Fransa’da yarın gerçekleşecek parlamento seçimlerinin ikinci turu öncesi BirGün’e konuşan Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Üyesi Nolwenn Mathe sol ittifakın ülkede yeni bir heyecan yarattığını söyledi.

Fransa’da sol yeni bir heyecan yarattı

Beliz BAYÜLGEN

Fransa’da nisan ayında gerçekleşen başkanlık seçimlerinde iki sağ aday arasında tercih yapmak zorunda bırakılan sol-muhalif taban, hissettiği tükenmişliğin ardından silkelenip yeniden örgütlendi. Şimdi daha canlı bir şekilde yeniden seçime girmeye ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un parlamentoda çoğunluğa erişmesini engellemeye hazırlanıyor.

Yarın gerçekleşecek seçimin ikinci turunda Sosyalist Parti, Fransız Komünist Partisi ve geçmiş başkan adayı Jean-Luc Melenchon’un kurucusu olduğu Boyun Eğmeyen Fransa’dan oluşan NUPES (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği) ittifakı meclis seçimlerine tek listeden katılarak “neoliberalleşmiş sosyal demokrasi” olarak adlandırılan statükoya meydan okuyor.

2016’dan beri dünya çapında sol siyaset içerisinden ABD’de Bernie Sanders, Birleşik Krallık’ta Jeremy Corbyn ve Fransa’da Jean-Luc Melenchon ikişer defa başarısızlık ile sonuçlanan başkanlık adaylıkları gerçekleştirdi. Her ne kadar girdikleri seçimlerde başarısız olsalar da, bu üç adayın da seçim süreci esnasında içlerinde bulundukları ülkelerin siyasi atmosferi üzerinde dönüştürücü etkileri oldu. Şimdi ise Melenchon, başkanlık seçimlerinin üçüncü turu olarak adlandırdığı meclis seçimlerinde oluşturduğu sol koalisyon ile bu dönüşümü kalıcı hale getirmeyi planlıyor.

Fransa’da 64 yıldır ilk defa iktidar partisi mecliste salt çoğunluğu elde edememe riski ile karşı karşıya. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un etrafında birleşen Ensemble (Birlikte) ittifakının oyların yüzde 25.8’ini, NUPES ittifakının ise yüzde 25.8 ile sonuçlandırdığı birinci tur seçimlerinin ardından başa baş giden iki ittifak ikinci turda tekrar karşı karşıya gelecek.

Avrupa’nın önde gelen üniversitelerden Sciences Po Paris’te Yüksek Lisans öğrencisi olan ve Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Üyesi Nolwenn Mathe ile seçimleri konuştuk.

Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Üyesi Nolwenn MatheBoyun Eğmeyen Fransa Partisi Üyesi Nolwenn Mathe

Fransa halkının seçimlere eskisi kadar ilgi göstermediğini aktaran Mathe şunları söyledi: “Bu seçimin diğerlerinden özellikle bir farkı olduğunu düşünmüyorum, genel olarak parlamento seçimlerine karşı ilgisizlik var bu yüzden bu çok şaşırtıcı olmayan bir sonuç. Fransa’da katılım oranı son senelerde oldukça düşük ve genel olarak Fransız siyasetine karşı da bir ilgisizlik söz konusu, bence bu insanların temsil edilmediğini hissetmesinden kaynaklı. İnsanlar sisteme eskisi gibi inanmıyor, sol-muhalefetin en güçlü olduğu grup olan gençler seçim etrafında yüksek oranlarda örgütlenmiyor. Bu yüzden düşük katılım oranı bu seçime özgü değil.

Mathe başkanlık seçimleri sırasında bu seçimler sırasında kurulan ittifakın kalıcı olma ihtimaline ilişkin ise şöyle konuştu: “Başkanlık seçimlerinde yine de solun tek parti olarak gireceğini zannetmiyorum. Sosyalist Parti gibi partilerin adayları için ittifakta yer almak parlamentodaki koltuklarını korumanın tek yolu gibi gözüküyordu fakat başkanlık seçimlerinde bu durum söz konusu değil. Partilerin ortaya koydukları adaylarla kamusal görünürlüklerini geliştirmek gibi kaygıları var. Meclis’te çoğunluğu sağladığı takdirde ise ittifakın kalıcı olup olmayacağı ise insanların parlamentoda nasıl bir muhalefet olunacağıyla alakalı. Örneğin parlamento tamamen etkisiz bırakılırsa insanlar solun birleşmesini kendi içinde bir değer olarak görmekten vazgeçebilir

“İttifak sayesinde yepyeni bir atmosfer yakalandı” diyen Mathe 2017’deki seçimlerle bu seçimin farkını şöyle aktardı: “İnsanlar 2017’de örneğin Sosyalist Parti’yi sahtekar olarak görüyordu ve geçerli bir alternatif görmüyordu. O zaman Macron etrafında oluşan çoğunluk görülebiliyordu ve Macron’un kendisi Fransa’nın başına gelen yeni bir şeydi, insanlar onu desteklemek için heyecanlıydı. Bu da başkanlık seçimlerinde Sosyalist Parti’nin kendi adaylıklarını geri çekip Macron’u desteklemesine yol açtı. Bu da meclis seçimlerine girerken solcu bir alternatif olmadığı, solun gerekli popüler desteğe o zaman sahip olmadığı hissiyatını güçlendirdi.”