödenen bonservis bedellerinin toplamı 20,1 milyon avro. Peki güncel değerlerine bakalım, toplamı 73 milyon avro. Yani bu sene sadece bu beş oyuncudan 52,9 milyon avro artı değer gözüküyor.

Hani bunlara farazi denile-bilinir mi bilmeme ama, bunu sağlamak için geçmişe bakarsak sanırım iyi sonuç alırız.

Sağlama için daha önce sattığı ve yukarıda isimlerini yazdığım oyuncular üzerinden gidersek: Silva, Jovic ve Haller’e ödenen bonservis bedelinin toplamı 37,34 milyon avro iken, satış sonrası bonservis bedellerinin toplamı ise 136 milyon avro. Ve bu üç oyuncunun bonservislerinden elde edilen kar ise 98,66 milyon avrodur.

Gelelim Fenerbahçe’ye…

Frankfurt’ta olduğu gibi güncel beş isim üzerinden gideceğim.

Altay Bayındır, Ankaragücü’nden 2019 yılında 1,5 milyon avroya alındı ve şu anki bonservis bedeli 15 milyon avro.

Yüksek bonservis örneği için Ally Samatta’yı kiralıkta olsa da buraya almak gerektiğine inanıyorum. Aston Villa’dan 6 milyon avroya alındı ve şu an bonservis değeri 3 milyon avro.

Aynı seviyedeki Luiz Gustavo, o da 6 milyon avroya Marsilya’dan alında ve şu andaki bonservis değeri 1,5 milyon avro.

Min Jae Kim ise 3 milyon avroya satın alında şu anki bonservis değeri 11 milyon avro.

İrfan Can Kahveci ise 7 milyon avroya satın alındı şu andaki bonservis değeri 8 milyon avro.

Bu beş oyuncuya ödenen bonservis bedellerinin toplamı 23,5 milyon avro iken, şu andaki bonservis değerlerinin toplamı 38,5 milyon avro gözükmekte.

Buradaki ayrıntı çok önemli!.. Bakın oran veya yüzde değil, miktar olarak net olarak Fenerbahçe Frankfurt’tan daha fazla ödeyip daha az kazanmış gözükmekte.

Fenerbahçe için maaşlar hariç aradaki fark 15 milyon avro artı değerdedir. Bu kıyaslama Frankfurt’a göre takımın oyun performansının oyuncuya katkısının düşük olduğunu göstermektedir. Tabii bu da teknik anlamda oynanan oyunun istikrarını ve bir sistematik kurgu üzerinden eleştiriyi de beraberinde getirmektedir.

Aynı Frankfurt’ta olduğu gibi geçmiş yıllar üzerinden sağlamasını yaparsak sanırım daha inandırıcı olacaktır.

2020 yılında Kayserispor’dan 2,5 milyon avroya alınan Deniz Türüç bedelsiz olarak 2021 yılında Başakşehir’e imza attı. 2019 yılında Rizespor’dan 5,6 milyon avroya satın alınan Vedat Murigi 2020 yılında 19,92 milyon avroya Lazio’ya gitti. 2017 yılında 180 bin avroya alınan Eljif Elmas 2019 yılında Napoli’ye 16,2 milyon avro bonservis bedeliyle satıldı.

Şimdi bu üç oyuncu için bonservis değer karşılaştırmasına bakarsak: Ödenen bonservis bedelleri 8,28 milyon avro iken, satış sonrası ise 36,12 milyon avro para elde etti. 27,84 milyon avroluk fark artı bakiyedir. Frankfurt’un kendi satışındaki kazancı 98,66 milyon avro oldu. Yani Fenerbahçe’den 3,5 katı fazla para kazanmış.

Frankfurt’un güncel bonservis toplam değeri 199,05 milyon avroyken, Fenerbahçe’nin 133,63 milyon avro. Ama güncel değerler üzerinden Frankfurt 14,55 milyon artı bakiye verirken, Fenerbahçe maaşlar hariç 10,79 milyon avro eksi bakiye vermektedir.

Tabii ki farklılıklar sadece para üzerinden değerlendirmek doğru olmaz. En önemli ayrıntı saha içi ve dışındaki yönetim anlayışıdır.

Frankfurt bu sene anlaştığı antrenörü Oliver Glanner ile 2024 yılına kadar sözleşme imzaladı. Daha önceki antrenörü Adi Hütter ile 2018 yılında sözleşme imzalarken 2021 yılında sözleşmesi bitine kadar çalıştı. Fenerbahçe ise daha önce çalıştığı altı antrenörün dışında, sadece bu sezon da üç antrenör ile çalıştı. Victor Pereira ile başlayıp, Zeki Murat Göle ile devam etti ve İsmail Kartal ile sezonu bitirdi.

Frankfurt Bundesliga’da Bayern Münih, Dortmund, Leverkusen ve Leipzig’den sonraki 3-4 takım içinde yer almaktadır. Fenerbahçe ise her zaman şampiyonluğa oynayan takımdır ama, ligin kalitesi ve takımların kalitesinin de etkisiyle aynı sonuçları maddi ve sportif açıdan yakalayamamaktadır.

Fenerbahçe ile aynı konumda olan Frankfurt arasındaki antrenör, oyuncu ve sistem istikrarı üzerine eleştirel kıyaslama üzerinden, sayısal olarak da sportif olarak da değişmesi gereken bir şeylerin olduğu ortaya çıkartmaktadır. Hem Fenerbahçe açısından hem de Türkiye’de oynanan futbol açısından çok ciddi yetersizlikleri de ortay koymakta. Sanırım her kesim kendi payına düşeni alıyor ve neyse o oluyor.