Zaman zaman Almanya‘nın “gizli başkenti“ olarak anılan Frankfurt, bugünlerde tüm ülkeye siyasi model olabilecek bir tarihi gelişmenin eşiğinde. İki hafta önce gerçekleştirilen yerel seçimlerden sonra, il genel meclisinde ortaya çıkan tablo, en fazla oyu alan Yeşillerin liderliğinde bir “sol“ daha doğrusu “ilerici partiler“ ortaklığını, yani yeşil, sosyal demokrat (SPD) ve sosyalist (Sol Parti) partilerin oluşturacağı bir koalisyonu mümkün kılıyor. SPD ve Sol Parti, böyle bir koalisyon için görüşmelere hazır olduklarını hemen açıkladılar, ancak Yeşiller‘den halen bir karar çıkmadı. Avrupa‘nın en önemli çok kültürlü metropollerinden Frankfurt‘u önümüzdeki dört yıl boyunca yönetme şansı bulacak bu yerel koalisyon, önümüzdeki eyalet seçimleri ve özellikle de 26 Eylül’deki federal seçim açısından da önemli. Bunun gerçekleşmesi, uzun yıllardır çeşitli sol ve ilerici çevrelerce savunulan böyle bir işbirliğinin mümkün olabileceğine dair güçlü bir mesaj niteliği taşıyacak.

Aslında kamuoyu yoklamaları esas olarak merkez sağ partilerin (CDU ve CSU) Yeşillerle birlikte ya da yanlarına küçük ortak olarak liberal partiyi (FDP) alarak oluşturabileceği bir çoğunluğa işaret ediyor. Yeşiller‘in merke yönetiminin de böyle bir koalisyona katılarak ülke yönetiminde yer almayı hedeflediği biliniyor. Hatırlanacaktır, 2017‘deki seçimlerden sonra da bu mümkündü ve Cem Özdemir‘in eşgenel başkan olduğu o dönemde Yeşiller bu koalisyonun kurulması için büyük çaba göstermiş, ancak FDP‘nin itirazları yüzünden bu gerçekleşmemişti.

Yeşillerin şimdiki yönetimi düşük bir olasılık da olsa SPD ve Sol Parti‘yle birlikte kurulabilecek bir federal hükümet seçeneğini tartışmaya bile yanaşmıyor. Ancak koronavirüs salgınıyla mücadelede Angela Merkel liderliğindeki hükümet son günlerdeki başarısızlıkları nedeniyle Hıristiyan demokratlar büyük prestij kaybına uğradı. Dolayısıyla genel seçimlere ilişkin eğilimlerin değişmesi sözkonusu. Bu durum uzun yıllardır “gerçekçiler“ (Realos) adıyla bilinen sağ kanadın egemenliğindeki Yeşillerin önüne, isteksiz oldukları “ilericiler birliği“ koalisyonu olasılığını yeniden koyuyor.

***

Frankfurt 1970’li yılların sonundan itibaren siyasi yaşama bir “sol“ ve “sistem alternatifi“ olarak giren Yeşiller için önemli bir kent.

Avrupa‘daki 68 Hareketi’nin en önemli merkezlerinden biri olan Frankfurt, resmen olmasa da fiilen bu partinin kurulduğu, ilk büyük seçim başarılarını yaşadığı bir metropol. Daha sonra Almanya‘nın Dışişleri Bakanı olan Joschka Fischer, 68 Hareketi’nin liderlerinden Daniel Cohn-Bendit (Kızıl Dany) ve daha bir çok parti ileri geleni, radikal sol eylemciler olarak siyasete burada başlamışlardı. İlk kez bir hükümet ortaklığına katılarak (1985‘te Hessen‘de kurulan SPD-Yeşiller koalisyonu), “yönetebilir“ olduklarını kanıtlamalarını da buradaki siyasi başarılarına borçlular.

Ancak Frankfurt, aynı zamanda önce karşı oldukları Hıristiyan demokratlarla yerel düzeyinde ilk işbirliğini gerçekleştirdiği merkezlerin başında geliyor. Hessen eyaletini 6 yıldır yöneten koalisyon CDU-Yeşiller koalisyonu da “merkez partisi“ne dönüştüklerinin bir kanıtı olarak gösteriliyor. Yeşiller yönetiminin Frankfurt‘taki bir “ilericiler“ koalisyonuna sıcak bakmadığı biliniyor. Ancak hem seçim programları ve hedefleri, hem de seçmenlerinin tercihleri açısından bunun mantıklı bir seçenek olduğu ortada.

Özellikle dar gelirli kesimler için “ödenebilir konut”, çevre koruma ve toplu ulaşım gibi konularda üç parti arasındaki ortak noktalar, böyle bir işbirliğinin mümkün olduğunu da gösteriyor. Frankfurt İl Genel Meclisi‘ne SPD‘den seçilen Hüseyin Sıtkı ve Sol Parti‘den Eyüp Yılmaz‘ın işaret ettiği en önemli noktalar da bunlar. Kendi partilerinin böyle bir koalisyonda yapıcı ortaklar olarak yer almaya hazır olduğunu belirten Sıtkı ve Yılmaz, böyle bir ortaklığın hem Frankfurt, hem de Almanya açısından önemli bir fırsat olacağını vurguluyorlar. Bunun aynı zamanda son zamanlarda giderek güçlenen yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadele açısından çok büyük bir kazanım olacağına da dikkat çekiyorlar.

Bu konuda 10 yıldır Frankfurt İl Genel Meclisi‘de Yeşiller üyesi olarak yer alan Hilime Arslaner’in de görüşlerini aldık. Söz konusu ortaklığa ilişkin beklentileri bildiklerini, ancak bir karar için çok erken olduğuna işaret eden Arslaner, tüm demokrat partilerle işbirliğine prensip olarak açık olduklarını belirtiyor. Bunun için önce en büyük ikinci parti CDU olmak üzere beş partiyle görüşmelere başlayacaklarını kaydederken, parti programlarının yanı sıra, işbirliğine gidecek siyasi kadrolar arasındaki “uzlaşma, beraber çalışma etiği ve güvenirlik“ konularının da çok önemli olduğunu vurguluyor. Sosyal demokrat Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann‘a yönelik eleştirilerin ve adının geçtiği skandalların koalisyon görüşmelerini etkileyeceğine de dikkat çekiyor.

Almanya’nın siyasi tarihinde çok önemli bir rolü olan, ilk parlamentoya, ilk anayasaya, 1848 ve 1969’lardaki devrimci hareketlere ev sahipliği yapan Frankfurt’taki gelişmeler böyle.