Fransa’nın Komünist Belediye Başkanı Chaulet BirGün’e abone oldu: Omuz Ver
Fransa’nın Barjac kentinin Komünist Belediye Başkanı Chaulet, BirGün’ü ziyaret etti. Gazetemize abone olarak “BirGün’e Omuz Ver” kampanyasına destek sunan Chaulet, “Tekelci kapitalizm koşullarında bağımsız gazetecilik için mücadele etmek zor olduğu kadar kıymetli de” dedi.

Bilge Su YILDIRIM
Fransa’nın rönesans kenti Barjac’ın 6 dönemdir belediye başkanlığını yapan Komünist Belediye Başkanı Edouard Chaulet, BirGün’ü ziyaret etti. Gazetemize dayanışma dileklerini ileten Başkan Chaulet, aynı zamanda gazetemizin ‘Omuz Ver’ kampanyasına katılarak abone oldu.
BirGün’e abone olan Chaulet, bağımsız medyanın yaşamasının, halkın haber alma hakkının teminatı olduğunu söyledi. Fransa’da da bağımsız medya kuruluşların yaşaması için kampanyalara destek verdiğini kaydeden Chaulet, tekelci kapitalizm koşullarında günden güne tekelleşen medya ortamı içinde bağımsız, patronsuz ve halktan yana bir haber anlayışında ısrar edilmesinin çok kıymetli bir mücadele olduğunu belirtti.
Chaulet ile halkçı bir belediyecilik anlayışı ile yönettiği, Rönesans şehri Barjac ve sürdürdüğü sosyalist belediye deneyimi üzerine konuştuk.
RÖNESANS KENTİNDE HALKÇI YÖNETİM
Güney Fransa’nın Gard ilinde, nüfusu 2000’e yaklaşan bir Rönesans şehri olan Barjac’ı 1989’dan beri belediye başkanlığını yapan Chaulet, kenti bir kültür sanat şehrine dönüştürmek için adımlar attıklarını ifade etti. “Mimari mücevher” olarak anılan Rönesans Kulesi’nin de olduğu Rönesans kentinin sanat ile bağını sürdürmeyi çok önemsediklerini aktaran Chaulet, her gün bir kültür sanat etkinliği düzenlemeyi ihmal etmediklerini söyledi.
Yıllar içinde bir kültür sanat başkentine dönüşen Barjac’ın sanat dünyasında da dikkati çektiğini belirten Chaulet, dünyaca ünlü ressam sanatçı Anselm Kiefer’in de kente yerleştiğini aktardı. 1989’dan bu yana başında olduğu yerel yönetim ve sanat üzerine sohbet ederken Chaulet, şunları söyledi: “Neden sürekli seçiliyorum... Bilmem... İyi biri olduğumu söylüyorlar. Ama her zaman ‘iyi’ olduğumu, herkesin hoşuna giden şeyler yaptığımı söyleyemem. Hatta genelde akıntıya karşı kürek çekerim. Halk için varım, hep halkın içindeyim ama onların her istediğini yapmam. Onlardan biraz farklıyım. Kırsalda çiftçiler tutucudur. Geleneksel değerlere bağlıdır. Ben sanata, kültüre, Barjac’ı içine kapatmayıp dünyaya açmaya önem veriyorum. Tanınmış Alman sanatçı Anselm Kiefer buraya yerleştiğinde ona da karşı çıktılar. ‘Alman’ dediler, ‘zengin’ dediler. ‘Biz Almanlara karşı savaştık’ dediler! Babam savaştı. Ama Almanlara karşı değil. Nazilere karşı. Almanlardan değil Nazilerden nefret etti. Tutucu çiftçilere bunları anlatmak kolay değil.”
ÇOCUKLARIN SAĞLIKLI YEMEK HAKKI İÇİN
Chaulet, Barjac’ın bir diğer kayda değer dönüşümünün de tarım ve ekoloji alanında gerçekleştirildiğini söyledi. Organik tarım anlayışını kentteki hâkim tarım anlayışı hâline getirdiklerinden bahseden Chaulet, organik gıdaya erişimi de, başta okullarda çocuklara vermek üzere, halk içinde yaygınlaştırmak için emek sarf ettiklerini ifade etti:
“Öğrenciler okulda organik ve kaliteli yemek yiyorlar. Okul kantinlerinde sadece bunlar var. Ben ücretsiz vermekten yanayım ama meclis kabul etmiyor. Erdoğan değilim ki, her istediğimi yapabileyim. Ama eti, meyvesi ve sebzesiyle organik bir yemeği 2,5 avro gibi çok ucuz bir fiyata veriyoruz. Bu yalnızca organik yemek meselesi değil sosyal bir politika. Öğrenciler için bahçelerimiz var. Yediklerinin nasıl üretildiğini öğreniyorlar. Kaliteli meyve ve sebzenin nasıl yetiştiğini öğreniyorlar. Okul mutfaklarının zeytinyağını biz üretiyoruz. Öğrenciler zeytin topluyor. Okulda toprağı işliyor. Ben siyasette konuşmanın değil, yapmanın ve göstermenin etkili olduğuna inanıyorum. Yerelde belediyelerde de bunu yapmak için çok fazla fırsat var. Çocuklara sağlıklı, organik gıda yediriyorum ve açıkçası, bununla anılmak istiyorum.”
"KAPİTALİZM DOĞAYI, İNSANLARI ÖLDÜRÜYOR"
Komünist Başkan işçi sınıfına ekolojinin, çevrenin önemini anlatmanın zor olduğuna da dikkati çekti. Ekonomik ve politik taleplerin, çoğu zaman ekoloji mücadelesinin önüne geçtiğini kaydeden Chaulet, şunları söyledi: “Çiftçiler için adalet önce geliyor. Açlık, işsizlik, günden güne zorlaşan yaşam koşullarıyla boğuşurken doğa ve çevreden söz edenlere kulak vermiyorlar. Ancak, kapitalizm ve piyasanın görünmez eli sadece havayı, suyu, toprağı sömürüp kirletmiyor, insanı ve işçileri de mahvediyor. Bunlar birbirinden ayrılamaz. 20’li yaşlarımda Marx’ı okurken ben de onda ekolojist bir yan göremiyordum. Şimdi okuduğumda görüyorum. Marx ve Engels Londra’da işçilerin nerelerde yaşadıklarını, ne yediklerini, yedikleri gıdanın kaç kere bozulmaya uğradığını anlatırken tam anlamıyla ekolojistler.”


